Süper güçleri olan insanlar!Bilim açıklayamıyor
Stephen Wiltshire'da uzaktan izleme yeteneğine sahip insanlardan biri. 42 yaşındaki İngilizce Shtephen Wiltshire, asla gitmediği yerleri, en kuytu yerlerine kadar çizebiliyor.. 3 yaşında otizm teşhisi konulan Stephen Wiltshire, detaylı şehir manzaraları çizen bir sanatçıdır. Wiltshire, saniyeler içinde hatasız bir biçimde gözlemlediği şehir manzaralarını eksiksiz olarak kâğıda aktarabilmesiyle tanınmaktadır.
Stephen Wiltshire'da uzaktan izleme yeteneğine sahip insanlardan biri. 42 yaşındaki İngilizce Shtephen Wiltshire, asla gitmediği yerleri, en kuytu yerlerine kadar çizebiliyor.. 3 yaşında otizm teşhisi konulan Stephen Wiltshire, detaylı şehir manzaraları çizen bir sanatçıdır. Wiltshire, saniyeler içinde hatasız bir biçimde gözlemlediği şehir manzaralarını eksiksiz olarak kâğıda aktarabilmesiyle tanınmaktadır.
Journal Scientific Exploration’da yayınlanan bir yazıya göre araştırmanın katılımcılarından biri olan Ingo Swann, Jüpiter’i ve o zamanlar bilim insanlarının varlığını henüz bilmediği Jüpiter’in etrafındaki halkayı başarılı bir şekilde tarif edebilmiştir. Ingo, bununla da kalmayıp ayı uzaktan izleme ve parapsikoloji kapsamındaki diğer anormal durumlar hakkında yazmaya devam etmiştir.
İstihbarat teşkilatlarının uzaktan izleme olgusundan faydalandığı doğrudur. Bu yüzden bu programa büyük miktarlarda para yatırmışlar ve zaman harcamışlardır. Acaba kim bilir bu konuda gizli tutulan daha ne gibi bilgiler var?
Bir diğer güzel örnek ise uzay mühendisi ve fizikçi olan Jack Houck’ın çalışmalarından gelmektedir. Houck, Albay J.B. Alexander ile psikokinezinin (objeleri zihin gücüyle hareket ettirme yetisi) geçerliliğini test etmek için bir takım deneyler düzenlemiştir. Bu deneylerde katılımcılara çeşitli metal objeler kullanarak psikokinetik güçlerini nasıl harekete geçirecekleri öğretilmiştir. Katılımcılar hiçbir fiziksel güç uygulamadan metal objeleri tamamıyla bükmeyi başarmışlardır.
Ayrıca çoğunluğu çocuklardan olan bir grup insanın da fiziksel objeleri “telekinezi” yoluyla bir yerden başka bir yere ışınlayabildikleri aktarılmıştır.
Bu konuda göze çarpan isimlerden biri de medyum Uri Geller’dir. Geller, Amerikan Kongre Binası’ndaki konuşması sırasında hiçbir güç uygulamadan bir kaşığın yukarı doğru bükülmesine sebep olmuştur. Söz konusu kaşık, Geller onu yerine koyup konuşmasına devam ettiği sırada da bükülmeye devam etmiştir.
Bunun bir numara olduğunu düşünseniz ve Uri Geller vakasının geçerliliğini sorgulasanız dahi bilincin maddesel dünyamızı gözle görülebilecek biçimde etkileyebileceğine duyulan inanç, bilim dünyasında, en azından bazı bilim insanları tarafından çoktan kabul edilmiştir.
Kuantum fiziğindeki Çift yarık deneyi bu konudaki iyi örneklerden biridir. Bilim bu tür olguları gözlemleyebilse de bunları henüz yeterince açıklayamamaktadır. Uzayın, birbirinden ayrı cisimler bulundurduğu illüzyonunu yaratan bir yapı olduğu tezi üzerine kurulan kuantum dolanıklığı terimiyle bu durumun belki de bir ilişkisi vardır.
Wim Hof, meditasyon yoluyla neredeyse iki saat boyunca vücut ısısını koruyarak buzda kalmayı başarmış ve birçok bilim insanının dikkatini çekmiştir. Bu olay bilincin, vücudumuzun belirli durumlara ve hastalıklara verdiği tepkilerde ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteren ve sayısı gittikçe artan kanıtlardan yalnızca biridir.
