Cem Kıvırcık yazdı: Apple benim öğretmenim!

Cem Kıvırcık Dijital Gündem köşesinde bu hafta Huawei, ABD ve Apple konusu ele alınıyor.

Cem Kıvırcık yazdı: Apple benim öğretmenim!

Huawei kurucusu “Apple benim öğretmenim.” diyor.

Kısa bir aradan sonra herkese merhaba...

Google, geçtiğimiz haftalarda yaptığı duyuruyla Çinli üretici Huawei’nin ürettiği telefonları yeni Android işletim sistemi güncellemeleri için desteklemeyeceğini açıkladı. Yalnızca bununla kalmadı ve Gmail, GoogleMaps, YouTube ve Google Play Store gibi uygulamalarının da Huawei telefonlarda kullanılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

Cem Kıvırcık yazdı: Apple benim öğretmenim!

ABD Ticaret Bakanlığı’nın Huawei Technologies Co Ltd ve 70 bağlı şirketini kara listeye almasıyla, Çinli telekom devi, ABD hükümetinin onayı olmadan, Amerikalı şirketlerden parça ve bileşen satın alamayacak. Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edenler, 2016 yılında buna benzer bir durumun yine bir başka Çinli şirket olan ZTE’nin başına geldiğini hatırlayacaklardır.

Ancak, bu kara liste uygulaması telekom dünyasının ikinci büyük devi ZTE için kısa sürmüş ve bir anlaşmaya varılmıştı. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında, İran’a yapılan ambargonun ihlal edilmesi nedeniyle Huawei kurucusu Ren Zhengfei’nin aynı zamanda Huawei CFO’su olan kızı Meng Wanzhou, Kanada ziyaretinde tutuklanarak göz altına alınmıştı.

Kendisi halen ayak bileğinden elektronik kelepçeli olarak ev hapsinde tutuluyor. ABD’li savcılar İran’a 100 milyon dolarlık teknoloji malzemesi satan Skycom adlı
şirketle Huawei’nin bir bağlantısı olduğunu iddia ediyorlar.

Rakamlara bakacak olursak, geçtiğimiz yıl itibariyle dünyanın en büyük telefon üreticilerinden Apple’ı geride bırakarak, listede Samsung’un arkasından ikinci sıraya yerleşen Huawei, yaklaşık 93 milyar dolarlık satış geliriyle neredeyse Microsoft’la eşit durumda... 2019 yılının ilk çeyreğinde IDC verilerine göre geçtiğimiz yıla oranla telefon satışları 310,8 milyon adetle yüzde 6,6’lık bir düşüş gösteriyor.

Oysa Huawei, 59,1 milyon adetle satışlarını yüzde 50’nin üzerinde büyütmüş durumda. Yılın ilk çeyreğinde lider Samsung, pozisyonunu koruyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 23,5 olan pazar payı, ilk çeyrekte yüzde 23,1 olarak gerçekleşmiş. Huawei ise geçen yıl yüzde 11,8 olan pazar payını yüzde 19’a yükseltmiş.

Geçen yıl üçüncü sıraya düşen Apple ise yüzde 15,7’lik pazar payından, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 30,2 pazar kaybıyla yüzde 11,7’ye gerilemiş. Aslında listedeki bu durum bile Huawei’nin bir anlamda “önünün kesilmeye” çalışılmasının önemli bir göstergesi gibi yorumlanabilir.

Gelelim, Huawei’nin güvenlik ihlalleri ve fikri mülkiyet hırsızlığı ile suçlanması meselesine. Aslında bu konuda kesin veriler söz konusu değil. Ancak, önemli iddialar var. Mobil genişbant konusunda ülkemiz de dahil olmak üzere altyapı konusunda çözümler sunan şirket, 2011 yılında ABD hükümetine açık bir mektup sunarak, iddiaların asılsız olduğunu belirtti.

