2050'de dünya nüfusunun yüzde 40'ını susuzluk bekliyor
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye'nin Su Riskleri Raporu'na göre, mevcut durumda 1,2 milyar kişi su sıkıntısı çekilen yerlerde yaşarken, 2050'de dünya nüfusunun yarıya yakını su sıkıntısı çekecek.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye'nin Su Riskleri Raporu'na göre, mevcut durumda 1,2 milyar kişi su sıkıntısı çekilen yerlerde yaşarken, 2050'de dünya nüfusunun yarıya yakını su sıkıntısı çekecek.
Dünya yüzeyinin büyük bölümü sularla kaplı olmasına rağmen, tatlı su kaynakları, dünya üzerindeki su kaynaklarının yüzde 2,5'ini oluşturuyor.
Bu suyun da yüzde 70'i buzul ve karkütleleri içinde bulunuyor. Dünya yüzeyinin sadece yüzde 1'ini kaplamalarına rağmen, tatlı su ekosistemleri, bilinen tüm hayvan türlerinin yüzde 10'una ev sahipliği yapıyor.
Yeterli miktarda ve iyi kalitede suyun varlığı, tatlı su ekosistemlerinin olduğu kadar, gıda güvencesinin ve sürdürülebilir kalkınmanın,temel koşulunu oluşturuyor.
Dünya nüfusunun yaklaşık beşte birine denk gelen, 1,2 milyar insan mevcut durumda su sıkıntısı çekilen yerlerde yaşamını sürdürüyor. Bu kapsamda, 2050'de dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının su sıkıntısı çekilen havzalarda yaşayacağı öngörülüyor.
Gelecek 40 yıl içerisinde, dünya nüfusunun 2,5 milyar daha artması ve artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için suya olan talebin de büyümesi bekleniyor. Suya olan talep nüfustan daha hızlı yükselirken, son yüzyıl içinde dünya nüfusu üç kat, su kaynaklarına olan talep ise yedi kat artmış bulunuyor.
Tatlı su kaynaklarının yaklaşık yüzde 70'i tarımda kullanılıyor. Artan nüfusun yanı sıra gelir ve tüketim düzeyinin yükselmesi ile gıda ürünlerine yönelik taleplerin artması da su kaynakları üzerinde ilave baskı yaratıyor.
Bu talep artışını karşılayabilmek için, tarımsal sulamada kullanılan su miktarının 2050'ye kadar 2 katına çıkma ihtimali bulunuyor. Suyun kullanım alanlarının artması, suya yönelik talep artışının en temel nedenlerinden birini oluşturuyor.
Enerji ve gıda üretimi dahil olmak üzere birçok ekonomik faaliyet için en önemli girdilerin başında gelen su, sadece hidroelektrik üretiminde değil, fosil yakıtlar veya kaya gazı gibi yeni enerji kaynaklarının üretim süreçlerinde de yoğun şekilde kullanılıyor.
Küresel iklim değişikliği, suyun döngüsünü etkileyerek, kimi yerlerde taşkın ve sellere, kimi yerlerde ise kuraklığa yol açıyor.
Bu durum, zaman ve mekan açısından suya erişimde sıkıntılar yaratıyor.
Nüfus artışı, şehirleşme ve sanayileşmeye bağlı olarak su kirliliğinin artması ve temiz su kaynaklarının giderek azalması da önemli sorunların başında geliyor.
Kısıtlı olan tatlı su kaynaklarının endüstriyel, evsel ve tarımsal atıklarla kirletilmesi, tatlı su kaynakları üzerindeki baskının artmasına neden oluyor.
Atık suların yeniden doğaya ve ekonomiye kazandırılması oldukça maliyetli bir işlem gerektirirken, bir litre atık suyun temizlenebilmesi için 8 litre temiz suyun kullanılması gerekiyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye'nin Su Riskleri Raporu'na göre, mevcut durumda 1,2 milyar kişi su sıkıntısı çekilen yerlerde yaşarken, 2050'de dünya nüfusunun yarıya yakını su sıkıntısı çekecek.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye'nin Su Riskleri Raporu'na göre, mevcut durumda 1,2 milyar kişi su sıkıntısı çekilen yerlerde yaşarken, 2050'de dünya nüfusunun yarıya yakını su sıkıntısı çekecek.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye'nin Su Riskleri Raporu'na göre, mevcut durumda 1,2 milyar kişi su sıkıntısı çekilen yerlerde yaşarken, 2050'de dünya nüfusunun yarıya yakını su sıkıntısı çekecek.