I. Dünya Savaşı'nda kullanılan teknolojiler
TELGRAFDenizde, karada ve Akdeniz, Asya, Afrika gibi birçok farklı cephede savaşan güçler için iletişim en önemli etkenlerden biriydi.
TELGRAF Denizde, karada ve Akdeniz, Asya, Afrika gibi birçok farklı cephede savaşan güçler için iletişim en önemli etkenlerden biriydi.
ARAZİ TELEFONU Siperler arası kablolu iletişimi sürekli kılmak mümkün değildi. Zira yağan tonlarca top mermisi kabloları parçalıyor ya da el değiştiren siperler yüzünden birlikler sürekli yer değiştirmek zorunda kalıyordu. Bu yüzden arazi telefonu birimleri kurulmuştu.
KABLOSUZ İLETİŞİM Işık sinyalleriyle mors alfabesi kullanılarak iletişim sağlayan Solar telgraflar sayesinde siperler arası kısa mesafeli kablosuz iletişim kurmak mümkündü.
MOTOSİKLET Savaşın başlarında yapılan tüm planlar hız çevresinde şekilleniyordu. Düşman hatları hızla geçilecek ve stratejik noktalar ele geçirilerek savaş en az kayıpla sona erdirilecekti.
MAKSİM MEKİNELİ TÜFEĞİ Dehşet saçan bu silah, birinci dünya savaşının yönünü belirledi. O güne dek açık alanlarda yapılan muharebelerde taraflar sözlük anlamıyla birbirleriyle göğüs göğüse çarpışırken, maksim silahının savaş sahnesinde yerini alması oyunun akışını değiştirdi. Yüzeyde yağan çelik ve ateş, savaşın taraflarını siperlere sığınmaya zorladı.
DİKENLİ TEL Çok basit bir yapıya sahip olan dikenli tel, birinci dünya savaşının yönünü belirleyen bir başka teknoloji oldu. Üzerlerine yağan mermiler yetmezmiş gibi askerler, bir de bu dikenli telleri aşmak zorundaydı. Binlerce asker daha kendi siperlerinden çıkar çıkmaz bu tel barikatlara takılıyor ve makineli tüfek mermilerine kolay hedef oluyordu.
SİPER KAZICI Önceleri hayatta kalmak için doğal bir iç gücüyle askerler tarafından elle, kürekle kazılan siperler savaşın ortalarına doğru o güne dek eşi benzeri görülmemiş makinelerle kazılmaya başlandı.
ZEHİRLİ GAZ Kullanımı uluslar üstü yasalarla yasaklanmış olsa da kanunlarda açık bulunarak gaz saldırılarına devam edildi. Taraflar, savaş suçu sayıldığı için gaz bombası taşıyan top mermileri kullanmıyor, doğanın gücünden yararlanıyordu. Gaz kapsülleri açılıyor ve işin kalan kısmını rüzgar yapıyordu. Rüzgarla taşınan ve havadan daha ağır olan gaz, siperlere doluyordu.
GAZ MASKESİ Askerler daha siperden bile çıkamadan ciğerleri yanarak, adeta kan ağlayarak hayatlarını kaybetti. O aşamadan sonra gaz maskesi siper savaşlarının ayrılmaz bir parçası haline geldi.
MİĞFER Savaşın başlarında askerler kumaş şapkalar takıyordu. Ancak top mermileri, şarapneller ve sağa sola savrulan kayalar büyük kayıplara yol açınca taraflar miğfer teknolojisini de geliştirmeye başladı.
STURMTRUPPEN- FIRTINA BİRLİKLERİ Yıllar süren siper muharebeleri savaşı durma noktasına getirince Almanlar farklı bir strateji denemeye karar verdi ve diğer birliklerden lav silahı, el bombası ve çelik yelek gibi farklı donanıma ve eğitime sahip fırtına birliklerini cepheye sürdü. Küçük gruplar halindeki birliklerin görevi hızlı bir şekilde, görünmeden ilerleyerek düşman siperlerini ele geçirmekti.
STURMTRUPPEN- FIRTINA BİRLİKLERİ Yıllar süren siper muharebeleri savaşı durma noktasına getirince Almanlar farklı bir strateji denemeye karar verdi ve diğer birliklerden lav silahı, el bombası ve çelik yelek gibi farklı donanıma ve eğitime sahip fırtına birliklerini cepheye sürdü. Küçük gruplar halindeki birliklerin görevi hızlı bir şekilde, görünmeden ilerleyerek düşman siperlerini ele geçirmekti.
GÖZLEM NOKTALARI Düşman hareketliliğini gözlemek için kamufle edilmiş gözlem noktaları kullanılıyordu.
CASUS HAYVANLAR Savaş sırasında düşman hareketlerini gözlemek, daima bir adım önde olmak gerekiyordu. Bunun için de bazen sıra dışı yöntemlere başvuruldu. Eğitimli güvercinlere bağlanan fotoğraf makineleri düşman hatlarının hava fotoğraflarını çekmek için kullanılıyordu.
HAFİF ZIRHLI KIZIL HAÇ AMBULANSI Yaralanan askerleri cephe gerisine taşımak çok zordu. Binlerce asker küçük yaralar yüzünden uzuvlarını kaybediyor yada sahra hastanelerine götürülürken yeniden top mermilerinin hedefi oluyordu. Bu nedenle birçok deneysel ambulans modeli dizayn edildi.
