Şans eseri bulunan 10 İcat!
Dünyada çığır açan, günümüz teknolojisine yön veren sayısız icat mevcut. Fakat bunlardan bazılarının bir amaç uğruna uğraşırken tesadüfen bulunmuş icatlar olduğunu biliyor muydunuz? Bu icatların gelin haberimizden birlikte inceleyelim.
Bilim insanlarının çalışmaları sırasında ortaya çıkan ve beklenmeyen sonuçların eseri olan birbirinden ilginç buluşları sizler için haberimizde derledik.
İşte şans eseri bulunan 10 İcat;
Coca Cola
Mucit: John Pemperton
Tarih: 1885
Kaza: Koka özü ve şarap karışımından şurup
İlaç sektöründe çalışan John Pemperton, koka özü ve şarap karışımından bir şurup üzerinde çalışıyordu. Mucit bu buluşunu daha sonraları baş ağrısını gideren karışım olarak satmaya başladı. 1885 yılına gelindiğinde, Atlanta'da alkol satışı yasaklandı, Pemperton bu şurubun içine karbonatlı su ekledi ve soda benzeri bir hal almasını sağladı. Coca-Cola bu şekilde ortaya çıktı.
Kalp Pili
Mucit : Wilson Greatbatch
Tarih : 1958
Kaza : Yanlış parçayı çıkartması.
Mühendis Wilson Greatbatch, 1958 yılında Cornell Üniversitesi'nde kalp seslerini kaydeden bir cihaz üzerinde çalışıyordu. Yaptığı cihazdan yanlış parçayı çıkaran Wilsongerekli enerjiyi cihaza verdiğinde, icadı normal bir kalp gibi çalışmaya başlamıştı. Yeni cihazını 1960 yılında bir insanın kalbine yerleştirmeden önce hayvanlar üzerinde denedi ve ince ayarlarını yaptı.
Patates Cipsi
Mucit : George Crum
Tarih : 1853
Kaza : Müşteriye kızmaktan dolayı
Bir lokantada çalışan George Crum, 1853 yılında
müşterilerine patates kızartmasını sunmaya hazırlanıyordu. Müşterilerinden biri gelen patatesleri kalın buldu ve "daha ince daha kızarmış" olarak istediğini
belirtti. Crum bunun üzerine sinirlenip, patatesleri inanılmaz derecede ince
kesip, kupkuru olana dek kızarttı. Şefin şaşırtan bir şekilde müşteri bu halini
çok beğendi ve patates cipsi bu şekilde ortaya çıktı.
Dayanıklı Cam
Mucit: Edouard Benedictus
Tarih: 1903
Kaza: Kırılması gereken deney tüpünün yere düştüğünde parçalanmaması
Güvenli camın bulunması, tam da en çok ihtiyaç duyulan zamanda gerçekleştirildi: Motorlu taşıt çağında...
1903 yılında Fransız kimyager Edouard Benedictus, deney tüpünü laboratuarının zeminine düşürdü. Tüp kırıldı ancak dağılmadan tek parça halinde kaldı. Benedictus, kolodyum ihtiva eden sıvının buharlaşmasından sonra tüpte kalan ince plastik tabakanın parçalanmayı engellediğini anladı.
Bunu not ettikten sonra bu konu üzerine fazla kafa yormadı.
Ancak, kaza yapan bir aracın için*deki kızın kırılan camlardan çok feci şekilde yaralanması, bu konuyu tekrar gündeme getirmesine neden oldu.
Daha önceki deneyiminden esinlenerek iki cam tabakasının arasına selüloz nitrat yerleştirerek üç katlı camı oluşturdu.
Buluşu 1920'lerde arabaların ön camlarında kullanılmaya ve otomotiv endüstrisinde ciddi şekilde taklit edilmeye başlandı
Röntgen Işınları
Mucit: Wilhelm Konrad Röntgen
Tarih: 1895
Kaza: Bir elektrik deneyi
Röntgen, gazların içinden geçen elektrik yolunu araştırmak amacıyla, katod ışın tüpüyle deney yaparken, baryum platin siyanürü levhasından yayılan radyasyonun şeffaf olmayan cisimlerin içinden geçebildiğin! Fark etti.
Araştırmalarına devam ederken radyasyonun 15 mm. kalınlığındaki alüminyumdan, daha indirgenmiş yoğunlukta geçebildiğini gördü. Ve bu radyasyona, "X-ışınları" adını verdi. Bugün dünyada Almanya dışında (Almanya'da Röntgenstrahlen olarak adlandırılıyor) bu isimle anılıyor. Bu, daha sonra insan vücudunun iç kısmını gösteren fotoğraflamada kullanıldı. 19. yüzyıl sonlarına doğru savaş alanlarında da kullanılmaya başladı.
Penisilin
Mucit: Alexander Fleming
Tarih: 1928
Kaza: Havada uçuşan bir küf
St. Mary Hastanesi'nde danışman olarak çalışan ve Alexander Fleming'in hayatta kalan tek meslektaşı, ünlü bilim adamının penisilini 1928 yılında bir rastlantı sonucu bulduğunu anlatmıştı.
