BMW i8'in kare kare yapım aşaması görüntülendi
Sportif otomobiller konusundaki deneyimini, yeni tasarım ilkeleri ve çevrecilik felsefesi ile yoğurarak sunan marka, 2009 yılında gösterdiği Vision konseptini yollara çıkarıyor.
Sportif otomobiller konusundaki deneyimini, yeni tasarım ilkeleri ve çevrecilik felsefesi ile yoğurarak sunan marka, 2009 yılında gösterdiği Vision konseptini yollara çıkarıyor.
Bariz değişikliklere rağmen ilk konsepte oldukça yakın olan i8, otomobil dünyasında görülmemiş bir tarza ve farklı tasarım uygulamalarına sahip. 4689 mm uzunluğa sahip olan araç benzer BMW modeli 6-Serisi Coupe' nin 4894 mm uzunluğu yanında çok da geride kalmıyor.
BMW' nin ilk plug-in hybrid aracı olma özelliğini taşıyan i8, kısacası iki motor ile çalışıyor. 3 silindirli, 1.5 litrelik 231 beygir güç, 320 Nm tork üreten benzinli motor TwintPower Turbo teknolojisine sahip.
Yakıt ile çalışan bu motor, gücü arka tekerleklere otomatik şanzımanla iletiyor ve tek başına 250 km/s hıza çıkıyor.
Bu geleneksel motora eşlik eden elektrikli motor ise 131 beygir güç, 250 Nm tork üretiyor.
Elektrikli ünite gücünü sıvı soğutmalı lityum-iyon pillerden alıyor, gücü ön tekerleklere iki aşamalı otomatik şanzımanla yolluyor.
İki motorun işbirliği ile araç 362 beygir güç, 570 Nm tork üretmekte, ve 0-100 km/s hızlanmasını 4.4 saniyede tamamlıyor.
Oldukça verimli bir şekilde 4X4 sürüş yapan araç, virajlarda tekerleklere yollanan güç miktarını duruma göre ayarlıyor.
100 km' de 2,5 litre yakıt harcarken 59 gram CO2 salınımı yapması ise etkileyici bir durum. Elektrikli motor tek başına kullanıldığında 35 km' lik bir menzile sahip, ve maksimum 120 km/s hız yapabiliyor.
Yakıt deposu dolu benzinli motor, tam şarjlı elektrikli motor eşliğinde kullanıldığında 500 km' den fazla bir menzil elde ediliyor.
i8, 5 farklı sürüş modu ile farklı miktarlarda verimlilik elde ediyor. Sportif özellikleri elektrik verimliliği ile birleştiren Comfort modu, ekonomi odaklı ECO PRO modu, ve elektrikli motordan güç takviyesi alan Sport modu en çok dikkat çeken seçenekler. Bu modlara Driving Experience Control ve eDrive düğmeleri aracılığıyla erişiliyor.
i8' in yapısı incelendiğinde i markasının özel LifeDrive mimarisinin kullanımı görülüyor. i3' de de bulunan bu sisten sayesinde, BMW' nin "meşhur" hafiflik ilkesi aksatılmamış oluyor. Aracın kabini "Life" kabuğunda bulunuyor.
Bu kabuk, CFRP, yani karbon fiberle güçlendirilmiş plastikten yapılma. Güvenlik gerekliliklerini eksiksiz yerine getiren bu kompozit malzeme altında, "Drive" katmanı bulunuyor. Aracın motoru ve bataryası gibi teknik elemanların taşındığı bu zemin, alüminyumdan imal ediliyor.
Kaza senaryolarını detaylı şekilde inceleyen marka, Life kabuğunda sadece zarar gören kısımları değiştirebiliyor, ve diğer bölgelerde de tamir düşük maliyetli oluyor. Aracın bu çılgın şekli, aynı zamanda rüzgar ile iyi geçiniyor.
0.26 Cd' lik rüzgar direnci ile i8, bünyesindeki harika teknolojilerin rüzgar tarafından gölgelenmesini engelliyor. Alçaktaki ağırlık merkezi ve 50:50 ağırlık dağılımı sayesinde sürüş çok daha dengeli hale geliyor. 0,7 mm' lik camlar, telefon sektöründen tanınan Gorilla Glass akrabası ve kimyasalla güçlendiriliyorlar.
