2 bin yıllık bilgisayar Ege denizinden çıktı
2 bin yıllık bu cihaz; Merkür, Venüs, Mars, Satürn ve Jüpiter’in gece konumlarını gösteriyor, Ay ve Güneş tutulmalarını başarılı bir şekilde...
1900’de Ege Denizi’nde sünger avcıları denizden ilginç bir cihaz çıkardı. 2 bin yıllık bu cihaz; Merkür, Venüs, Mars, Satürn ve Jüpiter’in gece konumlarını gösteriyor, Ay ve Güneş tutulmalarını başarılı bir şekilde öngörebiliyor, Güneş ve Ay takvimini hesaplayabiliyordu. İnsanlık tarihinin ilk bilgisayarıydı bu. Bilim tarihi hakkındaki görüşleri sarsacak nitelikteydi
1900 yılında Ege Denizi'nde bir grup sünger avcısı fırtınaya yakalandı ve Küçük Çuha Adası'na sığındı. Ertesi gün bu grup, ada etrafında dalmaya karar verdi ve tesadüfen 2 bin yıllık bir gemi enkazına rastladı. Daha sonra yapılan analizler, geminin M.Ö. 70 ile M.Ö. 60 yılları arası bir tarihte, Anadolu'dan Roma'ya seyahat ederken battığını gösterdi. Dalgıçlar, gemiden arta kalan eşyaları çıkarırken üç adet düz ve paslanmış tunç plaka da çıkardı.
İlk başta sıradan gözüken bu plakalara dikkatli bakıldığı zaman analog saatlerin içindekine benzer dişliler görmek mümkündü. Dişliler o kadar mükemmel gözüküyordu ki meşhur fizikçi Feynman 1970'lerin sonunda Atina Müzesi'nde bu dişlileri ziyaret ettiği zaman, orada onu etkileyen tek parça olduğunu söyledi. Hatta o kadar etkilenmişti ki, dişlileri 'Farklı, garip ve neredeyse imkansız' olarak niteledi. Ona göre bu parçalar modern bir mekanik saat düzeneğinden alınmış gibiydi.
Söz konusu plakaların oluşturduğu düzenek 'Antikythera düzeneği' olarak anılır oldu. Düzeneği batık geminin atıkları üzerinde çalışırken 1902 yılında arkeolog Valerios Stais fark etti. Şimdiye kadar düzeneğin 82 adet parçası bulundu, bunlardan dördü dişlilerden oluşuyordu. En büyük dişli 140 mm çapındaydı ve 223 dişten meydana geliyordu. Çoğu parçada okunması zor yazılar mevcuttu. Düzenek bozulmadan önce ayakkabı kutusu büyüklüğündeydi.
1900’de Ege Denizi’nde sünger avcıları denizden ilginç bir cihaz çıkardı. 2 bin yıllık bu cihaz; Merkür, Venüs, Mars, Satürn ve Jüpiter’in gece konumlarını gösteriyor, Ay ve Güneş tutulmalarını başarılı bir şekilde öngörebiliyor, Güneş ve Ay takvimini hesaplayabiliyordu. İnsanlık tarihinin ilk bilgisayarıydı bu. Bilim tarihi hakkındaki görüşleri sarsacak nitelikteydi
'Antikythera düzeneği'nin yapabildikleri çok şaşırtıcıydı. 2 bin yıllık bu cihaz; Merkür, Venüs, Mars, Satürn ve Jüpiter'in (o dönem bilinen tüm gezegenlerin) gece konumlarını gösteriyor, Güneş ve Ay'ın 12 Zodyak burcuna göre hareketini veriyordu. Cihazın yapabildikleri bununla da sınırlı değildi. Cihaz, Ay ve Güneş tutulmalarını başarılı bir şekilde öngörebiliyor, Güneş ve Ay takvimini hesaplayabiliyor, dönen misket büyüklüğünde bir top sayesinde Ay'ın evrelerini büyük bir hassasiyetle gösterebiliyordu.
Cihaz ayrıca olimpiyat oyunları gibi o dönemdeki önemli etkinliklerin tarihlerini de veriyordu. Cihazın bunları yapabildiği salt bir varsayımdan ibaret değil. Hem yapılan modeller bunu doğruluyor, hem de düzenek üstünde 3D X-ışını ile yapılan analizler sonucunda bir kullanım kılavuzu keşfedildi. Kullanım kılavuzu cihaz üstüne yazılmıştı ve silindiği için gözle görülmüyordu. Kılavuz, cihazın bunları yapabildiğini doğruluyordu.
