Türk İnsanı ile Avrupa İnsanı Arasındaki 15 Komik Fark
''Bizler Türk milleti olarak gerçekten çok farklıyız'' klişesini doğrular nitelikte Avrupalılarla aramızdaki bariz farklılıklar
Bizler; galiba genetik olarak bir yerlere tutsak gibi bağlı kalmaktan hoşlanmıyoruz. Polisi görünce kemeri takarız. Avrupalıların, arabaya biner binmez ilk işi emniyet kemerini takmak oluyor.
Avrupalılar kibarlığa o kadar önem verir ki , sizi kıracak bir laf bile söyleyecek olsa kibarca söyler. Fakat bizlerin kibarlığa bakışı biraz farklıdır. Ola ki biraz kibar konuşsanız 'şöyle böyle misin bu ne biçim konuşma şekli'' tarzında laflar duymanız kuvvetle muhtemeldir.
Bilirsiniz Alman usulü diye bir laf var. Arkadaşlarınızla bir yere gittiniz ve hesap geldi. Avrupa da yaygın olan davranış herkes kendi hesabını öder. Biz de o hesap için yer yer kavga çıktığı görüşmüştür. -Ben ödeyecem -Yok öyle bir şey ben ödeyecem -Mümkün değil ben ödeyecem dedim.. gibi
Avrupalı nerede kırmızı ışık yanarsa yansın durup yeşili beklerken, bizler önce sağa sola bakarız polis veya kamera yoksa yolumuza devam ederiz. Ceza gelmesin de kazadan yırtarız bir şekilde.
5 kişilik bir araba varsa Avrupalılar en fazla 5 kişi biner o arabaya, ama bizde kaç kişi varsa gelmek isteyen, o arabaya binecektir. Neden peki? Bizler geride dostumuzu, ailemizi bırakıp da kendimizden ayırmayız.
Diyelim ki hız limiti 90 km. Avrupa da insanların çoğu o limiti geçmez. Bizde ise radarın ya da polisin olduğu yerde en fazla 80 le gidilir sonrasında yeni hız limiti arabanın gidebildiği kadardır.
Avrupalılar kahveyle güne başlarken bizler 'bir çay koy hele de kendime geleyim'' diyerek başlarız. Çay bizim için olmazsa olmazımızdır. Şiirlerimizde bile çay vardır bizim.
Karşıdan karşıya geçmek hiç sorun değildir Avrupa'da. Sizin geçmeniz için trafiği durduran insanlarla doludur her taraf. Bu yüzdendir ki Avrupalıların bizim bu konuda sahip olduğumuz beceriye sahip değildir. Bizde yeri gelir 70'lik nine bile karşıya koşarak geçer ezilmemek için.
Ne olduğunun bir önemi olmadan atlarız hemen yığılırız oraya. Yeter ki bedava dağıtılsın. Fakat Avrupalı önce bir bakar ne dağıtılıyor? bana lazım mı? diye. Lazımsa normal sıraya geçer ve bekler.
Aramızda dünyalar var desek yeridir. Ziyarete gelen komşuya çay ikram ederiz biz. Avrupalı direk içki tutuşturur eline. Düşünsenize size ilk kez ziyarete gelen komşunuza, içki ikram ettiğinizi. Adınız ayyaşa çıkar. Aman ha!
Avrupalıların kibar olduklarına değinmiştik. Mesela onlarda arkadaşına 'Eşin nasıl? ne zamandır göremiyorum?' diye bir soru gayet normal karşılanırken biz de böyle bir soru kavga da bile söylenmez, kötü sonuçlar doğurabilir.
Dinlenmek mi istiyorsun? Git bir yer bul otur değil mi? Avrupa insanı böyle yapar doğrudur fakat bize özel bir çömelme hareketimiz vardır. Yurtdışında Otogarlarda, havaalanlarında, gar da çömelen insan görürseniz bizdendir.
İnsanoğlu pek birbiriyle geçinemediğinden kaynaklı olsa gerek sık sık kavgalar, dövüşler, tartışmalara rastlamaktayız. Avrupalı önce sorunu çözmek için konuşur, dinler baktı olmuyor kavgaya başlarken, bizler önce kavgayı başlatıp kafayı attıktan sonra 'niye kavga ediyoruz '' diye sormaya başlarız. Yaşı, mevkîsi de yoktur bu işin.
Bu kadar inşaatı seven bir millet olamaz sanırım. Avrupalı bir inşaat görse hızlıca oradan uzaklaşmak isterken başına bir şey gelmemesi için, bizler saatlerce inşaat çalışmalarını izleyebiliriz hele de değişik bir makine varsa değmeyin keyfimize.
Türk milleti asil bir millettir. Tarihi binlerce yıl ötelere dayanır dolayısıyla bizlerin genine işlemiş, kolay kolay değiştiremediğimiz bazı huylarımızı Avrupalılarla kıyaslamak istedik. Acaba Avrupa da Ne-Nasıl? Biz de Ne-Nasıl?
Günlük hayatta her an her yerde karşılaşabileceğimiz pratik çözümler bizlere hastır ve zekamızın beynimizden taştığının kanıtıdır. Avrupalılar genelde kuralcı olduklarından bu tip çözümlere pek yanaşmazlar.