Fleming bir deney üzerinde çalışırken, muhtemelen laboratuvarın karşısındaki bardan uçup gelen bir küf mikroskoptaki lamın üzerine konmuştu.
O sırada Fleming, lam üzerinde zararlı bir bakteri türü olan stafilokokları inceliyordu. Dikkatsiz bir bilim adamı bu küfü büyük olasılıkla önünden uzaklaştırırdı, ama o, küfün bakteri üzerindeki etkisini görmek istedi. Sonuç hayret inciydi... Çünkü Fleming, "Penicilim notatum" isimli yeşil küfün bulunduğu bölümdeki bakterilerin öldüğünü fark etmişti...
Daha sonra gerçekkleştirilen testlerde, bu küfün diğer bakteriler üzerinde de etkili olduğu ortaya çıktı. Tavşan, fare ve insanlar üzerinde yapılan testler sonunda, açık bir yan etkisinin de olmadığı görüldü. Ne var ki Fleming, küften sızan maddeyi bir türlü keşfedememişti.
Sonuç olarak 1939 yılında, Oxford'dan Howard Florey ve Ernst Chain bu maddeyi ayrıştırmayı başardılar ve buna "penicilin" adını verdiler. Bu madde, öldürücü bakteriyel hastalıklarla savaşabilen ilk antibiyotik olarak tarihe geçti. Fleming ve diğer iki bilim adamı, 1945 yılında Nobel Ödülü aldılar... Çünkü, milyonlarca insanın hayatını kurtaran bir buluş yapmışlardı.
Oyun Hamuru
Mucit : James Wright
Tarih : 1943
Kaza : Silikon yağının içine borik asiti karışımı.
General Electric'te mühendis olarak çalışan
James Wright, İkinci Dünya Savaşı'nda uçak lastikleri, asker botları ve başka
şeyler için plastiğe ihtiyaç duyan ülkesi için silikon yerine plastik kullanmak
istedi. 1943 yılında silikon yağının içine borik asit kattı ve şekil alabilen
yumuşak bir hamur ortaya çıktı. Bu şekilde oyun hamuru ortaya çıktı.
Cırt Cırt
Mucit : George de Mestral
Tarih : 1955
Kaza : Köpeğinin tüyüne dulavratotunun yapışması sonucu
Elektrik mühendisi olan George de Mestral, İsviçre dağlarında köpeğiyle gezerken dulavratotunun (pıtrak bitkisi) köpeğin tüylerine ve elbiselerine yapıştığını görür. Mikroskopla bu iş nasıl oluyor diye inceleme yapar ve bitkinin üzerinde sayısız kancagörür. 1955 yılında, De Mestral kazara bulduğunu icadını mükemmelleştirmek için naylon üzerinde deneme yapmaya karar verir ve günümüzde kullandığımız cırt cırtı icat eder.
Vazelin
Mucit : Robert Chesebrough
Tarih : 1859
Kaza : Petrol pompalarının tıkanması
Amerika’nın köklü, zengin ve tahsilli ailelerinden birinin oğlu Robert Chesebrough 1859′da kimya mühendisliği eğitimini aldı. Baba mesleğinde ilerlemek yerine petrol kuyularında kimyager olarak çalışmaya başladı. Robert Pennsylvania’ya petrol kuyularına yatırım yapmaya gitti. Oraya vardığında sondaj platformlarını incelerken Rod Wax olarak bilinen yapışkan maddeyi keşfetti. Parafine benzeyen bu yapışkan madde petrol pompalarını tıkayarak işçilerin çalışmalarını yavaşlattığını gözlemledi aynı zamanda işçilerin vücutlarında oluşan yara, yanık ve kesiklere sürüldüğünde çabuk bir şekilde iyileşmelerini ve yaranın havayla temasını önleyerek işçileri tedavi ediyordu. Chesebrough üründen numune alarak laboratuarında aylarca yaptığı deneyler ve testler sonucu yüzde yüz doğal ve cildi koruyan bir ürün keşfetti.Chesebrough dönem koşullarına göre at arabalarına istiflettiği vazelin örneklerini insanlara dağıtmaya başladı. Bundan sonraki 6 ay içinde satış ekibi kurulmuş ve Vaseline markası ile vazelin satışları yapılmaya başlanmış oldu.
Fotoğraf
Mucit: Louis-Jacques Daguerre
Tarih: 1838
Kaza: Dağınık laboratuvar dolabı
Bu rastlantısal buluşun nedeni kırık bir termometre...
Louis Daguerre, karanlık odada, gümüş iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu. 1938 yılında bir gün, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu.
Bunu tekrar dışarı çıkardığında görüntü belirginleşmişti. Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu.
Bunun üzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı çıkarttı. Dolabı boşaltmasına rağmen hala aradığı maddeyi bulamamıştı. Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dökülmüş civayı fark etti... Gümüşlü levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın başlangıcı oldu... Yerini ancak on yıl sonra negatif ve, pozitif film sürecine bıraktı.