Kurumlar mobil çalışmayı sağlamak için üç haftaya ihtiyaç duyuyor
EMEA Bölgesi’ndeki kurumlar güven, sahiplik ve temin etme kapasitelerinin mobil bulut çağının avantajlarından faydalanmalarını yavaşlattığını söylüyor.
Sanallaştırma ve bulut altyapısında dünya lideri VMware tarafından yaptırılan araştırma, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde (EMEA) çalışanları işlerini mobil olarak yapmalarını sağlayacak şekilde donatıp ihtiyaçları olan cihaz ve uygulamalarla çalışmaya başlamalarını sağlamak için BT bölümlerinin ortalama üç haftaya ihtiyacı olduğunu ortaya çıkardı. Bu süre, anlaşmalı çalışanlar kendi cihazlarını getirdikleri takdirde, BT bölümü cihazları belirlenen şirket kurallarına uyumlu hale getirirse dört haftaya kadar çıkabiliyor.
VMware, mobiliteye hazırlık aşamasında kurumların BT bölümlerinin ve çalışanların ne gibi problemlerle karşılaştığını ortaya sermek amacıyla Vanson Bourne adlı araştırma şirketine bir araştırma yaptırdı. Vanson Bourne, araştırma kapsamında İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya, İsveç, Norveç, Danimarka, Rusya ve Orta Doğu’da (Suudi Arabistan ve BAE) Mart – Nisan 2014’te telefon ile ve çevrimiçi olarak 100’den fazla çalışanı olan şirketlerdeki bin 800 BT karar vericisi ve 3 bin 800 çalışan ile görüştü. Araştırmaya göre BT bölümlerinin sadece yüzde 12’si çalışanların mobil ihtiyaçlarını destekleyecek mobil yönetim becerisine sahip olmadığına inanıyor. Araştırmaya katılan şirketlerin üçte biri ise (yüzde 34) tüm çalışanların mobil cihazlarından şirket bilgilerine ulaşımını kontrol edemediklerini söylüyor.
Araştırmaya katılanlara, BT’ye ve çalışanlara mobil çalışma kuralları için sorumluluğun nerede başlaması ve bitmesi gerektiği ile ilgili sorular da soruldu. Sonuçlar EMEA’daki BT bölümlerinin konu hakkında belirgin bir fikrinin olmadığını ortaya koydu. BT bölümlerinin sadece yüzde 43’ü çalışanların çalışma saatleri dışında araçlara ve uygulamalara ulaşımını sınırlamanın kendi sorumlulukları olduğunu söylerken, yüzde 41’i bunu yapmak için üzerlerinde baskı hissettiklerini belirtti. Yüzde 57’si bunun gerekli olduğunu söyledi.
Oysa çalışanlar bu konuda daha kararlı. Yüzde 70’i işverenlerinin mobil uygulamalara ve araçlara ulaşımlarını sınırlamaması gerektiğini söylüyor. Büyük çoğunluğu (yüzde 82) şu anki haliyle istedikleri şekilde üretken olarak çalışabilmek için gerekli olan mobil araçlara ulaşımlarının sınırlı olduğunu söylerken, dört çalışandan biri (yüzde 28) işlerin yapılması için ihtiyaç duyulan araçları sağlamak için gerekirse BT birimlerini atlatabileceklerini söylüyorlar. Kurumlarından, sınırlamaların artırılmasındansa mobil olanaklara daha fazla izin verilmesini istiyorlar.
Araştırmadan alınan diğer sonuçlar şöyle:
· BT bölümleri çalışanlara ihtiyaçları olan mobil cihaz ve uygulamaları sağlarken erişimi kontrol etmek için güvenlik politikalarını uygulamadan (yüzde 69’u bunun büyük bir güçlük olduğunda hemfikir), yatırımın getirisini doğrulamadan (yüzde 51) ve çalışanların güven duymamasından (yüzde 44) gerçekçi güçlükler olarak bahsediyorlar.
· Kurumlardaki eğitim ve anlayış da, üstesinden gelinmesi gereken engeller olarak ortaya çıkıyor. Çalışanların yalnızca yüzde 13’ü organizasyonlarının bulut / mobil kullanım politikaları ve süreçlerini anlayabildiklerini söylüyor. Bunun en büyük nedeni, ortalama bir EMEA Bölgesi şirketinin, mobil politikalarını güncelleyip çalışanlarıyla paylaşmasının en az dokuz ay alması.
VMware Pazar Teknolojisi Yöneticisi Brian Gammage, “Çalışanların tam kapasiteyle çalışmalarındaki her gecikme, işletmelerin yarıştaki yerlerini diğerlerine bırakmasına yol açar. Kurumlar, çalışanların istedikleri yerden ve istedikleri zamanda birlikte çalışmaya ihtiyaç duydukları her kim olursa olsun, güvenlik risklerini en aza indirecek şekilde çalışabilmelerine izin verebilmeli. Günümüzde işlerin hızı nedeniyle çalışanların ihtiyaç duydukları cihazlarla donatılmalarının üç hafta alması, mobil bulut çağında kurumların hayatta kalmaları ve gelişmeleri için söz konusu olamaz” diyor. Gammage, VMware’in şirket mobilite çözümlerinin kurumlara, çalışanların çalışabilmesi için dönüşüm gerektiren kaynaklara anında ve güvenli ulaşımlarını sağlayarak yardımcı olduğunu söylüyor.