Tıpkı bu cam örneği gibi başka yerlerde de alınan ufak önlemler sayesinde i8 daha da hafifliyor. Standart olarak sunulan full LED farlar, opsiyonel Lazer teknolojisi ile aydınlatma konusunda sınırları zorlamakta. Elektrikli sürüşe özel navigasyon sistemi, dijital gösterge paneli, bağımsız ekranlı iDrive sistemi ve deri spor koltuklar da standart sunulmakta.
Connected Drive programı parçası olarak sunulan park mesafe kontrol sistemi, acil durum çağrısı, yağmur sensörü, frenleyebilen cruise control sistemi, geri görüş kamerası, çarpışma önleme sistemi, Head-Up display de etkileyici donanımlar.
Önceleri Frankfurt Otomobil Fuarı'nda resmi tanıtımı yapılan i8, BMW markasının bu zamana kadar yapmış olduğu en fantastik ve fütüristik araç.
Şu an tamamen iskelet olan ve paramparça olan Alman otomotiv devi BMW'nin elektrikli otomobili bakın parça parça nasıl ortaya çıkıyor?
i8, BMW' nin elektrikli otomobillere özendirici 3600 ELECTRIC programı ile daha da kolay kullanımlı hale geliyor. Esnek alım seçenekleri sayesinde araca kavuştuktan sonra eve monte edilebilen BMW i Wallbox ile 2 saate yakın sürede şarj mümkün hale gelirken 3 saatte pilleri dolduran halka açık şarj istasyonlarında kullanmak için ChargeNow kartı sunuluyor.
i8' in ön tasarımı detaylı incelendiğinde, yanlara açılan farlar ve çift böbreğin uyumlu kullanımı beğeni topluyor. Farlar, içlerindeki "U" şekilli LED aydınlatmalar ile i8' e yüz ifadesi kazandırıyor.
Düz üst kenarlı farların iç yan kenarları böbreklere bitişik. Dış yan kenarlar yukarı uzuyor, ve gözler bu kenarlar hizasında aşağı indirildiğinde bu yan kenardan çıkan ince bir siyah çizginin aşağı inmeye başlayıp tamponda kalın üçgensi bir bölge oluşturduğu görülüyor.
İki fardan da çıkan bu üçgensi alanlar arasında geniş hava çıkışı bulunmakta. Siyah ve derinde oluşu sayesinde göze takılmayan bu hava çıkışı üzerinde plaka yer almakta. Plaka üzerindeki böbrekler ise i8' de ızgara halinde değil.
Böbrek şekli korunmakta, ancak çerçeve içinde siyah dolgu malzemesi bulunuyor. Parlak çerçevelerin içinde bir de mavi renkli şerit bulunuyor.
Bu mavi tonu, aracın pek çok yerinde görülüyor ve çevreciliği temsil ediyor. İki böbrek arasında kalan ince boşluktaki siyah çizgi ikisini bağlıyor. Kaputa bakıldığında, BMW logosu çevresinde de mavi bir çember olduğu görülmekte.
Ön cam yanı kirişlerden uzayan bir çizgi, farlara doğru kaput üzerinde uzarken soluklaşarak sonlanıyor. Ön cama birleşen "Siyah Kuşak-Black Belt" ise i markasının tasarım detaylarından.
Üçgensi bir şekilde başlayıp (önce ince, sonra kalınlaşan) ön cam genişliğine ulaşan bu kuşak, ön cam tarafından devam ettirilerek arka kısma kadar uzuyor. Burun, kızgın ama yine de sevilesi tasarımı ile hayranlık uyandırıyor.
Yan tasarıma geçildiğinde, kıvrımlı ve farklı eksenlerdeki çizgiler ile kafa karışmaya başlıyor. Düz alt kenara sahip olan yan cam, arkaya doğru gerili şekilde ve dairesel üst kenara sahip. Bu camın arka ucundan ona birleşen siyah alan, arkaya doğru uzuyor ve üzerindeki gövde rengi kısım, çıkıklaşarak siyah alanı derinde bırakıyor.
Arkaya uzayan gövde rengi kol, stop lambalarının hizasına geldiğinde sonlanıyor. Bu gövde renkli kollar arasında ise siyah alan devam ediyor, yani siyah kuşak arka cama uzuyor. Kapının alt kısmına bakıldığında, gri renkli yüzeyde de mavi bir şerit görülmekte.
Yukarı uzayan bu mavi şeridin altındaki gri yüzeyde de bir çizgi mevcut. Kapının yan kenarı, çapraz eğimde yukarı çıkmakta ve gövde rengi kısımda da bu çapraz kenar devam ettirilerek yeni bir katman oluşturuluyor.