Wim, böylesine sert bir koşulda vücut ısısını korumayı başarmasının yanı sıra Everest Dağı’na şortla tırmanmış, yüksek irtifa hastalığına direnmiş ve Namib Çölü’nde hiç su içmeden bir maraton tamamlamıştır. Ayrıca bir laboratuvar düzeneğiyle, otonom sinir sistemi ve bağışıklık sistemini isteği doğrultusunda kontrol altında tutabildiği kanıtlanmıştır.
Bu insanın başardığı neredeyse her şey çoğu kişi tarafından imkansız olarak görülmekteydi.
Harvard Tıp profesörü Herbert Benson ve araştırma ekibi 1980’lerde ücra manastırlara yaptıkları ziyaret sırasında Himalaya Dağları’nda yaşayan, Tummo adlı bir yoga tekniğiyle el ve ayak parmaklarının ısısını 17 dereceye kadar yükseltebilen bir rahibi araştırmışlardır. Rahiplerin böylesine bir ısıyı nasıl ürettikleri hala bilinmemektedir.
Yapılan çalışmalar bununla da sınırlı değildir. Araştırmacılar Hindistan Sikkim’deki ileri düzeydeki meditasyoncular üzerinde de çalışmalar yürütmüşlerdir. Bulgular araştırmacıları hayrete düşürmüştür: Bu rahipler metabolizmalarını yüzde 64 oranında yavaşlatabilmektedirler.
1985 yılında Harvard araştırma ekibi soğuk ve nemli çarşafları yalnızca vücut ısılarıyla kurutan rahipleri videoya kaydetmiştir. Ayrıca birçok rahip kış gecelerini 4500 metre yüksekliğindeki Himalayalar’da geçirebilmektedir.
Peki gerçekten de yoga ve meditasyon gibi yöntemlerle içimizde bulunan olağanüstü zihinsel güçlerimizi açığa çıkarabilir miyiz? “Olağanüstü” güçlere sahip budistler ve dünyanın diğer yerlerindeki rahipler konusunda epeyce kaynak bulunmaktadır.
Konuyla ilgili daha fazla okumak istiyorsanız Institute of Noetic Sciences’ın ileri gelen bilim insanlarından biri olan Dr. Dean Radin’in “Supernormal: Science, Yogo, and the Evidence for Extraordinary Psychic Abilities” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
2004 yılında Daniel Tammet, 5 saat 9 dakika içinde matematik sabiti Pi sayısını (3.141…), hatasız bir şekilde ezberden 22,414 haneli ondalık basamaklarına ayırınca bütün gözler ona çevrildi. Bu olay Oxford’daki Bilim Tarihi Müzesi’nde gerçekleşmiş ve bir Avrupa rekoru olarak tarihe geçmiştir.
Tammet’a, aynı yıl birçok karmaşık zihinsel görevi yerine getirebildiğinden ve “normal” bir insanın sahip olamayacağı öğrenme becerilerine sahip olduğundan “ileri derece otistik savant sendromu” teşhisi konulmuştur.
Bu durum “otistik” insanlarda yaygın olarak görülürken, Daniel dâhi ve dâhi olmayan zekâlar arasındaki farkın tıp dünyası tarafından abartıldığını vurgulamaktadır. Ona göre sahip olduğu olağanüstü yeteneklerin sebebi genetik bir tuhaflık değil, yoğun ve karmaşık bir çağrışımsal düşünme ve varsayma yapısına sahip olmasıdır. Otistik düşünme biçimi ise hepimizin hayal kurarken veya cinas ya da metaforlara başvururken kullandığı düşünme biçiminin yalnızca uç versiyonudur.
Olağanüstü güçlere sahip karakterlerinde sadece film ve dizilerde olduğunu düşünürüz. Ama durum bundan çok farklı. Yeryüzünde bilimin açıklayamadığı olağanüstü güçlere sahip insanlarda var. Gören duyan yaptıklarına inanamıyor... Uzaktan izleme, yüz binlerce kilometre uzakta bulunan bir coğrafi konumu fiziksel olarak orada bulunmadan tarif edebilme yetisidir. Bu yetiye sahip olan birçok insan vardır. Bunun yanı sıra bu durumun doğruluğu da kanıtlanmıştır. CIA ve NSA (ABD Ulusal Güvenlik Ajansı), Stanford Üniversitesi ile birlikte uzaktan izleme konusunu da kapsayan parapsikolojik olgular üzerine 20 yıldan fazla süren bir araştırma yürütmüştür. Yapılan deneylerde, birden fazla kişi ayrı odalarda bulunan birbirinden farklı objeleri gerçekte o mekânlarda bulunmadıkları halde tarif edebilmişlerdir. Bu eylem bilincinizi fiziksel olarak bulunduğunuz konumdan uzakta olan bir yere ışınlamaya benzemektedir.