TSK'nın silahları
GBU 10Lazer güdümlü olarak ateşleniyor. 1080 kilogram ağırlığında olması nedeniyle daha büyük ve sivil yerleşimden uzak hedeflerin imha edilmesi amacıyla kullanıldı. 436 santimetre uzunluğunda ve 45.7 santimetre çapındaki bombanın fiyatı 45 bin TL. Hata payı en fazla 10 metre.
GBU 10 Lazer güdümlü olarak ateşleniyor. 1080 kilogram ağırlığında olması nedeniyle daha büyük ve sivil yerleşimden uzak hedeflerin imha edilmesi amacıyla kullanıldı. 436 santimetre uzunluğunda ve 45.7 santimetre çapındaki bombanın fiyatı 45 bin TL. Hata payı en fazla 10 metre.
GBU 12 Lazer güdümlü olarak ateşleniyor. Uçaksavar mevzileri, zırhlı araçlar, köprüler ve sığınakların imha edilmesinde kullanılıyor. Menzili 13 kilometre. 332 santimetre uzunluk ve 27.3 santimetre çapındaki bombaların ağırlığı 305 kilo. Bomba uçaktan atıldıktan sonra kanatçıklar ile yol alan güdüm kısmı lazer ile aydınlatılmış hedefi bularak tahrip ediyor. Bombanın fiyatı yaklaşık 25 bin TL.
JDAM GBU 31 GPS/INS güdümlü olarak ateşleniyor ve 25 kilometre menzile sahip. Ağırlığı 1 ton. Parça tesirli ve blast (basınç) etkisi yaratıyor. Tahrip gücü çok yüksek olan bomba, sivil yerleşim yerlerine uzak hedeflerde kullanıldı. Jetler ses üstü hızda uçarken dahi JDAM bombalarını ‘at-unut’ prensibiyle hedefe yönlendirebiliyor.
JDAM GBU 38 Sığınak ve mühimmat deposu olarak kullanılan yarı sert hedeflere karşı kullanıldı. 280 kilogram ağırlığındaki bombalar GPS/INS güdümlü olarak ateşlenmesi sayesinde, hedefini her türlü hava koşulunda ve en fazla 3 metre sapmayla vuruyor. JDAM, Mk-82 tipi serbest düşüşlü bombaya kuyruk kiti monte edilerek oluşturuluyor. 230 santimetre boyunda ve 27.3 santimetre çapındaki bombanın fiyatı yaklaşık 30 bin TL.
Test atışları yapıldı.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin alçak irtifa hava savunma ihtiyacının milli imkânlarla karşılanması amacıyla başlatılan Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR-A) projesi kapsamında, otopilot kontrolüne sahip Kontrollü Test Füzesi (KTF-1) ve Türkiye’de de bir ilk olan çift darbeli motora sahip Balistik Test Füzesi (BTF-2) test atışları Aksaray’da yapıldı.
Tamamlanan testlerde; HİSAR-A füzeleri, fırlatma platformundan birinci darbe motoru ile başarılı bir şekilde ayrıldı.
Sonrasında darbe motoru ile başarılı bir şekilde ayrılarak, ikinci darbe motorunu da havada ateşledikten sonra kendi bünyesindeki füze otopilotu kontrolünde, programlanan manevraları gerçekleştirerek uçtu.
MİLLİ GURURLARIMIZ PARİS AİRSHOW'DAYDI... Güntay ŞİMŞEK yazdı... Pazartesi ve salı günlerini Fransa’da 51. kez kapılarını dünya havacılığına açan Paris Airshow’da geçirdim. Her yıl Londra Farnborough Airshow ile dönüşümlü olarak yapılan Paris Airshow’un geçmişi 1909 yılına kadar uzanıyor. Ama Paris Airshow daha Avrupalıyken, Londra’daki Farnborough Airshow’da Amerika öne çıkıyor. Bu sebeple Avrupalı Airbus, Paris Airshow’u evi gibi görüyor, Amerikalı Boeing ise Farnborough’ta kendine tanınan fırsatı iyi değerlendiriyor. İngilizlerin kurdukları bu dengeyle de dünyanın iki büyük fuarı daha renkli geçiyor.
