Facebook kadınlar için nasıl bir algoritma kullanıyor?
Yapay zekâ, toplumda var olan önyargıları da öğreniyor. Facebook ve Google gibi yapay zekâ destekli platformlar bu önyargılarla çalışma hayatını etkiliyor.

Altınbaş Üniversitesinde düzenlenen seminerde algoritmaların iş dünyasındaki olumlu ve olumsuz etkilerini ele alındı. İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Özsoy’un ev sahipliğinde gerçekleşen “How does algorithmic organizing redefine work, diversity and its value?” (0Algoritmik Organizasyon Çalışmayı, Çeşitliliği ve Değerini Nasıl Yeniden Tanımlar?) konulu seminerin konuğu, Hasselt Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Organizasyon Çalışmaları alanında önemli eserleri olan Profesör Patrizia Zanoni idi. Zanoni, özellikle organizasyonlarda farklılık- çeşitlilik yönetimi üzerine yaptığı çalışmaları ile tanınıyor. Prof. Zanoni, iş dünyasında toplumsal cinsiyet, etnik köken ve diğer kimlik farklılıklarının nasıl sistematik olarak yeniden üretildiği konularında araştırmalar yapıyor.
“İş dünyasında farklılıklar, bireyler arası ayrımcılıkla
sınırlı değil”
Patrizia Zanoni, yaptığı sunumda iş dünyasında farklılıkların
yalnızca bireyler arası ayrımcılıkla sınırlı olmadığını, aksine
organizasyonel sistemlerin farklılıkları yapılandırdığını belirtti.
Zanoni, “Farklılıklar, yalnızca bireylerin kimliklerinden
kaynaklanan bir mesele değil. Çeşitlilik, kapitalist
organizasyonlarda görevlerin, yetkinliklerin ve ücretlerin nasıl
tanımlandığına dair derin bir sistematik yapıdan besleniyor”
dedi.
“Yapay zekâ algoritmaları önyargıları yeniden üretiyor”
Zanoni ayrıca, dijital teknolojilerin ve yapay zekâ algoritmalarının iş dünyasında farklılıkların organize edilme biçimlerini nasıl değiştirdiğini anlattı. Facebook ve Google gibi büyük teknoloji şirketlerinin algoritmalarının geçmişte var olan eşitsizlikleri nasıl yeniden ürettiğine dair örnekler verdi. Algoritmaların çalışma hayatındaki rolü üzerine çarpıcı analizler yapan Zanoni, bu yapay zekâ destekli yapıların yalnızca teknolojik bir araç değil, aynı zamanda önyargıların yeniden üretiminde kritik bir aktör olduğunu belirtti.
Zanoni, araştırmalarında insanların dijital platformlarda kimlik farlılıklarıyla ilgili faktörler nedeniyle iş fırsatlarını kaçırdıklarını tespit ettiklerini açıkladı. Facebook ve Google algoritmalarının kadınların belirli iş ilanlarını görmesini engellediğini, yüksek ücretlere sahip pozisyonlar hakkındaki iş ilanlarının genellikle erkeklere, daha az ilgi çekici işlerin ise kadınlara sunulduğundan bahsetti. Bu tür örneklerin, algoritmaların tarafsız olmaktan uzak olduğunu ve insan yapımı önyargılarla şekillendiğini vurgulayan Zanoni, “Algoritmalar, geçmiş verilerden öğrenir ve bu veriler eşitsizlik içeriyorsa, algoritmalar da bu eşitsizlikleri devam ettirir,” dedi. Medyanın genellikle algoritmaların ayrımcılığı artırdığına dair hikayelerle dolu olduğunu vurgulayan Zanoni şöyle konuştu:
“Örneğin, Facebook reklamlarının cinsiyete dayalı olarak farklı işler sunduğu bilinir. Kadınlar, erkeklere oranla daha az üst düzey iş ilanıyla karşılaşmıştır. Algoritmalar, geçmiş verilerden öğrenir ve bu veriler genelde eşitsizlik içerdiği için, eşitsizlikleri yeniden üretir. Bu durum, algoritmaların toplumsal eşitlik yaratmasını zorlaştırır. Ancak bu örnekler genellikle internet gibi açık sistemlerden gelen verilerle ilgilidir. Örgüt içindeki kapalı veri sistemlerinde durum farklı olabilir. Şirketler kendi veri setlerini kontrol edebilir ve bu veriler üzerinden algoritmalar oluşturabilir. Bu durum, fırsatlar yaratabilir. Bu nedenle platform ekonomisi ve dijital teknolojilerin işçi-işveren ilişkilerindeki etkilerini analiz etmek benim için önemli bir araştırma alanı haline geldi. Platform ekonomisi, sadece teknolojik değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm sürecidir. Bu dönüşüm, eşitsizliklerin yeniden üretilmesi ya da kırılmasında kritik bir rol oynar.”
Platform Ekonomisi fırsat eşitliği ve kapsayıcılık umudu
olabilir mi?
Zanoni, çeşitlilik kavramının iş dünyasında bir "iş fırsatı" olarak
ele alınmasına yönelik eleştirileri de değerlendirdi.
Farklılıkların bazı kesimler tarafından bir insan hakkı
meselesinden çok ekonomik bir değer olarak tanımlanabildiğini
aktardı. “Kapitalist sistemin bu yaklaşımı, işçilerin kendi
değerlerini geri talep etmeleri için bir fırsat yaratabilir”
şeklinde konuştu. Zanoni, algoritmaların önyargı barındıran
yapısına rağmen, fırsat eşitliği ve kapsayıcılık potansiyeli
sunduğunu ifade etti. Bunun için önyargısız şekilde kendi elde
ettiği veriler ile veri tabanlarını geliştiren dijital
platformların işlevselliğine dikkat çekti. Avrupa Komisyonunun
platform ekonomisini iş gücüne katılımı ve kapsayıcılığı
arttırmanın yeni bir yolu olarak gördüğüne işaret etti. İşbirlikçi
ekonominin ve dijital çalışma platformlarının, geleneksel istihdam
modellerinin dışında kalan bireyler için yeni gelir kaynakları
yarattığını belirten Zanoni, çalışma platformlarının, evden
çıkamayan, kırsal bölgelerde yaşayanlar, engelli bireyler ve
gelişmekte olan ülkelerdeki işçiler için ekonomik fırsatlar sunma
potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Bununla beraber daha geniş
bir işgücü kitlesinin daha büyük bir rekabet içerisinde yalnızca
görev bazlı geçici işlerde çalışması üzerine kurulu platformların
ücret, sosyal güvenlik gibi konularda hukuki düzenlemelere ihtiyaç
yarattığına da dikkat çekti.
Zanoni, dijital teknolojilerin adil bir şekilde tasarlandığında ekonomik eşitlik ve toplumsal kapsayıcılığı artırabileceğini vurguladı. Ancak bu hedefe ulaşmak için algoritmaların dikkatlice düzenlenmesi ve şirketlerin veri politikalarının şeffaf olması gerektiğine dikkat çekti.