BU CİHAZI KİM YAPTI? 'Antikythera düzeneği', bilim insanlarını ciddi şekilde şaşırttı. Bu tarz hesaplar yapan cihazlar 15. yüzyıla kadar, yani bu cihazın üretim tarihinden 1500 yıl sonrasına kadar üretilmedi diye biliyorduk. Hatta bazılarına göre bu kadar hesabı böyle hassas yapan bir cihaz ancak 18. yüzyılda inşa edilebilecekti; zira cihaz, Ay'ın düzensiz hareketlerini de hesaplıyordu.
'Antikythera düzeneği', bilim ve teknoloji tarihi anlayışımızı tamamen değiştirir nitelikte. Yunanlılar nasıl oldu da böyle bir teknoloji elde etti? Bu cihazı kim yaptı? Bu gelişmiş teknoloji nasıl kayboldu? Cihaz ne amaçla yapıldı? Neden bu cihazın bir başka benzeri ortaya çıkmadı?
Erich Von Daniken, 'Antikythera düzeneği'nin ancak uzaylılar tarafından yapılmış olabileceği kanaatinde. Bir diğer grup ise bu düzeneğin zamanda yolculuğa delil teşkil ettiği düşüncesinde. Ancak bu teorilerin doğru olma ihtimali hiç yok. Teknoloji, dönemini yansıtmıyor gibi görünse de, cihaz dünya merkezli bir modeli esas alıyor ve hesaplar o dönem bilinen modellerle yapılıyor. Hatta Uranüs gibi gelecekte bulunacak gezegenler cihazda yer almıyor. Yani cihaz, o dönem kozmolojisine inanan biri tarafından yapılmış.
Cihazın kimin tarafından ve ne amaçla yapıldığını bilmesek de bu tarz cihazlardan bahseden Antik yazılar mevcut. M.Ö. 1. yüzyılda yaşayan ünlü düşünür Cicero, M.Ö. 200'lü yıllarda yaşayan büyük Yunanlı matematikçi Arşimet'in Güneş, Ay ve beş gezegenin hareketlerini öngören bir cihaz tasarladığından bahsetmektedir.
Cihaz, Roma generali Marcus Claudius Marcellus tarafından Roma'ya getirilmişti. Bu cihazın tarifleri onun 'Antikythera düzeneği'nden farklı olduğunu gösteriyor. Gene Cicero, Rodoslu Hipparchus'un öğrencisi Posidonius'un benzer bir düzenek yaptığını da yazıyor. Hipparchus'un üstün astronomi bilgisinden hareketle 'Antikythera düzeneği'nin, Posidonius'un cihazı olduğunu söyleyenler var. Bu iddianın doğruluğunu şu aşamada doğrulamak mümkün değil.
Pasaportlu seyahat eden bir mumya: Ramses 2 Ramses 2, ya da Büyük Ramses (M.Ö. 1303-M.Ö. 1213) 3200 yıl önce yaşamış, Antik Mısır'ın en ünlü ve en büyük imparatorudur. Mısır tarihinde en uzun yaşayan ve hüküm süren hükümdar olan Büyük Ramses, Filistin'den Sudan'a uzanan devasa bir imparatorluk kurmuş, Ebu Simbel Tapınağı, Ramsesium Tapınağı gibi çok sayıda devasa eser inşa etmiştir.
2000 yıllık bilgisayar 'Antikythera düzeneği' gizemini koruyadursun, buradan önemli bir ders çıkarmak mümkün. Antik uluslar, bazı alanlarda, aslında bizim zannettiğimizden çok daha bilgili ve yetenekli olabilirler. Tarih hep düz bir çizgide ilerlemez.
Öldüğü zaman bütün firavunlar gibi Büyük Ramses de mumyalanmıştı. 1974 yılında, yani mumyalandıktan 3 bin yıldan sonra Mısırlı uzmanlar mumyanın bakterilerle kaplandığını ve bozulmaya başladığını fark etti. Mumyayı kurtarabilecek tek uzman grubu ise Fransa'daydı.
Büyük Ramses'in mumyasının Fransa'ya gönderilmesi kararı alındı. Ancak ortada önemli bir sorun vardı, Fransız yasalarına göre ölü veya diri, Fransa'ya giren her insanın pasaportu olmalıydı.
Tabii 32 asır önce ölen Büyük Ramses'in pasaportu yoktu. Neyse ki Mısır hükümetinin özel kararı ile Büyük Ramses'e pasaport hazırlandı. Pasaportun meslek kısmında Kral yazıyordu. Böylece Büyük Ramses Fransız damgalı pasaporta sahip ilk mumya oldu.
Büyük Ramses'in Fransa ziyareti de çok ilginçti. Fransız yasaları gereği, Fransa'yı ziyaret eden seçkinler ve krallar özel askeri bando ve törenle karşılanırdı. Büyük Ramses'in mumyası da bu yasa gereği havaalanında askeri bando ve saygı duruşu ile karşılanmıştı. Böylece Büyük Ramses ölümünden 3200 yıl sonra Paris'e törenle giriş yapmış oldu.