Paris Airshow’un 100 yıllık geçmişiyle yoluna devam etmesi, aynı zamanda bu coğrafyalarda havacılık endüstrisinin mazisine ve hali hazırda güçlü olmasına tekabül ediyor. Zaman zaman Türkiye’de çeşitli havacılık projeleri gündeme geldiğinde, mesela milli muharip uçak (FX), bölgesel yolcu uçağı (Dornier 328), insansız hava araçları (Anka, Bayraktar ve Karayel) konuşulduğunda, Kanadalı Bombardier, Brezilya Embraer bir yana Boeing ve Airbus’a sahip bir ülke havasına giriyoruz
Dünyadaki bu fuarlar ise havacılık sektöründe hayallere kapılan Türklerin gerçeklerle yüzleşmesine sebep oluyor. Şahsen bu fuarlardan hep üzüntüyle dönüyorum. Buralarda Polonya, Slovenya kadar olamadığımıza üzülüyorum. Tasarımımız, özgün ürünlerimiz yok. Büyük hayaller kurup, büyük işlere koyulmak istiyoruz ama ne yeterli insan kaynağı ne de projelere doğru noktada başlayacak irademiz söz konusu. En güzel örnek, milli savaş uçağı yapma düşüncesi.
Havacılık fuarları, adı üzerinde gösteri ve hava atma meydanlarıdır. Biz de İstanbul’da 2 yılda bir yapılan ama giderek küçülen Airex’in adını geçen sene İstanbul Airshow’a dönüştürdük. Lakin, şov yapacak aracımız olmadığı gibi fuarın küçük olması sebebiyle de yabancılar burada şov yapmayı tercih etmiyor.
Daha vahimi, havacılık fuarını, en yoğun meydanımız Atatürk’te yapmamız sebebiyle, gösteri uçuşlarına ve şovlara da zaten izin verilmiyor. Hatta fuarda sergilenmek üzere gelen uçaklar bile zar zor izin alarak fuar alanına inebiliyor. Fuar adını değiştirmek, cafcaflı proje açıklamakla teknoloji yakalanmıyor.
Londra Farnborough, Paris Le Bourget havalimanlarında yapılan ve son yılların gözde fuarı haline gelen Dubai Airshow’un mekânları iyi bir vizyonla hazırlandığı için hem havacılık endüstrisi hem de fuar paralel olarak büyüyor. Şahane hava gösterilerinin yapıldığı ve milyar dolarlık siparişlerin alındığı fuarlara, cirosu 700 milyar dolarlara ulaşan sivil ve askeri havacılık sanayisi firmaları katılıyor.
Paris Airshow, pazartesileri başlıyor, hafta sonlarını halk günü olarak müthiş bir kalabalıkla geçirerek pazar günü sonlanıyor. Böylece 7’den 77’ye herkesin ilgisi havacılığa çekiliyor, geleceğin uçak mühendisleri, pilotları ve işletmecilerinin yetişmesine katkı sağlanıyor.
Havacılığa ilgisi olanlar bu fuarlarla daha da ön plana çıkıyor. Paris Airshow’da çift katlı A380 ve plastik gövdeli A350 Airbus’lar gösteri uçuşu yaparken, statik alanlarda henüz ticari olarak uçma özelliğini kazanmayan, konsept hava araçları da tanıtılıyor. Airbus E-Fan 2.0 elektrikli uçak prototipi bunlardan birisiydi.
Fuarların ticari boyutları da bir o kader renkli geçiyor. Mesela ilk gün, Endonezyalı havayolu Garuda, 60 Boeing ve 30 Airbus uçağı için liste fiyatı üzerinden 20 milyar dolarlık bir anlaşmaya imza koydu. Amerika da dahil olmak üzere uzun ve kısa menzilli uçuşlar ile iç ve dış rota ağını genişletmek isteyen Garuda’nın siparişlerinin 30 tanesinin 787 Dreamliner olması oldukça dikkat çekici.
Airbus ve Boeing’in önümüzdeki yıllar için toplam 12 bin siparişinin birikmesinden ötürü Garuda, siparişlerini 2020’den itibaren teslim almaya başlayacak. Bu satırları yazdığım ana kadar da iki büyük uçak üreticisinin fuarda aldıkları siparişler devam ediyordu.
Havacılığın geleceğinin nasıl şekilleneceğini kestirmek çok zor. Bir şirketin ilginç ve farklı bir tasarımı geleneksel olan her şeyi değiştirebilir. Bu şekilde çalışmaların olduğunun da altını çizeyim. Fakat mevcut haliyle havacılığın gelecek 20 yılında Airbus ve Boeing’e daha çok uçak yapmak düşecek. Airbus’ın 20 yıllık öngörüsü şöyle: Gelecek 20 yıl içinde 100 koltuk ve üzeri uçak kategorisinde, 32 bin 600 yeni uçak imal edilecek ve 5 trilyon dolarlık bir sektör oluşacak. Boeing’in tahmini de pek farklı değil: Önümüzdeki 20 yıl için toplam 38 bin uçak talebi olacak ve bunlardan 26 bin 730’u tek koridorlu jetlerden oluşacak. Bu hesaplar ve tahminlerde şüphesiz bazı fuarları farklı kılıyor.
