"Bebek dili" araştırmasından çıkan şaşırtıcı sonuç
Bebeklerle ilatişim kurarken kullandığımız "Bebek dili", bebek hangi ülkede olursa olsun, Dünya’nın her yerinde aynı şekilde çalışıyor gibi görünüyor.
Bilim insanları yeni bir çalışmada, bebeklerle iletişim kurarken yetişkin insanların çıkardığı seslerden oluşan “Bebek Dili”nin Dünya’nın her yerinde aynı şekilde işlediğini gösteriyor.
Nature Human Behaviour dergisinde yayınlanan çalışma, dünya çapında 21 farklı toplumdan 400'den fazla kişinin 1.600'den fazla kaydını analiz ederek, türünün en geniş kapsamlı çalışması oldu. Araştırma, altı kıtaya yayılan 18 farklı dili içeriyor ve sonuçta, bebeklerle etkileşime girerken, insanlar konuşma biçimlerini kültürler arasında neredeyse evrensel olacak şekilde değiştirdiklerini ortaya koyuyor.
Araştırmanın kıdemli yazarı Dr. Samuel Mehr yaptığı açıklamada, "Tüm ülkelerde insanlar bebeklerle konuşurken yetişkinlerle konuştuklarından daha yüksek bir ses kullanıyorlar" dedi ve devam etti: “Fakat bazı toplumlarda ses perdesindeki fark diğerlerinden çok daha büyük. En büyük farklılıklardan bazıları Yeni Zelanda İngilizcesindeyken Tanzanya'daki Hadza gibi diğer dillerin etkileri daha küçük.”
Daha yüksek ve daha değişken bir perde kullanmanın yanı sıra, insanlar bebeklerle konuşurken genelde müzikal bir ses kullanıyor, daha saf bir tınıyla şarkı söylüyor ve konuşma tempoları değişiyor. Bebek konuşmasının yetişkin konuşmasından 11 şekilde farklı olduğu tespit edildi.
Bu yeni çalışmada, araştırmacılar 187 ülkeden 199 farklı dil konuşan 51.065 kişiyi inceledi.
Bebek konuşması ve yetişkin konuşması arasındaki farkların halk tarafından da açık olup olmadığını belirlemeyi amaçladılar.
Hilton, “Bebek konuşmasında değişkenlik ve kültürel etki olsa da, muhtemelen biyolojimizden kaynaklanan bazı yaygın standartlar var gibi görünüyor" diyor ve ekliyor: “Bunun, diğer hayvanlarla paylaşılan sesli duygu sinyal sistemlerinden evrimleşmiş bir şey olduğunu ve önemli şekillerde insan çocuk gelişiminin benzersiz şekilde uzun süreli ve sosyal bağlamlarına bağlı olduğunu düşünüyoruz.”