Uzaylılar aramızda olabilir mi?
Hollywood’a baktığımızda uzaylıların insanlardan çok daha farklı, canavarımsı bir tür olduğu gözlemleniyor olsa da, bilim insanları illa ki böyle bir şey olacağını düşünmüyorlar. Yapılan araştırmalara göre yalnızca kendi galaksimizde bile çok fazla kara yaşamına geçmiş gezegen bulunabilir.
Hollywood’a baktığımızda uzaylıların insanlardan çok daha farklı, canavarımsı bir tür olduğu gözlemleniyor olsa da, bilim insanları illa ki böyle bir şey olacağını düşünmüyorlar. Yapılan araştırmalara göre yalnızca kendi galaksimizde bile çok fazla kara yaşamına geçmiş gezegen bulunabilir.
Oxford Üniversitesi’nden Uluslararası Bilim Dergisi’nde yayınlanan yeni bir araştırmada evrim teorisi, uzaylıları tahmin etmek için kullanılıyor.
Uzaylıların da potansiyel olarak doğal seleksiyon gibi insanları şekillendiren bazı süreçler ve mekanizmalar tarafından şekillendirildiğini düşünen bilim insanları, bu yaşam formlarının da zamanla bizim gibi daha donanımlı ve daha güçlü olabileceğini belirttiler.
Oxford Zooloji Bölümü’nden araştırmacı Sam Levin, “Astrobiyologlar için temel görev, kara-ötesi bir yaşamın nasıl bir şey olduğunu düşünmektir. Fakat yabancılar hakkındaki tahminlerin yapılması zor. Astrobiyoloji alanında geçmiş yaklaşımlar, dünyada gördüklerimizi alıp uzaylılarla ilgili tahminler yapmak için kimya, jeoloji ve fiziği kullanmamızı içeriyor” dedi.
“Yazımızda, Dünya’nın detaylarından bağımsız tahminler yapmamızı sağlayan evrim teorisini kullanmak için alternatif bir yaklaşım öneriyoruz. Bu yararlı bir yaklaşımdır, çünkü teorik tahminler, silikon tabanlı, DNA içermeyen yabancılar için geçerlidir” diyen Levin, araştırmanın önemini bu şekilde belirtti.
Türlerin karmaşıklığı, büyük geçişler olarak bilinen bir dönemde gerçekleşmiştir. Bu geçişler, ayrı hücrelerin çok hücreli organizmalara dönüştüğü dönemde, bir grup ayrı organizmanın daha üst düzey bir organizmaya dönüştüğü bir zamanda gelir. Teori ve ampirik veriler, büyük geçişlerin ortaya çıkması için aşırı koşulların gerekliliğini ileri sürmektedir. Bu koşulların oluşması da binlerce hatta milyonlarca yıl sürmektedir. Neyse ki, dünya ve diğer gezegenlerin milyon yıllarla çok büyük problemleri yok.
Sam Levin açıklamalarının devamında, “Uzaylıların iki bacak üzerinde yürüyüp yürümeyeceğini ya da yeşil gözlerini büyük olup olmayacağını hala söyleyemiyoruz, ancak evrim teorisinin uzaylıların nasıl bir şey olacağını anlamaya yönelik benzersiz bir araç sunduğuna inanıyoruz” dedi.
Levin açıklamalarının devamında, “Yeryüzündeki türlerde karmaşıklığın nasıl ortaya çıktığını çözerek, uzaylıların aslında bize benzediğini öngörülebilir bir seviyede olduğunu kanıtlayabiliriz” diyerek, uzaylı evriminin insan evrimine çok benzeyeceğini açıkladı.
Yalnızca galaksimizde yüz binlerce yaşanabilir değerlere sahip gezegen olduğu düşünülüyor. Bunların çok büyük bir kısmında yaşam olmadığı, olanların da mikroorganizma veya su dünyası içerisinde olduğu düşünülürse bile evrim sayesinde pek çok canlı türünün karaya çıktığı düşünülüyor.
Bizimle iletişime geçebilecek kapasitede ki uzaylıların düşündüğümüzden daha fazla olduğu düşünülüyor. Bu düşüncenin arkasında, evrim teorisi var.
Hollywood filmleri ve bilimkurgu edebiyatı sayesinde bugün gerçekleşse çok büyük şaşkınlıklar yaşamayacağımız olası yeni bir yaşam keşfi, pek çok soruyu beraberinde getiriyor.