AĞIR TOPLAR Savaşın tarafları dönemin en güçlü endüstrilerine sahipti. Bir gün süren kısa bir muharebe sırasında bile tonlarca top mermisi kullanılıyordu. Bu mermiler öyle güçlüydü ki, savaş alanlarının coğrafyasını değiştiriyordu. Top mermilerinin açtığı delikler yağmurun ardından küçük göletlere dönüşüyor, zamanla cesetlerle dolan bu göletler hastalık saçan ölüm yuvaları haline geliyordu.
GÜÇLENDİRİLMİŞ SİPERLER Siper savaşları özellikle batı cephesinde birçok kez durma noktasına gelmişti. Ancak taraflar işi şansa bırakmıyor ve cephe gerisinde tahkimata devam ediyordu. Stratejik noktalara, ağır topların saldırılarına karşı durabilecek kaleler yapılıyordu. Böylelikle batı cephesi siperleri aşılsa bile şehirlerin düşmesi engellenecekti.
DEVASA SAVAŞ ARAÇLARI Mobil olmanın her şey demek olduğu birinci dünya savaşı boyunca adım adım gelişen savaş endüstrisi bazen garip görünüşlü silahların ortaya çıkmasına neden oldu.
TANKIN SAHNEYE ÇIKIŞI Siperler, dikenli teller, maksim makinelileri ve ağır top mermisi bombardımanları savaşı durma noktasına getirince yepyeni bir teknoloji birinci dünya savaşında sahne aldı. Tanklar dikenli telleri ve siperleri aşarak piyadeye yol açacak ve askerleri makineli tüfek mermilerinden koruyacaktı. Böylelikle düşman siperleri kolayca ele geçirilecekti.
ANTİ TANK SİLAHLARI Tank, muharebe alanında sahneye ilk çıktığında askerlerin yüreğine büyük bir korku salmıştı. İri cüsseli, gürültülü, metal canavarlar siperlere yaklaştıkça askerlerin cesareti eriyip gidiyordu. Ancak tarafların bu yeni teknolojiye alışmaları uzun sürmedi ve anti-tank silahları savaş sahnesinde yerini aldı.
ANTİ TANK SİLAHLARI Tank, muharebe alanında sahneye ilk çıktığında askerlerin yüreğine büyük bir korku salmıştı. İri cüsseli, gürültülü, metal canavarlar siperlere yaklaştıkça askerlerin cesareti eriyip gidiyordu. Ancak tarafların bu yeni teknolojiye alışmaları uzun sürmedi ve anti-tank silahları savaş sahnesinde yerini aldı.
FARKLI TANK TASARIMLARI İlk tank tasarımları askerlere hareketli bir siper sağlama amacı güderken, ilerleyen zamanlarda bu yeni teknoloji bir savaş arabasına doğru evrilmeye başladı. Fotoğrafta ilk Amerikan yapımı tank olan Holt görülüyor.
UÇAKLAR Başlarda sadece gözlem için kullanılan, hatta savaş alanında bir geleceği olmadığına inanılan uçaklar, siper savaşlarının o boğucu çıkmazını aşmak için eldeki son şans olarak görülmeye başlandı.
UÇAK GEMİSİ Savaşın sonlarına doğru sahneye çıkan uçak gemileri ilerleyen yıllarda modern savaş makinesinin vazgeçilmez bir parçası haline gelecekti. Yüzen kaleleri andıran bu gemiler denizaltıların ve diğer savaş gemilerinin korkulu rüyasıydı.
ZEPLİN Bu dev hava araçları önceleri gözlem için kullanılıyordu. Savaş ilerledikçe hava gücünün önemi de görülmeye başlandı. Ayrıca zeplinler denizlerdeki üstünlüğüyle bilinen Birleşik Krallık için büyük bir dezavantaj oluşturuyordu. Dev Alman zeplinleri hiçbir engelle karşılaşmaksızın İngiliz kanalını kolayca geçerek Londra´yı bombalayabiliyordu. Hava saldırıları çok başarılı olmasa da gök yüzündeki bu dev hava araçları halkın yüreğine korku salıyordu.
ELEKTRİKLİ PİLOT KIYAFETİ Açık kabinli uçaklarda pilotlar dondurucu soğukla savaşmak zorundaydı. Bu durumla başa çıkabilmek için elektrikle ısıtılan kıyafetler geliştirildi.
İNSANSIZ HAVA ARACI Tesla´nın hayali olan radyo kontrollü insansız araçlar savaşın son yıllarında oyuna girmeyi başardı. Patlayıcı yüklü olan bu araçlar uzun mesafeleri uçarak düşman hedeflerine dalıyor ve büyük hasara yol açıyordu.
UÇAKSAVAR Uçağın sahneye çıkmasıyla ona karşı duracak direnç de sahneye çıkmış oldu.
AKUSTİK RADAR Bir nevi radar sayılabilecek bu basit akustik teknoloji, Amerikan ordusu tarafından uzaklardan yaklaşan bir hava aracının yerini saptamak için kullanılıyordu.
DENİZALTI O güne kadar eşi benzeri görülmemiş olan bu teknoloji, denizciler için mitolojik deniz canavarları kadar korkutucuydu. Görünmüyorlar, bulunamıyorlardı ve kendilerinden kat kat büyük kruvazörleri batırmayı başarıyorlardı.
ZIRHLI TREN Birinci Dünya savaşının en belirleyici unsurlarından biri lojistik üstünlük kurmaktı. Bu amaçla 1915´ten itibaren zırhı trenler sahneye çıkmaya başladı.