Cem Kıvırcık yazdı: Yere düşmekle robot…
Cem Kıvırcık Dijital Gündem köşesinde bu hafta sahneden düşen Mini Ada robotuna ve bu konu üzerinde yapılan tartışmalara değiniyor.
Geçtiğimiz günlerde Konya’da üretilen ve sadece 85 bin TL’ye mal edilen insansı robot “Mini Ada”, Antalya’da düzenlenen Akdeniz Bilişim Zirvesi’nde sahneden düşerek zarar gördü.
Bunun üzerine korkunç bir sosyal medya linçi başladı. Kimileri “Belki de düşmeye programlanmıştır!” derken, bir başkası da -ki kendisi bir profesördür- “Mini Ada, dünya üzerinde intihar eden ilk robot olma özelliğini taşıyor.” şeklinde bir paylaşımda bulundu.
Cem Kıvırcık yazdı: Yere düşmekle robot…
“Şekeri düşmüş meyve suyu içirin…” diyen mi istersiniz, “Secde eden ilk robot…” diyen mi türlü türlü sosyal medya paylaşımları…
Mizah sezgisine eyvallah… Hele, kendimizle ilgili mizah yapmaya sonuna kadar varım. Ancak şunu gördüm ki, olay artık mizah boyutunu aşıyor. Tüm bu paylaşımların arkasında son derece sinsi bir anlayış var…
Ben de Twitter’daki @cemkivircik hesabımdan hemen şu paylaşımda bulundum: “Konya’da gösteri sırasında sahneden düşen insansı robot “Mini Ada” için olumsuz yorumlarda bulunup zafer çığlığı atanlarla yıllar önce Devrim arabalarını, Vecihi Hürkuş’u engelleyenler arasında zihniyet farkı yok bence. Hala “Türkler yapamaz!” dayatması.”
Çok eskilere gitmeye gerek yok… Her yıl Las Vegas’ta düzenlenen dünyanın en büyük teknoloji etkinliği olan CES 2018’te yaşanan robotik kazalar ve aksaklıklar o kadar çoktu ki, bu konuda WIRED dergisinde özel bir makale yayınlandı. Eleanor Peake tarafından yazılan bu makalenin başlığı aynen şöyleydi: “At CES 2018, the robot uprising is falling flat on its face”
Kabaca Türkçe’ye çevirecek olursak “CES 2018’te, robot yükselişi yüzüstü yere çakıldı” … Ayrıca esprili bir de spot vardı “Terminator” filmine gönderme yapan… “Skynet won't be taking over anytime soon…” (Skynet’in dünyayı ele geçirmesine daha var) …
Merak edenler fuarda düşen, çalışmayan robotlar ve teknolojilerle ilgili 11 Ocak 2018’te yayınlanmış olan bu makaleyi buradan okuyabilirler.
Hezarfen Ahmet Çelebi’yi, “Bu âdem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelür, böyle kimselerin bakaası caiz değil” diyerek Cezayir’e süren, Vecihi Hürkuş’a “İki yılda mühendis olunmaz” deyip uçak mühendisliği ruhsatı vermeyen, Nuri Demirağ’ı engellemek için taklalar atan, Devrim otomobilini “Benzin koymayı unutmuşlar” düzmecesiyle sabote eden zihniyet bugün de sosyal medya aracılığıyla görevini ifa ediyor.
Bu konuda Star Gazetesi yazarı dostum Ömer Ekinci’nin de güzel bir makalesi var, okumanızı tavsiye ederim. Tesadüf bu ya, aynı konuya değinmişiz bu hafta… İkimiz de aynı hassasiyeti paylaşıyormuşuz ne güzel…
Vatan Şairi Namık Kemal’in “Hürriyet” kasidesinden bir beyitle sonlandıralım bu haftaki yazımızı…
“Hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten”
Bugünkü Türkçesi’yle…
“Hor görülse de millet, şanından bir şey eksilecek sanma
Yere düşmekle cevher değerinden, özünden bir şey kaybetmez…”
Yani yere düşmekle o robot da değerinden bir şey kaybetmedi…
Sevgiyle kalın…