Paris’e kadar gitmişken, fuarda bizim şirketlerimizi de ziyaret edip nasıl bir ilgiye mazhar olduklarını merak ettim. Paris Airshow’a ilk defa bu sene hava aracı üreten ülkeler liginde katıldık. TAI şalesi ve statik alanda sergilediği Atak helikopteri ve insansız hava aracı Anka ile etkin bir şekilde varlığını gösterdi. Airport’ta bu hafta konuğum TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı oldu. Paris Airshow’daki sohbetimizde sertifikasyonları devam eden hava araçlarını, yeni projeleri, halka arzı, ihracat hedeflerini ve şirket satın alma stratejilerini konuştuk. Airport’un uçuş rotasında ise, köprüleri, inişli çıkışlı sokakları, tramvayı, hapishanesi, parkları ve kendine has mimarisiyle, özgürlükler şehri San Fransisco var. Pazar 11.15’te Habertürk’te Airport’a beklerim.
AGM-65G MAVERICK LANTIRN sistemine sahip F-16 uçaklarından hareketli ve sabit hedeflere karşı kullanılabiliyor. Kızıl ötesi güdümlü olarak ateşlenen bombalar 250 kilogram ağırlığında.
Yeni nesil silah sistemleri geliştiren ASELSAN, ‘hibrit’ dönemi başlattı. ASELSAN Hibrit Silah Sistemi Milas ve Muhafız sistemlerinin üstün özelliklerini bir araya getirdi. ASELSAN, Muhafız adı verilen uzaktan kumandalı stabilize top sistemini, 2 yıldan kısa bir sürede geliştirmişti
Termal kamera, TV kamera ve lazer mesafe ölçme cihazı takılabilen, otomatik hedef takip özelliğine sahip bulunan Muhafız sistemi, gece ve olumsuz görüş şartlarında çıplak gözle görülemeyen hedeflerin tespit edilmesini, otomatik olarak tanınmasını, takip ve imha edilmesini sağlıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, önceki akşam Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile görüşmesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için yerli lazer silahı üretilmesini istedi.
Bakan Işık, TÜBİTAK’ın böyle bir silah üzerinde çalışmalarının bulunduğunu belirterek teklife sıcak yaklaştı. Lazer silahı TSK’ya uygun bir şekilde geliştirilecek. Silah, savaş uçaklarına monte edilecek.
Basına kapalı gerçekleşen baş başa görüşmede ortak savunma projeleri gözden geçirildi. Işık, Genelkurmay Başkanı’na, TÜBİTAK tarafından yürütülen projeler hakkında bilgi verdi.
Işık; seyir füzesi SOM, Nüfuz Edici Bomba ve F16 uçakları için geliştirilen Elektronik Harp Podu Projesi’ni anlattı. Işık, TÜBİTAK’ın geliştirdiği Deniz Altı Taktik Simülatörü’nün de tamamen yerli olarak geliştirildiğini bildirdi.
Işık, TÜBİTAK’ın lazer silahı geliştirmek için de çalışma başlattığını söyledi. Bu proje; Özel’in ilgisini çekti. Özel, Işık’tan, TÜBİ- TAK’ın “lazer silahı” projesine ağırlık vererek TSK’ya uygun bir ürün geliştirmesini talep etti.
Özel, uçaklara takılan lazer silahlarda yaşanan teknik sorunlara dikkat çekerek, milli lazer silahında bu hususlara dikkat edilmesini önerdi. Özel, TSK için daha etkili ve güçlü bir silah üretilmesini istedi.
Dünyada sadece ABD’de bulunan lazer silahın yerli olarak geliştirilmesi için TÜBİTAK düğmeye bastı. Bu kapsamda, önümüzdeki 5 yıllık dönemde lazer silahı geliştirme çalışmaları tamamlanacak. Şu anda Ar-Ge ve tasarım aşamasında olan lazer silahı; insansız hava araçları ve gemiler ile güdümlü füzelerin imhasında kullanılacak.
Proje sonunda 2 lazer silahı geliştirilecek. Projeden alınacak sonuçlara göre TSK’nın ihtiyaçlarına uygun olarak seri üretime geçilmesi mümkün olacak. Geliştirilecek silahın hava, kara ve denizdeki tehdit unsuru olan hedefleri algılayıp etkisiz hale getirmesi amaçlanıyor. Silahta kullanılacak lazer kaynağı da tamamen milli olacak.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ), geliştirdiği yeni nesil yüksek performans "ANKA Blok B", ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. TUSAŞ'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, 2013 yılında Blok A konfigürasyonuna yönelik kabulleri tamamlanan ANKA İnsansız Hava Aracı Sisteminde elde edilen deneyimlerle geliştirilen yeni nesil yüksek performans "ANKA Blok B", bugün ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.Otomatik kalkış ve inişle yapılan ilk uçuşta, farklı otopilot ve iniş modlarının testleri eksiksiz tamamladı. Blok A uçağında taşınan EO/IR kameraya ek olarak, SAR/ISAR/GMTI radarı da taşıyabilen sistem, faydalı yük taşıma kapasitesiyle yeni nesil entegrasyon projeleri için önemli bir altyapı sağlıyor.
