Sadece 90'larda internete girenlerin anlayabileceği 13 şey
1. Dial up sesiyle başlayalım...90'ların internet kullanıcıları için bu sesin önemi çok fazla... Kısılmazdı bu ses, evde gece tüm ahaliyi uyandıracak kadar yüksek gelebilirdi. Baba ansızın yatağından kalkıp, "ulan bu saatte internete mi giriyorsun yarın okul yok mu?" diye azar kayıp giderdi
1. Dial up sesiyle başlayalım... 90'ların internet kullanıcıları için bu sesin önemi çok fazla... Kısılmazdı bu ses, evde gece tüm ahaliyi uyandıracak kadar yüksek gelebilirdi. Baba ansızın yatağından kalkıp, "ulan bu saatte internete mi giriyorsun yarın okul yok mu?" diye azar kayıp giderdi
2. Dial up sesini duyamamak Dial up sesini duyabilmek zaman zaman dünyanın en büyük mutluluğu demekti. Hatlar o kadar dolu oluyordu ki bağlantıyı bir türlü sağlayamıyordu internet sağlayıcı. Bu sesi yakaladığınız zaman, sonunda da "bağlandı" yazısını gördüğünüz zaman dünyalar sizin olurdu...
3. MIRC Facebook, msn, whatsapp yokken MiRC vardı! Deliler gibi chat yaptığımız, herkesin anonim olduğu bir chat dünyası... Kanallar olurdu, herkes kendi kanalını açabilirdi... #zurna kanalı türk kullanıcılarının en yoğun olduğu kanaldı her sunucuda. OP'lar vardı kanal yöneticileri... İnsanları kickleyebilir banlayabilir, güçlerini kötüye kullanırlardı :)
4. ASL? MiRC zamanlarında profil fotosu yoktu, profil bile yoktu. Herkesin sadece nickname'i vardı... ilk giriş cümlesi Selam, asl? olurdu... yaş, cinsiyet ve lokasyon bildirmek gerekirdi bu soruya... 14 m ank derdik mesela
5. ICQ ICQ kullandığımız ilk anlık mesajlaşma programı. MSN'in atası... Herkesin özel bir ICQ numarası olurdu, telefon numarası gibi. Ne kadar kolay akılda kalırsa, ne kadar az basamaklı olursa o kadar karizmatik olurdunuz. 6 basamaklı icq numaraları büyük karizmaydı... Hey gidi
6. ICQ White Pages ICQ'nun insan arama bölümüydü. Şehrinizdeki karşı cinsleri istediğiniz yaş aralığında arayıp mesaj atabilirdiniz...
7. 146 Dial-up zamanlarında superonline, anet gibi internet sağlayıcılardan kullanıcı adı ve şifre alıp bağlanırdınız internete. Aylık abonelik ücretleri kol gibi olduğu için bir çok evlat ailesini ikna edemezdi. Onlarda 0800'lü numaralar çevirilirdi, telefon faturasına birşey eklenmezdi. Dial-up zamanlarında superonline, anet gibi internet sağlayıcılardan kullanıcı adı ve şifre alıp bağlanırdınız internete. Aylık abonelik ücretleri kol gibi olduğu için bir çok evlat ailesini ikna edemezdi. Onlarda 0800'lü numaralar çevirilirdi, telefon faturasına birşey eklenmezdi. Türk Telekom'un 146 no'lu abonelik gerektirmeyen ancak normal telefon tarifesinden fiyatlandırılan hizmeti vardı. Bu hizmetten faydalanma ilk faturayı görene kadar devam ederdi elbette
8. Real Player İlk video streaming programlarındandı... Çeşitli tv'lerin canlı yayınlarını bile izleyebilirdiniz real palyerla.
9. Napster İlk efsanevi peer to peer mp3 indirme programı. Daha sonra telif hakları problemleri yüzünden kapatıldı ama kurucusu Sean Parker adını internet tarihine altın harflerle yazdırdı... (şu an facebook'un ortağı Spotify'ın kurucusu) Napster cortlayınca audiogalaxy'ye dönmüştük 90'ların sonunda. Bir mp3 indirmek yaklaşık yarım saat sürerdi
10. Netscape! Internet Explorer o zamanlar da üvey evlat muamelesi görürdü. İlk iş netscape navigator indirmek olurdu.
11. Under Construction Görselleri Kişisel web sitesi olmayanın dayak yediği yıllardı. Ver elini geocities hemen bir beleş domain alınır, under construction logosu konurdu. Çoğu zaman da öyle kalırdı...
12. Altavista Google yokken search engine kavgaları Yahoo ve Altavista arasında akardı. Altavista kazanırdı
13. Trojan ile bilgisayar ele geçirme Internetin ilk yıllarının en zevkli şeyiydi belki de... MiRC'de ICQ'da fotoğrafın içine gömülen trojan ile (bir tür virüs), karşı taraf fotoğrafı açınca bilgisayarına girme hakkı kazanırdınız. Sonra ister mouseunu kontrol et, ister cd rom'unu aç, ister dosyalarını gör...