Yurtdışından Türkiye'ye gelince fark ettiğimiz, içimizi acıtan 18 gerçek
Koskoca bir ülkenin, 78 milyon vatandaşının nasıl bir baskı altında yasadığı ve bunu farketmemeleridir farkedilen en acı şey.
Çarpık kentleşme, çok çirkin bir şehircilik ve mimari Aşırı betonlaşmadan mütevellit hiç yeşil alan olmaması, şehrin göbeğinden (!) adımınızı atar gibi olduğunuz an karşınıza çıkan çirkinlik abidesi Toki, Kiptaş, Ağaoğlu yapıları. Şehrin göbeğine daldığınız an başınızı çevirmekle kaçamayacak olduğunuz gecekondular, kaçak katlar, çok sevdiğimiz led'lerle patlayan tabelalar.
Kuralsızlık ve kuralsızlıktan alınan anlamsız zevk Gittiğiniz restorandan hastaneye, devlet dairesinden özel kurumlara her yerde hiçbir kuralın olmaması, varsa da bunlara tabi ki uyulmaması. Kurallara uyulan yerler yadırganır, kurallara uymaya çalışan insanlar dışlanır, hor görülür ve kısa sürede yok edilir.
Mutsuz, suratsız ve asabi insanlar sürüsü Zaten kolayca bulaşan mutsuzluğu yaymaya çalışan gergin nsanlar. Otobüs/metrobüs/minibüsteki anlamsız tartışmalar, ve en kötüsü de bunun normalize olmuş olması. Ülkeye ayak bastığınız an ister istemez geldiğiniz yerde görmeye alıştığınız samimiyeti, güler yüzü arıyorsunuz. Orada asansöre binerken verdiğiniz selamı buradaki vatandaştan esirgemiyorsunuz ama karşılığını da alamıyorsunuz.
Her şeyi bilen, her konuda bir fikri olan insanlar Bir insan her şeyi nasıl bilir? Bilmediği yolu tarif etmeye çalışır, olur olmaz her şeye muhalefet eder, gerekiyorsa uydurur.
Makam mevki düşkünlüğü (O kendini biliyor) Açgözlülük, hırs, mesleğine saygısızlık. Müslümanlık ama helal kazanca inançsızlık, tavan yapan hırsızlık.
Yalama olmuş internet yasakları Facebook kapanacak, Twitter kapandı, Twitter açıldı, Youtube yasaklanmış cümlelerinin günlük hayatın bir parçası olması. Yasağa rağmen herkesin bir şekilde girebildiği sitelere otorite sahibi olmak için yasak koyulması.
İmandan dahi gelemeyen temizlik Yurda dönüş özellikle yaz aylarında yapıldıysa havaalanına indiğiniz anda fark ettiğiniz bakımsızlık. Pisliği seven, yıkanmayı sevmeyen insanlar.
Sıraya girmenin hala öğrenilememiş olması Hayatı başkalarına zorlaştırmak için elinden geleni yapan, bu arada kendisi için de zorlaştırdığının farkında olmayan insanlar.
Herkesin sabırsız ve aceleci olması Türkiye'de herkesin acelesi var, herkes bir an önce bir yerlere yetişmeli. Gideceği yere, yapacağı işe yetişmek herkes için o kadar önemli ki önüne çıkana çarpar, yıkar, şemsiyesini gözüne sokar.
Bencillik ve saygısızlıktan ibaret trafik Ehliyetin kartvizit dağıtılır gibi dağıtıldığını düşündüren bir kuralsızlık. Bencillik, saygısızlık, kavga, dövüş, taciz, 500 metrede bir görülen kazalar... Hepsi İstanbul trafiğinde!
Çok çok çok daha az bisiklet Şehirde bisiklet kullanmanın intihar olduğu gerçeği. Yol mu var, bisikletliye saygı gösterecek, onu taciz etmeyecek, canını tehlikeye atmayacak sürücü mü?
Hemen her köşede sizi dolandırıp kandırmak isteyen birilerinin olması En üzücü tarafı da bununla yine yurda ayak bastığınız an, bavullarınızı bagaja koyup taksiye atladığınız an karşılaşmanız.
Yargılayıcı bakışlar ve taciz Başkalarının hayatına karışmak, onları yargılamak, ayıplamak hatta taciz etmek zaten kabul etmeniz gereken bir durum. Çevrenizi rahatsız edecek şekilde davranmak canınızın çektiği kıza laf atmak, ellemek doğal bir hak.
Kendi halkının ülkenin zenginliklerinden faydalanamaması İnsanin yedigi yemegi bogazina dizecek kadar icini acitabilecek olan fakirlik. Özellikle yaşam standartı yüksek bir ülkeden geliyorsanız ülkemizin sahip olduğu her türlü potansiyele rağmen nasıl da yıllarca kötü yönetilip içine edildiği.
Geldiğiniz yerde gördüğünüzün toplamı kadar lüks arabayı tek bir semtte görmek Biz bu kadar zengin bir ülke miyiz? Bu adamlar neci? Bu kadar para nereden geliyor? Bu ülkede gelir dağılmında gerçekten problem var. Zenginden olması gerekenden daha az, fakirden ise daha çok vergi alınıyor.
Yayaya saygı olmaması Gittiğiniz yerde alışık olmadığınız için yaya geçidinde durur arabaya yol verirsiniz, siz arabaya bakarsınız araba da size. Sonra Türkiye'ye gelir yola atlamaya kalkarsınız ve biraz önce yaptığınız şeyi intihar olduğunun farkına varırsınız.
Kocaman bir çöplükte yaşadığımız gerçeği Havaalanından itibaren kendini belli eden keşmekeş, yere çöp atan, yere tüküren insanlar ve daha da kötüsü bunun kanıksanmış olması. Malesef.
Daimi kalabalık ve keşmekeş Evet Çin de kalabalık New York da kalabalık ancak insanlar birlikte ve uyum içinde yaşamayı biliyorlar. Mesela insanlar yürümeyi biliyor ve kalabalık caddelerde kimseyle üst üste çıkmıyorsun, nereden geldiğini bilmediğin bir el kalçalarına dokunmuyor. İnsanlar metroya/metrobüse binerken kapının önünde durmuyor, kenarda durarak ineceklere yol veriyor.