Türk İnsansız Hava Aracı Anka, TAI Anka, TUSAŞ Anka veya Anka (yaygın kullanımı) Tusaş Havacılık ve Uzay Sanayi tarafından geliştirilmiş bir İnsansız Hava Aracı. Şu ana kadar 5 adet üretilen ANKA, havada 24 saatten uzun kalabilme özelliğine sahip.
Gece ve gündüz, kötü hava şartları da dahil, keşif, gözetleme, sabit/hareketli hedef tespit, teşhis, tanımlama ve takip amaçlı, gerçek zamanlı görüntü istihbaratı görevlerine yönelik geliştirilen insansız hava aracı TAI ANKA, söz konusu görevleri yerine getirmek amacıyla aşağıdaki faydalı yükleri taşıyabilmekte.
Tümüyle kompozit yapıda tasarlanan hava aracı; mono blok gövde, sökülebilir kanat ve V-kuyruk ile katlanabilir iniş takımı, yedeklemeli kontrol yüzeyleri, ekipman bölmeleri, servis kapakları gibi bileşenlerden oluşmakta.
Arkadan itişli, piston-pervaneli tipli motor ile takatlandırılan platformda, gövde içi yakıt sistemi; kanat hücum kenarları, pervane ve diğer çeşitli ekipmanlarda buz önleme/giderme sistemleri; cihazların ısıtma/soğutma ihtiyaçlarına göre çevresel koşullandırma sistemleri gibi çeşitli alt sistemler yer almakta. Almanya'dan alınan motor hariç araç tamamen yerli üretim.
İnsansız Hava Aracı ANKA'da ayrıca, Elektro Optik Gündüz Kamera (EO Day TV), Gündüz (EO-ElectroOptic) / Kızılötesi (IR-InfraRed) / Lazer Mesafe Bulucu (LRF-Laser Range Finder) & Lazer İşaretleyici (LD-Laser Designator), ve Spotter Faydalı Yükü, AR/MTI-ISAR Faydalı Yükü bulunmakta. ANKA'nın bir sornaki versiyonuna silah da eklenecektir.
Amerika ve dünyanın ilk 5 büyük silah şirketi arasında yer alan önemli bir kurum yakında Türk bayrağı altında hizmet vermeye başlayacak. Geçen hafta Amerika- Las Vegas’ta yapılan dünyanın en büyük silah fuarı, ‘Shot Show 2015’te Türkiye’de sektörün lideri olan Sarsılmaz Silah Sanayi AŞ ile Amerikan şirketi arasında yapılan görüşmelerde satın alma konusunda önemli bir aşama kaydedildi.
Sarsılmaz Silah Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, 1720’de kurulan İtalyanların dünyaca ünlü Vincenzo Bernardelli Silah Fabrikası’nı 1998 yılında satın alarak bölgede önemli oyuncu haline geldiklerini, Amerika’nın yivli silah üreten en ünlü markasını satın aldıktan sonra ise dünya silah pazarının en etkin coğrafyası Kuzey Amerika ve dünyada ilk beşte yer alan hatta liderliği zorlayan konuma yükseleceklerini söyledi.
ABD’nin geliştirdiği, Türkiye’nin de 9 proje ortağı ülke arasında bulunduğu F-35 savaş uçağının neredeyse tüm gizli bilgilerinin Çinli bilgisayar korsanları tarafından çalındığı iddia edildi.
Russia Today Televizyonu’nun, halen Moskova’da gizlenen Edward Snowden’ın sızdırdığı, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) belgelerine dayandırdığı habere göre, siber saldırı 2007’de gerçekleşti.
Buna göre gizlilik damgası bulunan 50 terabayt büyüklüğündeki yazı ve tasarım belgeleri olduğu gibi Çinli hacker’lar tarafından kopyalandı. Belgelerin ABD’nin 25 yıldır yürüttüğü araştırma geliştirme çalışmalarını içerdiği belirtiliyor. Pekin yönetimi ise iddiaları “Mesnetsiz” diyerek reddetti.
Türk mühendisler ABD donanması tarafından kullanılmaya başlayan lazer silahı benzerinin ilk prototipini tamamladı.
