Türkiye Güvenlik Yazılımı Pazarı iki hane büyüdü
IDC'nin son beş yıllık tahmin raporuna göre Türkiye Güvenlik Yazılımı Pazarı iki haneli büyüme başardı.
IDC'ye göre, kimlik ve erişim yönetimi, güvenli içerik ve tehdit yönetimi ve güvenlik ve zaafiyet yönetimi çözümlerinden oluşan Türk Güvenlik Yazılım pazarının önümüzdeki yıllar içinde %12.1'lik bir yıllık bileşik büyüme oranıyla (CAGR) büyümesi bekleniyor. IDC, yakın zamanda çıkardığı 'Türkiye Güvenlik Yazılımı Pazarı 2013–2017 Tahmin Raporu'na (IDC # CEMA20494) dayanarak, pazarın 2017 yılında toplam 127.14 milyon Dolara ulaşacağını ve aradaki dönem içinde en büyük harcamaları finans, kamu ve telekomünikasyon dikey pazarlarının yapacağını açıkladı.
IDC Türkiye'de yazılım ve hizmetler konusunda araştırma analisti olan Yeşim Araç "Sürekli değişen regülasyon ortamı, tahmin dönemi boyunca Türkiye güvenlik yazılımı pazarının en önemli itici gücü olmaya devam edecek," dedi. "Diğerlerinin yanı sıra 5651 sayılı Kanun (IP uygulaması ve ilgili yasalar), ISO 27001 ve Ödeme Kartı Endüstri Verileri Güvenlik Standardı (PCI DSS) gibi regülasyonlar, bütün ülke çapında özellikle de finans, kamu ve telekomünikasyon sektörlerinde güvenlik yazılımı yatırımlarının itici gücü olmayı sürdürecek."
IDC, bu regülasyonlara uyum girişimlerinin fonksiyonel pazarlarda harcama yaratacağını ve bütün ilgili konularda farkındalığı arttıracağını açıkladı. Özel olarak dikkat çekecek alanlar, gelişmiş kimlik doğrulama yetenekleri ile birlikte kimlik ve erişim yönetimi, güvenlik ve zaafiyet yönetimi (özellikle log korelasyonu çözümleri) ve güvenli içerik ve tehdit yönetimi (özellikle uç nokta güvenliği veya ağ güvenliği yazılımı) olacak.
Araç şöyle devam etti: "Kamunun geniş kapsamlı projeleri de gelecek yıllar içinde güvenlik yazılımı harcamalarına itici güç sağlayacak; bunun nedenleri arasında genel olarak tablet PC gibi uç nokta cihazlarının artan kullanımı, büyüyen dijital içerik ve yeni veri merkezlerinin kurulması sayılabilir. Diğer dikey pazarlardaki güvenlik yazılımı yatırımları ise temel olarak regülasyonlar, GSYİH artışı, bölgesel politik gerginlikler ve yeni güvenlik tehditlerinin ortaya çıkışı tarafından yönlendirilecek."
Gerçekten de Türkiye giderek artan biçimde, ulusal bir seviyede ciddi tehditler oluşturan ve güvenliğe daha çok yatırım yapılmasının arkasındaki etken olan yüksek profilli siber saldırıların hedefi haline geliyor. "Artan siber saldırı sayısı ve sıklığı, kurumların gündemlerini güncellemeleri ve bilişim güvenliği bütçelerini buna uygun olarak ayarlamalarını gerektirdi," diyen Araç şöyle devam etti: "Bu sırada, finans ve telekomünikasyon sektörleri siber güvenlik çözümlerinin uyarlanması konusunda daha proaktif bir yaklaşımı benimsedi; bu durum bu dikey pazarların sıkı regülasyon ortamlarına ve göreli olarak yüksek olan bilişim olgunluklarına bağlanabilir."