Yan camın devamındaki siyah yüzeyin altında bulunan çıkık katmanın başlangıcı, işte bu kapı yanından çıkan çizgi. Üstteki beyaz yüzey gibi bu alttaki beyaz katman da stop lambalarına birleşiyor.
Yan kısımdaki boşlukları dolduran büyük detaylar ise, tekerlekler. Standart 20 inçlik tekerlekler, sportif jant tasarımları ile sade yan kısma hareket getiriyor. Ön tekerlek yuvası üzerinde şarj kablosu giriş kapağı görülüyor. Kapıların açma düğmeleri ise yan kenarlarına bitişik olan siyah derinlikte bulunuyor.
Araca özgün silüetini kazandıran yan kısımdan sonra arkaya geçildiğinde, bir konsepte bakıldığı sanılabilir. Üst ve alttaki beyaz katmanların birleştiği stop lambaları, ön far LED' lerine benzer "U" şeklinde. Belirgin çizgileri ile hoşa giden lambaların altında başlayan siyah yüzey, ikisi arasında da devam ediyor.
Marka logosu iki lamba arasında yer alıyor ve siyah yüzey bu hizadan arka cama birleşiyor. Kaputtan arkaya uzayan siyah kuşak, böylece burada da devam ediyor ve siyah yüzeyin yanlardan aşağıya inmesi ile iki kola ayrılıyor. Tampondaki gövde rengi alanın iki yanından uzayan siyah kollar, en altta yeniden açılıyor.
Siyah kolların yanında bulunan mavi şeritler, aşağı doğru inerken inceliyor. Gövde rengi alanda plaka bulunuyor, ve mavi şeritlerin üst kenardaki kısmında onlara bitişik kedigözleri yer almakta. Farklı eğimde olan bu mavi şeritler ve tamamen kafalarına göre takılan siyah yüzeyler ile arka kısma detaylıca bakılmadan çok kompleks olduğu sanılıyor.
Aracın iç mekanına girildiğinde, akışkan çizgiler ile dış tasarımın özgünlüğü yakalanıyor. Beyaz konturlarla desteklenen direksiyon, mavi çemberli BMW logosunu taşıyor ve yan kollarında kontrollere ev sahipliği yapıyor.
Kulakçıklar sportif otomobil vurgusu yapıyor. Gösterge paneli, tamamen dijital ve yüksek kalitede grafiklere sahip. Sürücüye dönük orta konsola bakıldığında ise, en üstte siyah zeminde iDrive ekranı, altındaki kıvrılan kolda havalandırma çıkışı görülüyor.
Bu kıvrılan kolun üst kenarında bulunan mavi çizgi, direksiyon tarafına uzuyor ve gösterge paneli arkasında kaybolup, onun diğer yanından çıkıyor. Direksiyon solundaki havalandırma çıkışısının da üzerinden geçen bu mavi çizgi, bütünlük sağlayan gizli detaylardan. Orta konsola devam edildiğinde, alttaki beyaz yüzeyde müzik sistemi kontrolleri, daha alttaki siyah alanda havalandırma kontrolleri görülüyor. Vites kolu da bu siyah yüzeyde.
Bu zeminin daha da gerisinde bulunan iDrive kontrol tekerleği, havalandırma kontrolleri yanından başlayıp genişleyen kıvrımlı yüzeyde. Bu yüzeyin de vites kolu yanından geçen kenarı mavi.
Kapı iç yüzlerinde de soluk mavi aydınlatmalar yer alıyor. Sürücü yanı koltuk önünde ona dönük havalandırma çıkışları bulunmakta. Ön cam altındaki siyah zemin de bu havalandırma çıkışlarına doğru kıvrılmakta.
Kapılarda keskin köşelere sahip tutunma direkleri yer almakta. Araraca binişin kolaylığı ise tartışılır, fakat yukarı kalkarak açılan kapıların havası eğer zorluk varsa bunu telafi edebilir. İç mekan, Neso, Carpo ve Halo paketlerine sahip. Renk seçeneklerinin de bol olduğu kabin, beyaz tonları ile daha hoş görünmekte. i8' in arka yolcu sırasında oturmak ise bir eziyet olmalı. 4 kişilik denmesi 4 kişi binebiliyor anlamında değil. 2 küçük çocuk için yeterli olan alanın zaten i8 sahipleri tarafından çok kullanılması da beklenm