‘Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemi’ prototipi, izlediği hedefe odaklanıp yok ediyor.
TÜBİTAK Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu (SAVTAG) tarafından Mayıs 2013’te proje çağrısı yapılan ‘Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemi’ (YGLSS) projesinde görüşmelerin olumlu sonuçlanmasının ardından teknik ve bütçe çalışmaları geçtiğimiz yıl başlatıldı.
Proje için ASELSAN, TÜBİTAK ve Bilkent Üniversitesi ortak çalışıyor. Bütçesi 120 milyon lira olan projenin tasarım çalışmalarında ilk prototip üretildi.
Bütçesi 120 milyon lira olan projenin tasarım çalışmalarında ilk prototip üretildi.
YGLS prototipi geçtiğimiz günlerde test edildiği BİLGEM Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü laboratuarındaki sınavı başarıyla geçti.
YGLS üzerinde bulunduğu platformun hareketlerinden bağımsız dengeli bir şekilde belirlenen bir hedefi algılayıp takip etti.
Sonrasında ise yüksek güçlü lazer hüzmesini hedef üzerine yönlendirip odakladığı noktaya lazer ışını göndererek imha ederken projeyi yakından izleyen Milli Savunma Bakanlığı’nda da yüzleri güldürdü.
6 yıl sürecek projede iki ayrı lazer silahı üretilecek. Dört yıllık ilk fazın sonunda üretilecek ilk lazer silahı, hazır tedarik edilecek lazer sistemlerini kullanacak.
Projenin ilk fazında farklı teknolojilere sahip yüksek güçlü lazer sistemleri de geliştirilecek.
Projenin ikinci fazı için silah sisteminin en kritik bileşenlerinden biri olan geliştirilen lazer kaynakları teknik açıdan incelenecek ve içlerinden biri silah sistemine entegre edilmek üzere seçilecek.
İki yıl sürecek ikinci fazın sonunda ikinci silah, yerli lazer kaynağı ile oluşturulacak.
YGLSS projesinin önemli ayaklarından biri olan ASELSAN proje kapsamında, yüksek güçlü katı hal lazer kaynağı ve lazer ışınının hedef üzerinde hasar oluşturuncaya kadar odaklanarak tutulmasını sağlayacak ‘hedef algılama ve hedef takip’ sistemlerinin geliştirilmesinden sorumlu olacak.
Lazer silahı kara, deniz ve havada tehdit unsuru oluşturan hedefleri algılayıp takip ederek lazer ışını sayesinde etkisiz hale getirecek.
Kilometrelerce ötedeki hedefleri saniyeler içinde yok edebilecek sistem, aynı zamanda çeşitli bombalar için yapılan masrafları da azaltacak.
Lazer silahı özellikle insansız hava araçları, güdümlü füzeler, seyir füzeleri ve havan mühimmatlarının imhasında önemli bir rol üstlenecek. Geliştirilecek lazer silahı donanma gemileri ve Kara Kuvvetleri’ne ait araçlarda kullanılabilecek.
Yüksek güç lazeri hedefe odaklanarak gücünü aktarabilmesi
Hareketli hedefleri imha kabiliyeti
Üç eksende hareket edebilme,
Dengeli yönlendirme
Görüntü işleme tabanlı hedef algılama ve takip , ‘Wedge-stabilization’ yapısı
Genişletilebilir mimarisi sayesinde ihtiyaca yönelik yeni özellikler eklenebilme
Milli savaş uçağı SSİK, çift motorlu FX-1 modelini tercih etti.Maliyeti yüksek olmasına karşın, boyu diğerlerinden daha uzun olan, daha fazla silah yükü taşıyabilen, daha yüksek hızlara ve menzile ulaşabilen çift motorlu FX-1 modelini tercih edildi.
Türkiye'de ilk kez askerin sırtında taşıyabileceği bir arazi radarı üretildi. Amaç gözle görülemeyecek kadar uzaktaki hareketlerden haberdar olmak. Yeni radarı farklı kılan, insan ve hayvanı ayırtedebiliyor olması. Savunma sanayi şirketi METEKSAN, sınır ve alan güvenliğine yönelik "insan ayırt edebilen" çevre gözetleme radarı "Retinar PTR"yi üretti.