2012 yılında iki Alman mühendis, Huawei yönlendiricilerde çok önemli güvenlik açıkları bulduklarını açıkladılar. Ayrıca Huawei’nin, bu tür açıkları bildirmek için bir güvenlik bağlantısı olmadığına, güvenlik konusunda önerilerde bulunmadığına ve güncellemelerde hangi bug’ların çözümlendiğinin belirtilmediğine değindiler.

Yine 1987 yılında 21 bin Yuan sermaye ile kuran Ren Zhengfei’nin eskiden Çin Halk Kurtuluş Ordusu mensubu bir mühendis olması da, tartışılan konulardan biri... Huawei’nin Çin hükümeti için istihbarat topladığı konusunda da iddialar mevcut...

Yine de bu iddiaların net olarak kanıtlandığını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Geçtiğimiz yılın başlarında Huawei, başta Huawei Mate 10 Pro olmak üzere, telefonlarını ABD’de satmak amacıyla AT&T ile anlaşma yoluna gitmiş ama son anda AT&T vaz geçmişti. Verizone da AT&T’yi izlemişti. Şirketlerin bu kararlarında ABD hükümetinin payı olduğu konusunda söylentiler var.

Tüketicilerin yüzde 90’ının telefonlarını operatör aracılığıyla satın aldıkları ABD’de de Huawei’nin pazara girebilmesi oldukça zor görünüyor. Özellikle 5G konusunda önemli adımlar atan Huawei, ABD hükümetinin bu kararı ile nesnelerin interneti, makinelerin birbirleriyle konuşması, otonom otomobillerin gelişmesi gibi hayati
teknolojik sıçramaların da önünün kesileceğini iddia ediyor.

Huawei mühendisleri, kendi işletim sistemleri için bir B planı olduklarını açıkladılar. Hatta bu konuda ortada dolaşan bazı isimler de var. Hongmeng OS, ya da kolay telaffuz edilebilen Ark OS ile 2020 yılının ilk çeyreğinde karşılaşabiliriz. Tabii mesele yalnızca işletim sistemi ile bitmiyor. Başta işlemci olmak üzere birçok bileşen var bir
mobil cihazda.

Özellikle ARM mimarisi ile üretilen Kirin işlemciler konusunda da Huawei bazı sıkıntılar yaşayacak gibi görünüyor. Her ne kadar ARM, bundan sonra Çinli telekom devi ile çalışmayacağı konusunda bir duyuru yapmış olsa da, TSMC (Taiwan Semiconductor Manufactoring Company Ltd) Huawei’ye destek vereceğini açıkladı.

İkinci nesil 7 nm+ işlemci üretimine başlayan TMSC, bu teknolojinin Huawei Mate 30’da kullanılacak Kirin 985 yonga setinde kullanılacağına dikkat çekiyor. Bu savaş nedeniyle Huawei’nin zor günler yaşayacağı aşikar... Savaşların kazananı pek olmaz
aslında.

Tüm bunlar, özellikle biz son kullanıcıların seçme özgürlüğünü de etkileyecek. Öte yandan su akacak ve yolunu bulacak. Huawei, işlemci, bileşen, OS derken belki de rekabetin koşullarını yeni baştan yazan işlere imza atacak. Açıkçası dünyanın 5 büyük telefon üreticisi arasında yer alan Huawei, Xiaomi ve Oppo’nun ve telekom altyapı şirketi ZTE’nin bir Çin paktı oluşturup oluşturmayacağını çok merak ediyorum.

Bu telefonların Google’ı reddetmeleri ve kendi ürettikleri eko sistem içinde yer almaları gibi bir durum söz konusu olursa acaba ne olur? Başta Apple olmak üzere birçok ABD’li şirketin ürünlerini üreten Çin, bir misilleme yapmaya kalkarsa? Huawei kurucusu Ren Zhengfei, bu misilleme iddialarını desteklemediğini belirtiyor ve şunları söylüyor:

“Apple benim öğretmenim. Bir öğrenci olarak öğretmenime neden karşı geleyim?.. Asla...”

Sevgiyle kalın... ''Cem Kıvırcık – Twitter/Facebook/Instagram: @cemkivircik''