Kanser hakkında bilinen 13 yanlış
Son yılların hızla yayılan hastalıklarının başında geliyor kanser. Onlarca farklı türü olan kanserin, hem genel yapısı hem de türleriyle ilgili de binlerce bilgi dolaşıyor. “Kanserin çaresi bulundu ancak saklanıyor”, “Kanser tedavisinde alternatif tıp yeterli”, “Kansersem mutlaka radyoterapi görmeliyim”, “Ameliyat olursam kanserli hücreler yayılır”… Bunlar gibi kanserle ilgili bilimsel bir dayanağı olmayan birçok bilgi yayılıyor. Hastalar ve kanserle ilgili bilgi almak isteyenlerin de bu kulaktan dolma bilgiler karşısında kafası karışıyor. Peki kanser konusunda yayılan hurafeler neler? Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Burak Civelek, kanserle ilgili doğru bilinen yanlışlara dikkat çekti:
Son yılların hızla yayılan hastalıklarının başında geliyor kanser. Onlarca farklı türü olan kanserin, hem genel yapısı hem de türleriyle ilgili de binlerce bilgi dolaşıyor. “Kanserin çaresi bulundu ancak saklanıyor”, “Kanser tedavisinde alternatif tıp yeterli”, “Kansersem mutlaka radyoterapi görmeliyim”, “Ameliyat olursam kanserli hücreler yayılır”… Bunlar gibi kanserle ilgili bilimsel bir dayanağı olmayan birçok bilgi yayılıyor. Hastalar ve kanserle ilgili bilgi almak isteyenlerin de bu kulaktan dolma bilgiler karşısında kafası karışıyor. Peki kanser konusunda yayılan hurafeler neler? Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Burak Civelek, kanserle ilgili doğru bilinen yanlışlara dikkat çekti:
1. “Kanser bulaşıcıdır” YANLIŞ: Kanserle ilgili şüphe uyandıran konuların başında bulaşıcı olup olmadığı geliyor. Kanser viral veya bazı bakteriyel enfeksiyonlarda olduğu gibi bireyden bireye yakın temas, dokunma, kan yoluyla veya cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil.
2. “Kanserin çaresi bulundu ancak saklanıyor” YANLIŞ: Kanser birçok mekanizmalarla ortaya çıkan kompleks bir konu. Her organa ve evreye göre tedavisi çeşitlilik gösteriyor. Kanserin kesin tedavisi ve çözümü konusunda çalışmalar hala yürütülüyor olsa da günümüzde meme, akciğer, bağırsak, yumurtalık, gırtlak gibi birçok kanser çeşidinin tedavisinde büyük gelişmeler vardır. Genel olarak kanserin oluşmasının nasıl engellenebileceğinin kesin yanıtı hala tam olarak bilinmiyor.
3. “Şeker tüketimi kanserin ilerlemesine neden olur” YANLIŞ: Kanserin seyri tüketilen şeker miktarının azlığı ya da çokluğuna göre değişmez. Sadece diyabet hastalarında kanser gelişme riskini bir miktar artırdığı tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar bu etkilenmenin nedeninin şeker tüketimiyle değil aşırı kilo ile ilişkili olduğunu düşünüyor. Çünkü aşırı kilo ve sedanter yaşam kanser riskini artırıyor.
4. “Sigara sadece akciğer kanseri riskini artırır” YANLIŞ: Sigara akciğer kanseriyle doğrudan ilişkili olsa da aynı zamanda gırtlak, ağız, dil, dudak, mesane, pankreas ve meme gibi organlarda görülen kanser risklerini de artırıyor.
5. “Kanser tedavisinde sadece alternatif tıp yeterlidir” YANLIŞ: Kanser tedavisinde doğu tıbbı gibi alternatif tedavi yöntemleri tercih edilebiliyor. Ancak alternatif yöntemler kolaylıkla istismar edilebiliyor. Hastalar alternatif tedavilere yönelerek modern tıbbi tedavilerinden vazgeçebiliyor. Bu da iyileşme sürecini olumsuz etkiliyor. Ayrıca bazen uygulanan bitkisel tedaviler nedeniyle hastaların karaciğer, böbrek gibi organlarında fonksiyon kaybı gelişebiliyor ve tedavi çıkmaza girebiliyor. Bu nedenle hastaların hekimlerine başvurmadan bu yöntemleri tercih etmemesi ve modern tedavi süreçlerini asla bırakmaması çok önemli.
