Yorgunluğa karşı harika formüller
1.GÜNE MUTLAKA KAHVALTIYLA BAŞLAYINGüne kahvaltıyla başlayan kişilerde başarı oranı ve günlük hareket kabiliyeti artıyor. Yeni veriler kahvaltı içeriğinin de bir o kadar önemli olduğuna işaret ediyor. Yapılan bir araştırmaya göre; 2 hafta süreyle her sabah yulaf gevreğinden oluşan, lifli gıdalarla beslenen kişiler kendilerini daha enerjik hissediyor. Midedeki yiyeceklerin yavaşça emilmesini sağlayan lifli gıdalar periyodik olarak tüketildiklerindeyse vücut daha güçlü ve dirençli oluyor.
1.GÜNE MUTLAKA KAHVALTIYLA BAŞLAYIN Güne kahvaltıyla başlayan kişilerde başarı oranı ve günlük hareket kabiliyeti artıyor. Yeni veriler kahvaltı içeriğinin de bir o kadar önemli olduğuna işaret ediyor. Yapılan bir araştırmaya göre; 2 hafta süreyle her sabah yulaf gevreğinden oluşan, lifli gıdalarla beslenen kişiler kendilerini daha enerjik hissediyor. Midedeki yiyeceklerin yavaşça emilmesini sağlayan lifli gıdalar periyodik olarak tüketildiklerindeyse vücut daha güçlü ve dirençli oluyor.
2.DÜZENLİ SU İÇİN Vücudunuzdaki su oranının yüzde 2’sini kaybettiğinizde, enerjinizin de yüzde 20 oranında azaldığını biliyor muydunuz? Günde en az 8 bardak su içtiğinizde toksinlerden arınır, vücudunuzdaki metabolik süreçlerin düzenli ilerlemesini sağlar ve gün içinde kendinizi daha enerjik hissedebilirsiniz.
3.OMEGA 3 KAYNAKLARI KULLANIN Omega-3’ten zengin besinsel kaynaklar kan akışını hızlandırıyor ve vücut enerjisini yüksek tutuyor. Haftada 2-3 kez somon, ton, ringa, uskumru gibi yağlı balıkları tercih edebilir, 10 adet badem veya fındık ya da 4 yarım ceviz gibi yağlı tohumları günlük olarak tüketebilirsiniz. Her gün 1 kâse yoğurda 1 çay kaşığı ketentohumu katıp enerji veren bir karışım oluşturabilirsiniz.
4.GÜNDE EN AZ 1 ARA ÖĞÜN Yoğun ve stresli çalıştığınız dönemlerde kendinizi yorgun hissedebilir, baş ağrılarıyla karşılaşabilirsiniz. Kan glikoz seviyesinin çok fazla düşmesi bu tip semptomlara yol açıyor. Özellikle öğle yemeği sonrası ve akşam yemeği öncesi kendinize ara öğün fırsatı tanıyın. Meyve, yoğurt, peynir, süt, simit, yulaf, tahıl gevreği gibi besinleri kullanabilirsiniz.
5.BU KARIŞIM DINÇ TUTUYOR Mate ve nane yapraklarıyla demlenen çay, uyarıcı etkiye sahip olup birkaç kabuk tarçınla kan şekerinizi dengeleyerek daha enerjik hissetmenizi sağlar. Günlük 1-2 fincan şeker ilavesiz olarak tüketebilirsiniz.
6.GÜNDE 2-3 FINCAN BEYAZ ÇAY Böbrek hastalığı, yüksek tansiyon veya kalp ritim bozukluğu gibi problemleriniz yoksa, günde 2-3 fincan beyaz çay tüketerek kateşinlerin enerji metabolizmasını hızlandıran özelliğinden yararlanabilirsiniz.
7.TRANS YAĞLARDAN UZAK DURUN Fast-food tarzı gıdalar, hazır kurabiye, bisküvi ve cips gibi atıştırmalıklar trans yağ kaynakları olup vücutta stres ve toksik etki yaratıyor. Bu yağların koroner arter hastalığı, karaciğer fonksiyon bozukluğu, Alzheimer, depresyon, kısırlık gibi sorunlara da zemin hazırladığı belirtiliyor. Trans yağların diyabet hastalığını da tetiklediği düşünülüyor.
8.KIRMIZI ET VE YUMURTA TÜKETİN Proteinler vücutta enerji düzeyini artırıyor. Özellikle et, süt, yoğurt, yumurta gibi kaliteli aminoasit bileşenlerine sahip protein kaynaklarının düzenli olarak tüketilmesi enerji veriyor. Kırmızı et ve yumurta tüketiminin düzenli hale getirilmesi, anemiyi ekarte ederek yorgunlukla başa çıkmayı sağlıyor. Yağda kızartma olmadığı sürece çok kaliteli bir protein kaynağı olan yumurtayı haftada 3-4 kez, kırmızı eti ise bireysel ihtiyacınıza göre ortalama 3-4 köfte büyüklüğünde haftada 2-3 kez tüketebilirsiniz.
9.HAYATINIZDA SPORA YER VERIN Ucla Üniversitesi profesörlerinden Dr. David Heber, her 10 yılda 1, kas kitlesinde yüzde 3’lük bir düşüş olacağını belirtip bu tür kayıpları ‘gizli ölüm’ olarak adlandırıyor. Kas kaybı halsizlik ve yorgunlukla sonuçlanabiliyor. Her gün 30 dakikalık hafif ya da orta şiddette egzersiz şart görülüyor.
10.UYKU RİTMİNE DİKKAT Melatonin hormonu, hücrelerin onarımından ve yenilenmesinden sorumlu. Kişinin biyolojik ritmine göre değişse de, karanlık ortamda ortalama 23.00-05.00 saatleri arasında salgılanıyor. Melatonin hormon salgısı ve hücre onarımı için 6-8 saatlik uyku gerekiyor. Az uyuyan kişilerde yetersiz ve düzensiz salgılanarak yorgunluğa yol açıyor.
Neredeyse hepimiz kendimizi yorgun hissediyoruz. Yorgunluğun altında bazen ciddi hastalıklar gizli olsa da çoğu kez basit uygulamalarla kendimizi daha canlı, daha enerjik ve daha güçlü hissetmemiz mümkün. İşte yorgunluğu yenmenin formülleri...
Kış aylarının soğuk ve kasvetli havası, vitamin ve mineral eksiklikleri, tiroit hormonlarındaki bozukluklar, kullanılan ilaçlar, depresyon ve duygu durum değişiklikleri ile beslenme düzensizlikleri kişide halsizlik ve yorgunluğa neden oluyor. Bu sorundan doğru beslenme alışkanlığı, yeterli uyku ve sporla korunmamız mümkün. Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu yorgunluktan kurtulmanın 10 püf noktasını şöyle sıralıyor: