Dünyanın en tuhaf ağaçları

Ejder Ağacı, Kanarya Adaları, İspanya: 1500 yıllık ağacın özelliği çok ilginç. Kesildiğinde kırmızı bir sıvı akıtıyor. Bu yüzden mitolojiyle bağ kurulmuş bir ağaç. Akan kırmızı sıvının Herkül’ün kanı olduğuna inanılıyor.

Tenerife şehrinin yakınlarında bulunan bu ağacı Kanarya Adaları’na uğrayan turistlerin mutlaka görmesi gerek.

Oaxaca Ağacı, Meksika: Meksika’nın Oaxaca şehrinde yer alıyor. Meksika’nın en çok turist çeken ağacı. Dünyanın ne en eski ne de en uzun ağacı olmasına rağmen dünyanın alt gövdesi en kalın ağacı unvanını taşıyor.

Bu yüzden bu ağacın gövdesinde fotoğraf çektirmek ilgi çekici hale geliyor.

Ta Prohm İpek Ağacı, Kamboçya: Kamboçya’nın vahşi ormanlarında bulunan Ta Prohm tapınağının en dehşet verici ağacı… Bugün ise Kamboçya Angkor Arkeolojik parkının bir parçası…

Yüzyıllar once terk edilmiş bir bölgede sürekli büyüyen ağaç yüzyıllar once bir tapınağa da ev sahipliği yaptı. Yılan şeklindeki kökleriyle çok ürkütücü olan ağaç bugün turistlerin de uğrak yerlerinden biri haline gelmiş.

Alman Sherman Ağacı, ABD: İsmine rağmen ABD Ulusal Park içindeki devasa ormanda bulunan ağaç bir dünya devi. Tam 2500 yaşında ve 100 metrenin üstünde bir boya sahip. Dünyanın en büyük ağacı unvanına sahip ağacın en büyük dalı 2006’da koptu.

Ancak en büyük dalı kopmasına rağmen dünyanın en büyük ağacı olma özelliğini kaybetmedi. Ağacın ne kadar büyük olduğunu görmek istiyorsanız gövdesinin altında bir fotoğraf çektirmeniz yeterli.

Baobab, Madagaskar: Dünyadaki en ilginç şekilli ağaçlardan. Genelde üzerinde yaprak olmayan bu ağaçların gövdesi ise oldukça uzun ve kalın. Sıcaklığın çok yüksek olduğu yerlerde yok olmadan yaşayabilmesinin ise ilginç bir sırrı var.

Bu ağaçların uzun ve kalın gövdeleri adeta bir su depose görevi görüyor. Bu yüzden ağaç dışarıdan kuru gözükse de asla kurumuyor ve yangına karşı dirençli oluyor. Yine Fransa’daki Chapel meşeleri gibi Baobab ağaçları da tarihte bazı insanların evi haline gelmiş.

Chapel Meşesi, Fransa: Uzun gövdesiyle dikkat çeken ağaç adeta bir kule gibi. 1669 yılından beri ayakta olan bu ağaca kilise anlamına gelen Chapel adının takılmasının sebebi ise bir zamanlar ağaca bir kilise yapılması. Ağaç o kadar uzun boylu ve gövdesi heybetli ki ağacın gövdesine kilise inşa edilmiş.

Ancak yıldırım düşmesiyle kullanılmaz hale gelmiş. Ağacın tarihin bazı dönemlerinde bir ev gibi kullanıldığı tarihin kayıtlarına geçmiş. Bugün ise Allouville bölgesinde bulunan bu ağacın büyük kısmının çürümek üzere olduğu belirtiliyor.

Hayat Ağacı, Bahreyn: Bu ağacı gören gözlerine inanamıyor. Çünkü bu ağaç büyük bir çölün ortasında yaşamını sürdürmeyi başarıyor. Muhtemelen çok az miktar suyla beslenebilse de yüzyıllardır ayakta kalmayı başarabiliyor.

Bu yüzden tüm dünyada hayat ağacı olarak anılıyor. Ağacın 400 yaşını devirmiş durumda. Bu yüzden bölge halkı ağacın bulunduğu bölgeyi cennet bahçesi olarak anıyor.

Pirangi Ceviz Ağacı, Brezilya: Dünyanın en büyük ceviz ağaçlarından biri Brezilya’daki bu ağaç. Kökü o kadar uzun ki ağaç neredeyse köklerinden oluşuyor gibi gözüküyor.

Bu yüzden bu ağaç tam 8500 metrekare yer kaplıyor. Ağaç tek başına yılda 8000 meyve veriyor. Ağacın bir başka özelliği bütününün hiçbir fotoğraf karesine sığmaması…

Sepet ağacı, ABD: Sanatçı Axel Erlandson’un özelliği çalışma materyali olarak ağaçları kullanmasıydı. Erlandson ağaçları kullanarak heykel yapmasıyla ün kazanmıştı.

Santa Cruz şehrinde yer alan bu ağacı ise iki Amerikan çınar ağacını birleştirerek yapmıştı. İki ağacı tam 42 farklı noktadan bağlayan sanatçı bu ilginç sanat eserini ortaya çıkardı. Sepete benzemesi nedeniyle ağaç Sepet ağacı olarak anılmaya başladı.

Chandelier Ağacı, ABD: Kaliforniya’daki uzunluğu 100 metreyi geçen bu ağacın ilgninç bir özelliği içinden yol geçmesi.

Gövdesi bu yüzden kazınmış ağaç belki de dünyada içinden tünel geçen tek ağaç olarak dikkat çekiyor.

El Arbol de La Sabina, İspanya: İspanya’daki bu ağaç çorak topraklar üzerinde yaşam savaşı veriyor. Boynu bükük görüntüsü ve tüyler ürpertici gövdesiyle görenleri dehşete düşürüyor.

Wollemi Ananas Ağacı, Avustralya: Görünümüne bakınca çok sıradan bir ağaç. Ancak bu türün yaşadığı tarihi duyunca inanmak mümkün olmuyor.

Aynı türden 120 milyon yıllık bir fosil 1994’te bulununca bu tür ağaçlar koruma altına alındı. Bulunan fosil bu ağaçların dinazorlar çağını gördüğünün de bir kanıtı.