Einstein'in hiç bilinmeyen yönleri
İsviçre Politeknik Enstitüsünden mezun olunca çok sevdiği öğretmenlik mesleğini yapamadı. O da patent memuru olarak çalıştı
İsviçre Politeknik Enstitüsünden mezun olunca çok sevdiği öğretmenlik mesleğini yapamadı. O da patent memuru olarak çalıştı
Einstein'in başka bir özelliği de isimleri ve tarihleri çok çabuk unutmasıydı.
İlk eşinden boşandıktan sonra kuzeniyle evlendi ve Nazilerden kaçarak ABD'ye yerleşti
14 Mart 1879'da, sabah 11:30'da, Almanya'nın eski Württemberg eyaletinin Ulm kentinde, sonradan Bahnhofstraße sokağında, B135 numaralı binada doğdu
14 Mart 1879'da, sabah 11:30'da, Almanya'nın eski Württemberg eyaletinin Ulm kentinde, sonradan Bahnhofstraße sokağında, B135 numaralı binada doğdu
Ölümünden birkaç saat sonra beyni, izni alınmaksızın Dr. Thomas Harvey tarafından çıkarılmış ve bilimsel olarak incelenmiştir.
Albert Einstein'ın bir mezarı yoktur, gömülmemiştir. Einstein'ın isteğine uygun olarak bedeni ölümünden sonra yakılmış ve külleri bilinmeyen bir yere savrulmuştur.
Einstein, son vasiyetini 18 Mart 1950 yılında yazmıştır ve sekreteri Helen Dukas ile Dr. Otto Nathan'ı yetkili olarak atamıştır. Vasileri arasında üvey kızı Margot, 2 oğlu Hans Albert ile Eduard ve bazı diğer isimler bulunmaktadır. Tüm yazılı varlığı, Kudüs'te bulunan Yahudi Üniversitesi'ne verilmiştir.
Einstein'ın kız kardeşi Maja'nın belirttiğine göre Einstein küçüklüğünde yapbozlarla, bulmacalarla ve ufak bir inşaat setiyle oynamayı seviyordu. En sevdiği ise binalar inşa etmekti. Vahşi doğayla ve sportif faaliyetlerle çok daha az ilgileniyordu. İlerleyen yaşıyla birlikte tek tutkusu kitap okumak haline geldi.
Einstein, hiçbir zaman kötü bir öğrenci olmadı. Daha ilkokuldayken iyi bir öğrenci profili çiziyordu. Özellikle matematik ve doğa bilimlerinde notları hep iyi veya pekiyiydi.
Dil, çizim ve spor notları ise daha düşüktü; ancak başarısız denemezdi. Yine de, görülebileceği gibi, 'hepsi 5' bir öğrenci değildi. İddia edilenin aksine, eğitim hayatı boyunca hiçbir sınıfı tekrar etmedi.
Einstein, liseyi Ekim 1896'da İsviçre'nin Aarau kentindeki Cantonal Okulu'nda bitirdi ve diplomasını aldı. 1896-1900 yılları arasında İsviçre Teknik Akademisi'nde (ETH) okudu. Temmuz 1900'de, matematik ve fizik diplomasını bu okuldan başarıyla aldı.
Einstein 2 defa evlendi. 1875-1948 yılları arasında yaşamış olan Mileva Maric ile Ocak 1903'te evlendi. Maric, ETH'deki bir diğer öğrenciydi. Şubat 1919'da boşandılar. 4 ay sonra, Haziran 1919'da, kuzeni Elsa Löwenthal (1876-1936) ile evlendi. İlk eşi Mileva'dan 2 oğlu, ikinci eşi Elsa'dan 1 kızı oldu. Einstein'ın boyu İsviçre'deyken tuttuğu bir kayıt defterinde 171.5 santimetre olarak belirtilmiş. 1923 tarihli pasaportunda ise 175 santim olarak geçiyor. Kahverengi gözlere sahipti ve sağlaktı. Piyano ve keman çalmaktan hoşlanıyordu. En çok Mozart'ı severdi; ondan sonra Vivaldi, Bach, Schubert ve Corelli'yi severdi.
Einstein'ın Tümmler isimli bir teknesi vardı; ancak yüzme bilmezdi. Hatta can yeleği ile bile yüzmeyi reddederdi. Bu sebeple ailesi, Einstein teknesiyle her açıldığında hayatı için endişe ederdi. Eşi Elsa ve doktorları yasaklamış olmasına rağmen sigara ve pipo içerdi. Bir miktar alkol de tüketirdi. Eğer içecek olursa, 1 bardak şarap ya da kanyak içerdi. Ancak büyük bir alkol içicisi değildi. Einstein'ın tek bir favori yazarından söz etmek çok zor. Cervantes Saavedra'dan Don Quijote'u, Dostoyevski'den Karamazov Kardeşleri'i okumayı çok severdi. Söylediğine göre, David Hume'un İnsan Doğası Üzerine Bir Tez isimli eseri, gelişimine çok katkı sağlamıştır. Bunun haricinde Poincaré, Mach, Tolstoy, Heine, Shaw, Schopenhauer ve Spinoza okurdu. Daha çocukken Aaron Bernstein tarafından yazılan Doğal-Bilimsel Popüler Kitaplar serisini ve Ludwig Büchner tarafından yazılan Madde ve Kuvvet kitabını okumuştu. Ayrıca Kant'ın Saf Aklın Eleştirisi kitabını da okumuştu.
