Samsung Galaxy S24 Ultra ile çekilen fotoğraflar iPhone 15 Pro Max'e meydan okuyor
Güney Koreli teknoloji devi Samsung’un yeni amiral gemisi telefonu Samsung Galaxy S24 Ultra'nın kamera performansı hakkında bilgi edinmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Sizin için telefonun arka kamerasını detaylı olarak test ettik ve çeşitli açılarla fotoğraflar çektik. İşte detaylar
Samsung Galaxy S24 Ultra'nın arka tarafında, 200MP f/1.7 diyafram açıklığına sahip ana kamera, 5x optik zoom fotoğrafları için 50MP telefoto kamera, 3x optik zoom fotoğrafları için 10MP kamera ve 120 derecelik görüş alanına sahip 12MP geniş açılı kamera bulunuyor. Ana, geniş ve telefoto kameraların hepsinde OIS (Optik Görüntü Sabitleme) bulunuyor ve ayrıca lazer otomatik odaklama özelliği de mevcut. Samsung, 2x ve 10x zoom seviyelerinde “optik kalite” zoom sunuyor.
Öte yandan, Pixel 8 Pro'nun ön tarafında otomatik odaklamaya sahip 10.5MP selfie kamerası yer alırken, Galaxy S24 Ultra'da otomatik odaklamalı 12MP kamera bulunuyor. Her iki cihaz da kapsamlı video yeteneklerine sahip ancak bu testte karşılaştırma yapmadık. Tüm fotoğraflar otomatik modda çekildi, renk kalibreli bir monitörde karşılaştırıldı ve çevrimiçi görüntüleme için yeniden boyutlandırıldı. İki ana kameranın özellikleri birbirinden oldukça farklı ve bu farklılıklar, çektikleri fotoğraflarda da kendini gösteriyor.
Samsung Galaxy S24 Ultra ile çekilen fotoğraflar
İlk fotoğraf, testin geri kalanı için tonu belirliyor; Samsung'un renkleri ve kontrastı artırarak daha parlak, daha canlı bir görüntü elde etme isteğini gösteriyor. Google ise, gerçek hayata daha yakın, daha doğal bir görünüm için işleri sakinleştiriyor.
Fotoğraf teknolojileri, kullanıcıların hayatını kaydedebilecekleri bir araçtan çok daha fazlasına dönüştü. Samsung Galaxy S24 Ultra ve Pixel 8 Pro'nun kameraları, bu gelişimin en son örneklerinden bazıları. Samsung, özellikle yüksek megapiksel değerine sahip ana kamerasıyla dikkat çekerken; Pixel, kullanıcıların gerçeğe en yakın anları yakalamalarını sağlayan doğallığı tercih ediyor. Bu iki yaklaşım, kullanıcıların tercihlerine göre farklı deneyimler sunuyor.
Samsung'un renk ve kontrastı vurgulayan yaklaşımı, görsel olarak daha çekici kareler sunarken; Google'ın doğal görünümü tercih etmesi, gerçek dünyanın sadeliğini ve doğruluğunu vurguluyor. İki markanın da sunduğu bu farklı perspektifler, mobil fotoğrafçılığın sadece teknik bir mesele olmadığını, aynı zamanda bir sanat formu olduğunu da gösteriyor.
Kullanıcılar artık sadece fotoğraf çekmekle kalmıyor, aynı zamanda kendi hikayelerini, kendi bakış açılarından anlatıyorlar. Bu, mobil teknolojinin sadece iletişim aracı olmakla kalmayıp, aynı zamanda kişisel ifade ve yaratıcılığın da bir platformu haline geldiğinin kanıtıdır.