6. “Her kanser hastası radyoterapi görür” YANLIŞ: Kanser tedavisinde halk arasında ışın tedavisi olarak bilinen radyoterapi hem kür sağlamada hem de bazı şikayetleri kontrol altına almada kullanılan etkili bir yöntem. Radyoterapi doktorun uygun gördüğü durumlarda uygulanıyor ancak her kanser türünde ve her evrede kullanılmıyor. Hastanın radyoterapiye uygun olup olmadığına hekim tarafından karar veriliyor.
7. “Kemoterapi hastaları sürekli maske kullanmalıdır” YANLIŞ: Kemoterapi hastalarının sürekli maske takmasının koruyuculuk oranı oldukça düşük. Önemli olan kamuya açık kalabalık ortamlarda mikroplardan korunmak. Bu nedenle sadece kalabalık bir ortama girilecekse maske takmak yeterli.
8. “Ameliyat kanserin yayılma riskini artırır” YANLIŞ: Halk arasında kanser ameliyatı olmanın hastalığın yayılma riskini artırdığı önyargısı bulunuyor. Ancak bu tamamen yanlış bir düşünce. Günümüzde özellikle hala bağırsak, mide, meme kanseri gibi birçok kanser türünün tedavisi için cerrahi müdahale gerekiyor.
9. “Kanser tedavisinde saçlar mutlaka dökülür” YANLIŞ: Kanser tedavisi sırasında saçların dökülmesi kullanılan ilaçların yan etkisine göre değişiyor. Bazı ilaçlarda saç dökülmesi sık görülürken bazı ilaçlarda sadece kısmi dökülme olabiliyor.
10. “İleri evre kanser hastaları için kemoterapi faydalı değildir” YANLIŞ: Kemoterapi ileri evre kanser hastalarında kesinlikle faydalı bir tedavi yöntemidir. Uygun dozda ve miktarda verildiğinde hem hastaların yaşam kalitesi artıyor hem de yaşam süreleri uzuyor. Özellikle testis veya lenfoma gibi kanser türlerinde evre ne olursa olsun kemoterapi alınması gerekiyor.
11. “Tarama testleri ile tüm kanser türlerinin teşhisi mümkün” YANLIŞ: Tarama testleri ile hala sınırlı sayıda hastalık yakalanabiliyor. Türkiye’de Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri’nde (KETEM) birçok özel, devlet ve üniversite hastanelerinde kanser tarama testleri yaptırılabiliyor. Ülkemizde rahim ağzı, meme ve kalın bağırsak kanserleri için tarama programları bulunuyor. Tarama programları ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği gibi kişinin risk faktörlerine göre de farklılık gösteriyor.
12. “Kişisel önlemlerle kanserden korumak mümkün değil” YANLIŞ: Kanserin günümüzde bilinen en güzel tedavisi “korunma”. Kanserin oluşmaması için atılacak kişisel adımlar kanser olduktan sonra başlayan tedavi sürecinden çok daha etkili. Bu nedenle düzenli spor, uygun kilo, dengeli beslenme, sigaradan uzak durma, düzenli doktor kontrolleri en uygun tedavi olarak kabul ediliyor.
13. “Akıllı ilaçlar her kanser hastasına uygundur” YANLIŞ: Kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar; ileri teknoloji ve bilimsel araştırmalarla geliştirilmiş, sadece tümör bölgesine bağlanabilen ilaçlar. Fakat bu ilaçlar tüm hastalıklar için kullanılmıyor. Daha çok bağırsak, akciğer, mide ve yumuşak doku tümörleri için tercih ediliyorlar. Hastaların akıllı ilaç tedavisine uygun olup olmadığı kararının vermek için, alınan biyopsi örnekleri patoloji laboratuvarında değerlendiriliyor ve hastanın ilaç tedavilerine yanıt verecek grupta olup olmadığı belirleniyor. Bu karar doktor kontrolünde veriliyor.