Tarihin en kötü buluşları!
Hayatımızı kolaylaştırmak adına ortaya atılan ancak aslında bizlere köstek olan en kötü buluşları sizler için bir araya getirdik.
1800’lerin sonlarında sıvı yağlara hidrojen katılarak bu yağların raf ömrü uzatılıyordu. Ancak doktorlar sağlığa beklenmedik olumsuz etkileri olduğunu, kötü kolesterolü yükselttiğini ve kalp hastalıkları riskini artırdığını söyledi.
Sadece tek bir dosyada, talep edilmeden binlerce adrese gönderilen sayısız mail tutuluyor. Gerekli koruma programları olmayanlar, bilgisayarlarının ömründen önemli bir miktar kaybedebiliyor. Yığınla elektronik çöpü görmezden gelenler ise eninde sonunda “silme” tuşuna uzun müddet basmak zorunda kalıyor.
Cola’nın 23 Nisan 1985’te piyasaya sürülen “daha yeni, daha tatlı” versiyonu lezzet testlerinde başarılı oldu ancak gerçek dünyada tam bir hayal kırıklığına dönüştü.
Bir korseyle birlikte giyilen bu giysi dünyanın en rahatsız modasıydı. Viktorya döneminden bir kalıntı olan 1.5 metre genişliğindeki ‘crinoline’ler kapılardan geçmek gibi basit günlük işleri bile bir soruna dönüştürüyordu. Bu hesapla topuklu ayakkabılar bile rahatlık örneği olabilir.
1912 yılında Alman mucit Franz Reichelt tarafından icat edilen paraşüt ceketin lansmanını Reichelt Eiffel Kulesi’nden atlayarak yaptı. Sonuç? Paraşüt açılmadı, Reichelt öldü.
Her sene 500 milyon adetten fazlası kullanıldıktan sonra atılan torbalar, gerekli işlemlerden geçirilmeyerek çöp olarak doğada kalıyor. Doğada çözülmesi ise içerdikleri maddelere göre yüz yıldan fazla sürebiliyor.
2001 yılında piyasaya çıkana kadar dünyayı değiştireceğine inanılan bir sır olan Segway ulaştırma dünyasında beklenen devrimi başlatmayı maalesef başaramadı.
Microsoft Office kullanıcılarını hiçbir şey habersizce ekrana çıkıp bu soruyu soran Clippy kadar can sıkıcı olmadı.
Uçan araba tamamen bilim kurgu ürünü değil. 1940’larda yatırımcılar California eyaletinden Ohio eyaletine kadar bir arabayı uçurmayı başardı. Tek sorun, arabanın maliyet ve teknik yetersizliklerden dolayı havalanamamasıydı.
Titreşimli karın kası kemeri, gerekli noktalara orta derecede elektrik ileten bir icat. Peki, egzersiz denilen şey kalbi güçlendirmek için yapılıyorsa, neden kalbi tehlikeye atıyoruz?