Ürün hakkında bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Kerem Alparslan da radarının konuşlandığı noktada tarama yaparak, güvenlik bölgesi oluşturduğunu söyledi. Radarın bölgedeki hareketlenmeyi tespit edebildiğini ifade eden Alparslan, "Radar, bölgedeki hareketlenmeyi detaylı inceleyerek takip edebiliyor. İnsan ve hayvan teşhisi dahil çok ciddi sonuçlar sunan radar, karakol, kamp, kıyı, kritik tesisler, boru hatları, enerji santralleri ve hava alanları gibi tesislerin güvenliğini sağlayacak bir sistem. Tasarımı kompakt ve hafif olarak yapıldı. Taktik saha için son derece uygun. Taşınabilir olmasının yanı sıra araca konfigürasyonu söz konusu. Bu şekilde aslında tam güvenliği sağlayacak bir yapı olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Radarın 2 kişi tarafından rahatlıkla taşınabildiğine dikkati çeken Alparslan, şöyle devam etti: "Çok rahat kullanılan bir arayüzü var. Dizüstü bilgisayarla kontrol ediliyor. Uzman bir operatör olmanıza gerek yok. Tabletten, akıllı telefondan da kullanılabiliyor. Bunların dışında, en önemli fark yarattığımız yerlerden birisi, insan ve hayvanları ayırt edecek algoritmalar içeriyor. Ürün tamamen milli olarak geliştirildi. Özgün bir yapısı var. Bu sayede değişik kullanım ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir. Bunun ötesinde üretiminde dışa bağımlılık sıfır."
Radarın 4 kilometreye kadar tarama yapabildiğini belirten Alparslan, "Algılanması, tespit edilmesi zor bir radardır. Güç tüketiminin de az olmasına dikkat ettik. Yaklaşık 8 saat operasyon yapabiliyorsunuz" dedi.
İŞTE DİĞER YERLİ ÜRETİM SİLAHLAR!
HÜRKUŞ Türk mühendisler tarafından üretilen ikinci hava aracı olan Hürkuş saatte 574 kilometre maksimum seyir hızına ulaşabiliyor. Perdövites hızı (iniş konfigürasyonu) 143 km/sa olan Hürkuş'un maksimum tırmanma hızı ise deniz seviyesinde 22 m/s olarak belirtiliyor.
Azami servis irtifasının 10 bin 577 kilometre olduğu kydedilen Hürkuş'un, 15 bin ft'de maksimum havada kalma süresi ise 4 saat 15 dakika. Yine 15 bin ft'de 1478 km gidebilen Hürkuş, deniz seviyesinde 489 metre kalkış mesafesine sahip.
Tamamı Türk mühendisler tarafından tasarlanan uçağın iniş mesafesi ise 593 metre. Hürkuş, 6 yılda yapıldı ve 150 milyon dolara mal oldu.
ALTAY TANKI Otokar tarafından üretilen Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu. Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
Altay tankında tank komutanı, nişancı, sürücü ve doldurucu olarak 4 mürettebat görev yapıyor. AltayY’ın üzerinde ana silah olarak, birçok farklı mühimmatları atabilen 120 mm’lik 55 kalibre top bulunuyor. Ana silah ve yardımcı silahların kontrol edilmesi için Altay’a özel yeni nesil atış kontrol sistemi çalışmaları ise devam ediyor. Bu sistem sayesinde Altay hareket halindeki hedefleri bile çok yüksek isabet oranıyla vurabilecek.
Altay tankında, her türlü tehdide karşı tankı korumak üzere tasarlanan modüler kompozit zırhlar ve mürettebatın kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer tehditlerin bulunduğu ortamlarda görevlerini gerçekleştirmesine olanak tanıyan yardımcı sistemler de bulunuyor.
4 adet prototipten üretilen Altay Tankı'ndan ilk etapta TSK'nın envanterine girmek üzere 250 adet üretilmesi bekleniyor. Tankın birim maliyeti ise 5.4 milyon dolar.
BAYRAKTAR İHA Kale-Baykar İş Ortaklığı tarafından geliştirilen Bayraktar Taktik İnsansız Hava Aracı (İHA), uçuş testlerini başarıyla tamamladı. TSK'ya devri başlanan Bayraktar TB2 İHA, 30 saat havada kalabiliyor ve 30 bin feet yüksekliğe çıkabiliyor. Hangardan çıktığı andan itibaren tam otomatik taksi, kalkış, uçuş, iniş, frenleme ve tekrar hangara dönüş gibi özelliklere sahip.
ATAK HELİKOPTERİ Yerli teknoloji ile İtalyan platformunda üretilen ATAK taaruz helikopteri ağır silah yükü ile zorlayıcı "sıcak hava-yüksek irtifa" görevleri için optimize edilmiş iki tipe sahip:
Yakın hava desteği görevleri için 76 adede kadar 70 mm güdümlü/güdümsüz roketler ve 500 adet mühimmat kapasiteli 20 mm top ile donatılmış T129A 2) Çok amaçlı görevlere uygun olarak en modern elektronik harp gereçleri entegre edilmiş olan ve aynı anda 8 adet UMTAS, 12 adet CIRIT, 2 adet STINGER ve 500 adet top mermisi ile görev yapabilen T129B.
