Hangi dev kimle işbirliği yaptı?
İngiliz zannedilen markaların sahibi Hindistanlı, kimi köklü Alman markaları, neredeyse 100 yıldır aslında Amerikalı, Amerikalıların sahibi ise İtalyanlar oldu.
İngiliz zannedilen markaların sahibi Hindistanlı, kimi köklü Alman markaları, neredeyse 100 yıldır aslında Amerikalı, Amerikalıların sahibi ise İtalyanlar oldu.
Son hisse değişikliği haberi, Fransa’nın 2008 küresel krizinden bu yana sıkıntılarla boğuşan otomotiv devi PSA’dan geldi.
Peugeot ve Citroen markalarını bünyesinde barındıran grup, önceki gün yapılan yönetim kurulu toplantısı sonucunda Çin’in dev otomotiv grubu Dongfeng ile işbirliği yapma kararı aldığını açıkladı.
Alınan karara göre, Çin’de Nissan, Honda, PSA Peugeot Citroen, Kia gibi markaların araçlarını üreten Dongfeng, PSA’nın yüzde 14’ünün sahibi oldu.
PSA, sermaye artımına iştirak yoluyla gerçekleşen hisse devrinden sonra grubun kontrolünün Çinlilerin eline geçmesini önlemek için Fransa devletini de yüzde 14 oranında ortak ortak aldı.
3 milyar Euro’luk sermaye artırımına Dongfeng ve Fransa devleti 800’er milyon Euro koyarak sermaye artırımına katıldı.
‘YARIŞA GERİ DÖNÜYORUZ’ PSA’nın dün yapılan yönetim kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada “PSA Grubu, rekabet gücünü artırmak, gelişen pazarlardan pay almak, globalleşmeyi hızlandırmak için önemli işletme projelerini hayata geçirecek" dendi.
Bu operasyonlar için, yeni sözleşmeyle tamamlanan Rebond 2015 (Atılım 2015) planıyla grubun nisan ayında açıklayacağı “Back in the Race” (Yarışa Geri Dönüş) planında öngörülen operasyonlar için hayata geçirilen önlemlerin devamında yer alacaktır” denildi.
DEĞİRMENCİ PEUGEOT AİLESİ KONTROLÜ KAYBETTİ PSA yönetiminin uzun tartışmalardan sonra aldığı bu kararın en büyük etkisi hiç şüphesiz 204 yıllık sanayici Peugeot Ailesi’ne oldu.
Aile bu kararla birlikte grup üzerindeki kontrolünü kaybetti.
Sermaye artırımına kadar grubun yüzde 25.4’üne sahip ailenin payı, hisselerin Çinliler ve devlete devrinden sonra yüzde 14’e düştü.
1810 yılında kahve değirmeni ve bisiklet üretmek üzere kurulan Peugeot Grubu, ilk otomobilini 1890’da üretti
Seri halde otomobil üretimi yapan ‘Societe des Automobiles Peugeot’ ise 1896 yılında kuruldu.
1976’da Citroen markasının Peugeot tarafından satın alınmasıyla da PSA Peugeot-Citroen Holding grubu ortaya çıktı.
Thierry Peugeot’nun başkanlığını yürüttüğü PSA Grubu bu kararla birlikte Avrupa’da otomobil üretimi işine Çin sermayesini dahil eden ilk grup oldu.
Avrupa’ya ilk gelen Hintli TATA olmuştu Asya sermayesinin zorda kalan Avrupalı otomobilcileri devralmasının hikâyesi 2008 yılında Hintli TATA’nın 2.3 milyar dolar bedelle Jaguar ve Land Rover’ı devralmasıyla başlamıştı.
Uzun süren pazarlıklar sonucu gerçekleşen bu devir başlangıçta şüpheyle karşılanmış, ancak TATA’nın her iki markaya verdiği finansal destekle, arka arkaya yeni modeller geliştirilip pazara sürülmüştü.
Çinlilerin Avrupa’ya fiilen gelmeleri ise yine zor durumdaki Volvo otomobilin, 2010 yılında Geely tarafından satın alınmasıyla gerçekleşti.
Her iki satın alma da zor durumdaki markaların pazardaki pozisyonlarını güçlendirmelerini sağladı.
PSA yönetimi de el değiştirdi PSA’daki değişim sadece hisse devriyle kalmadı.
Gruptan yapılan açıklamada, geçen yılın kasım ayında sürpriz bir şekilde Renault’dan PSA’ya geçen Carlos Tavares’in 31 Mart 2014 tarihinden itibaren PSA Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olarak Philippe Varin’in yerini alacağı belirtildi.
Ancak Tavares, 20 Şubat 2014 tarihinden itibaren grup operasyonlarının sorumluluğunu üstlenecek.
Gruptan yapılan açıklamada 2.7 milyar Euro tutarındaki teyitli kredi kalemini oluşturan sendikasyon kredisini yenilendiği kaydedildi.
2 milyar Euro’luk dilimin 5 yıl vadeli, 700 milyon Euro’luk diliminin ise 3 yıl vadeli olup, her ikisinin birer yıllık uzatma opsiyonlarının bulunduğu belirtildi.
Yeni toplu kredinin 2010 yılında imzalanan 2.4 milyar Euro’luk kredinin yerini alacağı 3 milyar Euro’luk sermaye artırımına bağlı olarak devreye gireceği de ifade edildi.
HANGİ DEV, KİMLE İŞBİRLİĞİ YAPTI? İŞTE O TABLO;
Otomotiv dünyasındaki hisse alış verişlerinin ve değişimlerinin hızına yetişmek mümkün değil.