Einstein'ın 12 tane patenti bulunuyordu. Macar fizikçi Leo Szilard ile bir çeşit buzdolabının patentini almıştı. Endüstri Mühendisi olan Hermann Anschütz-Kaempfe ve Makina Mühendisliği Profesörü Rudolf Goldschmidt ile jiroskopic pusulanın, doktor Gustav Bucky ile bir işitme cihazının patentini almıştı.
Günümüzde halen Einstein'ın soyundan gelen insanlar yaşamaktadır. Ancak özel yaşamın gizliliği ilkesi nedeniyle isimleri ve adresleri açıklanmamaktadır.
Albert Einstein, modern zamanların en ünlü bilim insanı...
1922 yılında bir konuşmasında şöyle diyor: 'Görelilik kuramım başarıyla kanıtlanırsa Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek. Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacaktır. Kuramım gerçek dışı çıktığında ise, Fransa bir Alman olduğumu söyleyecek. Almanya ise bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır.'
Einstein, 1879 yılında Güney Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya geldi.
Babası küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi; annesi ise, klasik müziğe meraklı bir ev hanımıydı.
Yaşıtlarına göre konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık olması ailesini tedirginliğe soktu. Ancak sonraki yıllarda bu korkularının gereksizliği anlaşılacaktı.
'Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşında iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşındayken tanıştığım Öklid geometrisi' Albert Einstein
Einstein normal üstü konulara da meraklıydı. Amerikalı yazar Upton Sinclair'ın 'altıncı his' ile ilgili kanıtlarının göz ardı edilemeyeceğine inanıyordu. Hatta, insanların telepatik yollarla iletişim kurabileceklerini de açıklamıştı ama medyumluğa inanmıyordu.
1916'da yayımladığı 'Genel Görelilik Kuramı', 1921'de 'fotoelektrik etki ve kuramsal fizik alanında çalışmalarıyla aldığı Nobel Fizik Ödülü, dahinin en önemli başarılarından sadece ikisi.
Bilim adamları genel görelilik kuramını sınamak için, 1919 Mayısındaki tam güneş tutulmasından yararlanarak, Güneşin yakınındaki yıldızların fotoğraflarını çektiler.
Yapılan gözlemler sonucunda yıldız ışığında Einstein’ın öngördüğü sapmalar saptandı.
Bu olaydan sonra İngiliz gazeteleri ‘‘Devrim: Newton fiziği yıkıldı!’’ manşetleri ile çıktı.
E=mc2 denkleminin fikir babası Einstein, göreliliği kullanarak kütlenin yüksek değerdeki enerjiye eşitliğini kavradı. Kesin değere ışık hızının karesi ile ulaşılıyordu.
Bu uluslararası sistem birimiyle, 1017 çok yüksek bir değeri karşılıyordu ve maddenin her kilogramda, nükleer santralin bir yılda ürettiğine eşit enerji yayması anlamına geliyordu.
Bu, nükleer güç ve silahlara doğru atılan bir adımdı.
Einstein hayatı boyunca çok konuşuldu. ABD tarafından komünistlikle ve ajanlıkla da suçlandı. Hatta ABD'nin atom bombası çalışmasının içinde olduğu iddia edildi.
Öldüğü yıl olan 1955'te FBI'ın hakkında yürüttüğü araştırma dosyaları bin 500 sayfayı bulmuştu. Ancak kesin bir yargıya varılamadı.
Einstein teorisyen olmasının yanısıra sıkı bir kâşifti de.
1925'te bir gün, buzdolabından sızan ölümcül soğutucu gaz nedeniyle yaşamını kaybeden bir ailenin haberini okudu. Endüstri kimyagerleri henüz güvenli soğutucu gazını bulamamıştı.
Bunun üzerine Einstein, daha güvenli buzdolabını tasarlamaya koyuldu.
Sonuç dahiyaneydi: Sodyum ve potasyum karışımını borulara pompalamak için elektromanyetik alanı kullanan ve sıvıya dönüşmeden önce dondurucu kimyasal maddeyi sıkıştıran bir tasarım.
1955 yılında hayatını kaybeden Einstein 20. yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi olarak tarihe geçti.
Hayatı daima merak konusu oldu. Otopsi sırasında, dehasıyla ilgili ipuçları bulabilmek amacıyla Bilim insanları Einstein'ın beynini çıkardı.
Beyni, normal koşullarda 1,4 kg. olan insan beyninden yüzde 12 oranında daha hafifti. Beyninden alınan örnekleri inceleyen nörologlar, ilgi çekici özelliklere rastladı.
Örneğin, düşünce için gerekli sinirleri besleyen 'gliyal hücre' sayısının fazla olduğunu belirlediler.
1999 yılında Kanada, McMaster Üniversitesi'nden uzmanların yaptığı araştırmalarda da, Sylvian fisürünün (yarığı) gelişmiş ve alt parietal lobunun normale göre yüzde 15 daha geniş olduğu tespit edildi.
Uzmanlar, gelişmiş Sylvian fisürünün, beyindeki bilgi alışverişini kolaylaştırdığını; parietal lobun ise, matematikle ilgili yeteneği ve uzay-mekân bağlantısı kurma yetisini artırdığını belirtiyorlar.
Einstein'in otopsisini yapan doktor beynini tam 20 yıl boyunca bir kavanozda sakladı
Daha 12 yaşında kendisine ait matematik formülleri geliştiriyor ve en zor denklemleri çözüyordu