TUSAŞ tesislerinde üretimi tamamlanan ilk T129A prototipi ilk uçuşunu 17 Ağustos 2011'de gerçekleştirmiştir. Testleri başarıyla tamamlanan T129 Helikopterlerinin ilki bu yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edildi.
Türkiye'de yapılan ilk araştırma gemisi TÜBİTAK Marmara, dün düzenlenen törenle denize indirildi. 13.8 milyon TL'ye mal olan 41 metre uzunluğunda ve 9.5 metre genişliğindeki gemi, sualtı canlılığı ve deniz kirliliği araştırmalarının yanı sıra gerekli donanımların eklenmesiyle petrol ve sismik araştırmalar da yapabilecek.
Rasat fırlatıldığı 17 Ağustos 2012 tarihinden bu yana görevini başarılı bir şekilde sürdürüyor. Yüksek çözünürlüklü optik görüntüleme sistemine ve Türk mühendislerce tasarlanıp geliştirilen yeni modüllere sahip olan RASAT, Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu. 10 milyon dolara mal oldu.
GÖKTÜRK - 2 Çin'den fırlatılan yerli üretim Göktürk-2 uydusu yaklaşık 200 kilogram ağırlığında ve bir metreküp hacminde. Göktürk 2 uydusu, 2,5 metre çözünürlükte görüntü topluyor. Yerden 686 kilometre yükseklikte yörüngeye giren uydu her 93 dakikada dünyanın çevresinde bir tur atıyor.
TCG Heybeliada (F-511), Türk Deniz Kuvvetleri'ne yerli üretim gemi sağlanmasını amaçlayan MİLGEM Projesi dahilinde inşa edilen ilk Türk savaş gemisi. Deniz Kuvvetleri Günü ve Preveze Deniz Muharebesi'nin 473. yıl dönümü olan 27 Eylül 2011 tarihinde, Pendik'te bulunan İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda yapılan törenle hizmete girdi.
Gemi, keşif, karakol, arama-kurtarma, denizaltı savunma harbi, denizde terörist etkinliklerin takibi ve önlenmesi, kıyı kontrol ve koruması görevlerinde kullanılabilmektedir. Ada sınıfı korvet olan TCG Heybeliada'nın radar kesit alanı, akustik izi ve sualtı gürültüsü düşük olması nedeniyle hayalet gemi olarak adlandırılmaktadır.
TCG Büyükada (F-512)'nın inşaatı 2011'de tamamlandı. MİLGEM Projesi ile TCG Heybeliada (F-511)'dan sonra yapılan gemi. TCG Büyükada'nın da, TCG Heybeliada gibi radardaki izi düşük.
MİLGEM çalışmaları çerçevesinde üretilen iki korvetten TCG Büyükada, üstün donanımı, radarlara yakalanmama özelliği ve nitelikli savaş harekat merkeziyle adeta Türk Deniz Kuvvetlerinin gücünü yansıtıyor.
İlk ''Milli'' füze sistemi olan ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren ''Cirit''kendi sınıfında en uzun menzile (8 km) sahip. Cirit füzesinin, başarılı performansı ile birçok ülkenin dikkatini çektiği, 2012 içinde ilk ihracatının yapılmasının öngörüldüğü ifade ediliyor. Taarruz helikopterleri için geliştirilen ve Cirit füzesinin ATAK helikopterine de entegre edildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni gözbebeklerinden SOM (Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat) yeni füze projeleri kapsamında TSK'nın göz bebeklerinden biri. Karada, havada ve denizde her türlü hedefi vurabilen füzenin menzili 250 km.
Tübitak ve Roketsan tarafından üretilen füze Türk Hava Kuvvetleri'ndeki F-16'ların yanı sıra Lockeed Martin tarafından üretilen F-35'lere de monte edilebilecek.
UMTAS, (Uzun Menzilli Tanksavar Sistemi), Türkiye'nin savunma sanayii firmalarından Roketsan'ın geliştirdiği bir tanksavar füze sistemi. 8 kilometre menzile kadar etkili atış yapabilen UMTAS, ateşle ve unut sistemini kullanmakta.
Zıpkın; ASELSAN tarafından milli imkânlarla üretilen, temel silah olarak atışa hazır 4 adet FIM-92 Stinger füzesini kullanan, çeşitli algılayıcılar ile donatılmış ve tüm fonksiyonları bilgisayar tarafından denetlenen bir Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi.
