Bu silahlar geleceğe damga vuracak
Elektromanyetik çubuk silahları; Bu silah türü barut veya yakıt gibi kimyasal iticiler yerine manyetik alan yaratarak, uzun menzilli ve hızlı bir vuruş kabiliyeti sağlamayı hedefliyor. Şimdiye kadar 100 deniz mili mesafede 32 megajul gücüne erişildi. Hem savunmada hem de taaruz amaçlı kullanılacak bu silahlar en gelişmiş hava savunma sistemlerinden daha etkili bir şekilde, yaklaşan hedefleri vuracaklardır. 2005 yılından beri ABD Deniz Kuvvetleri Araştırma Ofisi tarafından geliştirilmekte olan bu sistemin 2012 yılında başlayan yeni safhasında ateş sürekliliği üzerinde durulmaktadır. Hedef menzili 200 deniz miline ve gücü 64 megejul'e çıkarmaktır. Çin'in de İç Moğolistan Otonom Bölgesi'nde bu tür bir sistem üzerinde testler yaptğı 2010 yılında elde edilen uydu fotoğrafları ile tespit edildi.
Elektromanyetik çubuk silahları; Bu silah türü barut veya yakıt gibi kimyasal iticiler yerine manyetik alan yaratarak, uzun menzilli ve hızlı bir vuruş kabiliyeti sağlamayı hedefliyor. Şimdiye kadar 100 deniz mili mesafede 32 megajul gücüne erişildi. Hem savunmada hem de taaruz amaçlı kullanılacak bu silahlar en gelişmiş hava savunma sistemlerinden daha etkili bir şekilde, yaklaşan hedefleri vuracaklardır. 2005 yılından beri ABD Deniz Kuvvetleri Araştırma Ofisi tarafından geliştirilmekte olan bu sistemin 2012 yılında başlayan yeni safhasında ateş sürekliliği üzerinde durulmaktadır. Hedef menzili 200 deniz miline ve gücü 64 megejul'e çıkarmaktır. Çin'in de İç Moğolistan Otonom Bölgesi'nde bu tür bir sistem üzerinde testler yaptğı 2010 yılında elde edilen uydu fotoğrafları ile tespit edildi.
Uzay silahları; Uzayın silahlandırılmamasına ilişkin uluslararası baskılara rağmen büyük güçler uzayı yeni savaş alanı olarak kullanabilmek için çalışmalara devam ediyorlar. Ayda konuşlu füzelerden astreoidleri dünya üzerindeki bir hedefe yöneltmeye kadar sınırsız ve garip pek çok proje var. Bunların çoğu bilim-kurgu hikâyesinden öteye gitmeyecek olmakla birlikte bazı yeni fikirler savaşın doğasını değiştirecek niteliktedir. Bunların başında elektromanyetik çarpma (EMP[30]) silahları gelmektedir. Uyduya yerleştirilmiş EMP silahı patlatılarak, rakip tarafın uyduları, C4ISR sistemleri işe yaramaz hale getirilebilir. EMP silahının büyüklüğüne göre bu etki, belirli bir sahadan tüm ülkeyi kaplayacak bir örtüye kadar çoğaltılabilir. Bu silahın rakip tarafın liderlerinden birine suikast silahı olarak kullanılarak, bir savaşın başlamadan bitmesi de hesaplanmaktadır. Üzerinde uzun zamandır çalışılan diğer bir uzay silahı olan uzayda konuşlu yüksek enerjili lazerler (SBL[31]) düşman balistik füzelerini erken safhada (henüz hızını artırmadan) vurmayı hedeflemektedir. Bu silahları EMP silahları ile birlikte kara platformları ile kullanmak mümkün olmakla birlikte, füze kalkanı gibi düşman sınırlarına yakın yerlerde konuşlandırmak yerine, uzayda düşük irtifada ancak düşmanın vuruş menzilinin dışında tutmak daha pratik olacağı düşünülmektedir. Şu anda bu projelerin önündeki en büyük engel yörüngelere yerleştirilebilecek kimyasal megavat-lazer sistemleri geliştirilebilmesidir.
