Kişiliğinizi değiştirebilen 5 deneyim
Kişilik özelliklerimizi; karmaşık biyolojik faktörler, genetik özellikler ve büyüdüğümüz çevrenin belirlediği düşünülmekte. Peki deneyimler kişiliğimizi değiştirebilir mi? Kesinlikle mümkün.
2. Sihirli mantar yemek:Hayal gördüren uyuşturucular zihinde garip deneyimler yaratmalarıyla bilinirler ama sihirli mantarları bir kere bile kullanmanın kişiliğinizi değiştirebileceğini, hem de muhtemelen iyi yönde değiştirebileceğini biliyor muydunuz? Live Science dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, katılımcılara sihirli mantarda bulunan bir bileşen olan psilocybin verilmesinin ardından katılımcılar yeni deneyimlere aha açık olduklarını belirttiler. Bu kişiler deneyden bir sene sonra bile bu etkilerin devam ettiğini belirttiler. Araştırmacılar bu durumun nedeninin psilocybin isimli ilaç bileşeni değil, insanların ilaç etkisindeyken yaşadıkları içebakış deneyimlerinin hayata bakışlarını değiştirmesi olduğunu düşünüyor.
3. Mikrop kapmak:Mikrop kapmak genelde sadece birkaç gün hasta olmaya yol açsa da, bazı bilim adamları mikrop kapmanın davranışlarınızda değişikliklere yol açacak daha kalıcı etkileri olduğunu düşünüyor. Psychology Today yazarlarından psikiyatrist Robert Bransfield'e göre, yaklaşık 65 adet mikrobun zihinsel hastalıklarla, kişilik değişiklikleriyle ve bilişsel yetenekte düşüşle bağıntısı var. Buna dair en şaşırtan örnek ise Lyme hastalığı. Brainsfeld'in belirttiğine göre Lyme hastalığı sahibi kişilerden bazılarında, depresyon ve intihar eğiliminde artışa ilave olarak daha önceden bu kişilerde görülmeyen şiddet içeren saldırgan davranışlar ortaya çıkıyor. Lyme hastalığı bulunan çoğu kişide bu durum görülmese de hastaların küçük bir yüzdesinde, saldırganlık eğilimini artıran nörolojik bir bozukluk oluşuyor. Bu tip rahatsızlıkların korku eşiğini düşürdüğü, depresyona, bilişsel sorunlara ve ruh hali değişimlerine yol açtığı; ve daha da önemlisi bazı hastalarda intihar eğilimini ve saldırganlığı artırdığı görüldü.
4. Beyin ameliyatı:Beyin, insan vücudundaki en karmaşık ve en az anlaşılan organlardan biri, bu yüzden de beyin ameliyatının kişilik üzerinde tahmin edilemeyen etkilerinin olması pek şaşırtıcı değil. Psychology Today'e göre; ön ve temporal loplarda, amigdalada ve hipokampüste gerçekleştirlen ameliyatlar sıklıkla fisiksel saldırganlıkta artış, beklenmeyen duygular, hafıza kaybı ve dürtüleri kontrol yetersizliğine yol açmakta. Birçok durumda ise, beyin travması sonrası gerçekleşen beyin ameliyatı depresyon, endişe ve obsesif kompulsif bozukluk gibi zihinsel hastalıklara yol açabilmekte. Beyin ameliyatı geçiren kişiler ayrıca madde bağımlılılığına da daha yatkın.
5. İşsizlik:İşinizi kaybetmek hiçbir zaman kolay bir durum değildir ve ardından gelen aylar süren işsizlik de herkesi depresif yapmak için yeterli bir neden. Ancak araştırmacılara göre, işten çıkarıldıktan sonra birçok kişi tatminsizlik duygusunun da ötesinde, iş sahibi olmayan kişilerde görülen bazı kişilik değişiklikleri yaşıyor. 6797 işsiz katılımcı üzerinde yapılan ve The Journal of Applied Psychology dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre, yıllardır işsiz kalan insanlarda sorumluluk duygusuyla hareket etme, dürüstlük ve uyumluluk gibi özelliklerde değişiklikler gerçekleşiyor. Özellikle kadınlar bir yıllık işsizlik durumunun ardından daha az uyumlu hale gelirken, erkekler işsizlik durumunda önceleri daha uyumlu olurlarken üç yıllık işsizlik ardından bu özelliklerinde dibe vuruyorlar. Araştırmadan çıkan sonuçlardan biri de birçok kişinin kariyerlerinde kimliklerini buldukları ve kariyerleri olmadan kimliklerinin ellerinden gittiği.
1. Organ nakli: Organ nakli yapılan hastaların, gizemli bir şekilde nakledilen organın sahibinin kişilik özelliklerini göstermeye başladığına dair birçok örnek mevcut. Bunun arkasında yatan nedenin hücre hafızası teorisi ile ilgili olduğu düşünülüyor. Bu teoriye göre, vücuttaki hücreler, genlerimizden bağımsız olarak, kişilik özelliklerimizin, tercihlerimizin ve geçmişimizin işaretçilerini taşımakta. Bu teori tüm dünya genelinde kabul edilmemiş olsa da, yapılan araştırmalar hücresel hafızanın varlığını gösterdi; örneğin Honolululu Hemşirelik Okulunda yapılan son 10 kalp nakli hastasında, kalbin eski sahibine ait 2-5 arası kişilik özelliği görüldü. Bu özellikler yemek zevkinden, sanata, eğlence aktivitelerine kadar çeşitlilik göstermekte. İlginç bir vakada ise 8 yaşındaki kız çocuğu kendine organı nakledilen kişinin cinayetine dair kabuslar görüp duruyordu. Psikiyatristinin değerlendirmesi sonucu kız çocuğunun gerçek olaylardan bahsettiği anlaşıldı ve polise götürüldü. Çocuk, polise cinayetin tarihi, yeri ve katilin kullandığı silah da dahil olmak üzere bilgiler verdi.