Atılgan; Kaideye Monteli Stinger (KMS) projesi için üretilen M113 zırhlı personel taşıyıcısını alt platform olarak kullanan, kızılötesi (ısı) güdümlü FIM-92G Stinger füzesini ana silah olarak kullanan ve öz savunması için bir adet 12,7 mm çaplı makinalı tüfek kullanan alçak irtifa hava savunma sistemi. Platform 4 veya 8 stinger füzesi taşıyabilmektedir. Tüm özellikleri bilgisayar veya operatör tarafından kontrol edilebilir.
Otokar Cobra, Otokar firması tarafından 1997 yılında üretimine başlanan bir zırhlı personel taşıyıcı aracı. Azami 110 km hıza çıkabilen araçta bir adet 1 × 7.62 mm veya 12.7 mm makineli tüfek bulmakta.
9 personel taşıma kapasiteli lastik tekerlekli 4x4 Cobra Zırhlı Aracın amfibik versiyonu da bulunmakta. Kazakistan Silahlı Kuvvetleri ihtiyacı için Otokar şirketi Kazakistan Engineering şirketi ile 2011 yılında yapılan anlaşma doğrultusunda ortak lisanslı üretim yapılmakta.
Otokar 2013 yılında, Zırhlı Personel Taşıyıcısı Cobra'nın yeni versiyonu olan Cobra 2'yi tanıttı. Mayına dayanıklı olan ve aynı zamanda yüzebilen ender ürünlerden COBRA 2'de aracın iç hacmi ve koruması ilkine oranla arttırıldı.
Cobra 2, Üstün hareket kabiliyeti ve 9 personel taşıma kapasitesinin yanında personele sağladığı yüksek koruma, ateş gücü ve görev ekipmanları ile askeri uygulamalar için ideal. Cobra 2, en zorlu arazi ve iklim koşullarında üstün performans sağlar.
Otokar firmasının ürettiği bir diğer zırhlı personel taşıyıcı ise Otokal Ural. Tamamı zırh sacından üretilmiş personel kabini ile farklı tehditlere karşı sağladığı üst seviye personel korumasına ilave olarak; geniş iç hacmi ve koltuk ara mesafeleri, ergonomik tam boy koltukları, süspansiyonu ve sınıfındaki en büyük lastik ebadı sayesinde personel konforunu da en üst seviyede tutuyor.
Tulpar, A400M ile taşınabilirlik, modüler koruma yapısı, elektronik alt yapı ve düşük siluet gibi teknik ve taktik özellikleri ile geleceğin zırhlı muharebe aracı. Geniş iç hacmi, yüksek taşıma kapasitesi ve esnek mimarisi ile gelecekte ortaya çıkabilecek zırh ve görev donanımı ihtiyaçlarına cevap verebilecek genişleme kapasitesine sahip.
MEHMETÇİK-1 3 kilo 600 gram ağırlığında, etkili menzili 500 metre, dürbün ve kullanıcıya göre 5 kat büyütmeli dipçik, kilitlemeli mekanizmaya sahip Mehmetçik-1'in piyade tüfeği olarak prototipi yapıldı.
Mehmetçik-1'in yakın muharebe ve hücre baskınlarında kullanılmak üzere lazer takılabilen 3 kilogram ağırlığındaki versiyonu da bulunuyor.
JNG-90 JNG-90, MKE'nin Kırıkkale tesislerinde tasarımı ve üretimi gerçekleşen, 7,62 mm çapında 1200 metre etki mesafesine sahip bir keskin nişancı tüfeği. Dipçik boy mesafe ayarı, kaynak (elmacık kemiği - tüfek temas noktası) bölgesi yükseklik ayarı, tetik ve kabza arası mesafe ayarı özelliklerine sahip.
"T-155 Fırtına" obüsü Türkiye'nin ürettiği bir Kundağı Motorlu Topçu Silah Sistemi. Üzerine monte edilmiş 12 adet hidro-pnömatik süspansiyon ünitesi ve tekerlerinden oluşan gelişmiş süspansiyon sistemi sayesinde engebeli arazi dahil her türlü arazide rahatça harekat icra edebilmekte.
Obüsteki muharebe sistemleri Fırtına Atış Kontrol Sisteminin hesapladığı atış komutlarını alma ve gönderme yeteneğine sahip. Fırtına hareket halindeyken 30sn. içinde atış görevine hazır olabilmekte ve ilk 15sn. içinde ani atış (darbe) olmak üzere 8 atımlık bir atış görevini bir dakika içinde tamamlaybilmektedir.
Yüksek taktik ve teknik özelliklere sahip yeni nesil çok tekerlekli modüler bir araç olan ARMA; üstün hareket kabiliyeti, yüksek mayın ve balistik koruma ile orta ve yüksek kalibre silah sistemi entegrasyon opsiyonlarına sahip. Arma, en zorlu arazi koşullarında bile hizmet verebilmekte.