Hipersonik cruise füzeleri ve 'Ani Küresel Vuruş'; Dakikaların önemli olduğu bir savaşta füzeler yavaş bir silah olabilir. 1998'de Arap Denizi'ndeki ABD gemilerinden atılan bir kara taarruz cruise füzesinin (LACM), Afganistan'daki bir El Kaide kampına ulaşması 80 dakika alıyordu. Hipersonik cruise füzeleri ile hız 5 Mah'ın üzerine çıktığından 12 dakikada vurmak mümkün olacaktır. Böylece hedefin belirlenen ilk yerinden uzaklaşmadan vurulması ihtimali de artacaktır. Hipersonik cruise füzeleri, çeşitli savaş başlıkları ile uzak mesafelerdeki hedefleri doğrulukla vurabilen, modern savaş ortamına olağanüstü etki edecek bir silah sistemi olarak görülmektedir. Dünyanın herhangi bir yerini hızla vurabilmek için 2001 yılında başlatılan programa 'Ani Küresel Vuruş' adı verildi. X-51A hipersonik cruise aracı (HCV[32]) ile ilgili çalışmlar, ABD Hava Kuvvetleri, Boeing, DARPA, NASA, Pratt & Whitney Rocketdyne'nin yer aldığı bir konsorsiyum tarafından yürütülmektedir. Rusya, Çin ve Hindistan'ın da konvansiyonel başlıklar ile benzer teknoloji çalışmaları içinde oldukları bilinmektedir.
Sezgili İnsansız Araçlar; Son 10 yılda savunma sanayinde en önemli ve tek gelişme insansız araçların ortaya çıkışı oldu. İnsansız araç gelişimi bomba aramadan mini denizaltılara, gemilerden kalkan gözetleme helikopterlerinden yüksek irtifa suikast platformlarına insanların yerini almaya çalışmaktadır. Gidişat yapay zekâda sağlanan gelişmeler ile bu araçların bağımsız kararlar alabildiği modellerinin geliştirilmesidir. Bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler ile bu robotlara, durum farkındalığı ve yeni ortamlara intibak etme kabiliyeti kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu kabiliyetler geliştikçe insanlar için yok edilmesi uzun planlamalar ve gayret isteyen hedeflerin bertaraf edilmesinde "ateşle-unut" silahlarına dönüşecektir. Halen öldürme kararının insanlar tarafından verdildiği yarı otonom robot neslindeyiz. Ancak, düşman olmayanı ayırt etme kabiliyetinin artması ile gelecekte tam otonom robot nesline geçilecek yani (terminatör filmindeki gibi) belirli bir zaman ve bölgede herkesi öldürme görevi verilecektir.Bu ölüm araçları video oyunu gibi hedeften istendiği kadar uzaktan kullanılabilecek, kullanılan emniyetli ortamda gözetleme sistemleri ile yeni manevralar yapılabilecektir. Ancak, diğer ülkelerin de bu tür silahları kullanmaya başlaması, barış ve savaşın iç içe geçtiği dünyamız da nereden geldiği belli olmayan ölüm makinaları hayatı yaşanmaz hale gelebilir.
Diğer sayılanların dışında yeni gelişmekte olan iskelet zırhlar dikkati çekmektedir. İskelet zırhların (armored-exosceleton) askeri alanda kullanımları ile ilgili prototipleri (XOS); Sarcos, HULC ve Lockheed şirketleri tarafından geliştirilmekte olup, henüz kullanıma hazır değildir. Tıp alanındaki modellerinde dış iskelet yürüyüşü ile ayak bileği eklemlerine mekanik güç sağlayarak, daha az enerji ile yürüyüş hızı artırılmaktadır.Sorun harici güç kaynağı olmadan uzun süre kullanılamamasıdır. Askeri alanda ise insan vücudunun fiziksel organlarının hareket ve kuvvetinin artırıldığı giyilebilir hafif bir dış iskelet yapımı öngörülmektedir. Bu iskeletlerin modern savaş alanında zayiatı %70 azaltacağı hesaplanmaktadır.
Hiper ya da kuantum görünmezlik; savunma alanında bilim adamları maddelerin ışık dalgalarını bükerek yeni bir tür görünmezlik yani kamuflaj türü tasarlıyorlar. Böylece hedefler sadece görünmez hale gelmeyecek, termal olarak da gizlenebilecekler. Bu örtü sadece savunma amaçlı değil, taarruzda da kullanılabilecek yani düşmana görünmeden yaklaşma imkânı sağlanacak. Düşman bölgesinde rahatça hareket imkânı yanında dost kuvvetlerin zayiatlarını da azaltacak bu teknoloji özellikle sabotaj ve suikast gibi özel kuvvet harekâtına yardımcı olacaktur. Şimdiye kadar sadece bir Kanada firması bu kapsamda bir gösteri yaptı.