Mumyalama nasıl yapılırdı?
Büyüler Ölüler Kitabı'ndan seçilip papirüse yazılarak tabutun içerisine konuluyordu. Mumyalama nasıl yapılırdı?
Büyüler Ölüler Kitabı'ndan seçilip papirüse yazılarak tabutun içerisine konuluyordu. Mumyalama nasıl yapılırdı?
İlk olarak ölü "ibu" yani "arınma yeri" olarak bilinen çadıra getirilirdi. Burada mumyalayıcılar ölünün vücudunu güzel kokan palmiye şarabıyla yıkar ve Nil suyuyla durulardı.
Ardından ölünün sol tarafında bir kesik açılır ve iç organlarının çoğu çıkarılırdı. Organların çıkarılmasının sebebi bunların vücudun ilk çürüyen bölümleri olmasıdır. Karaciğer, akciğerler, mide ve bağırsaklar yıkanır, ardından natron olarak bilinen doğal sodyum karbonat ile kaplanırdı. Bu sayede organların kuruması sağlanırdı.
Kalp vücuttan çıkarılmazdı. Çünkü kalp ölümden sonraki yaşam için gerekli olacak akıl ve duyguların merkeziydi. Beyin burundan sokulan bir kanca yardımıyla ezilerek burun deliğinden çıkarılırdı.
Vücudun tamamı ve içi natron ile kaplanırdı. Mumyalama işlemi sırasında kullanılan tüm bez parçaları ve sıvılar ölüyle birlikte gömülürdü.
40 gün sonra vücut tekrar Nil suyuyla yıkanır ve cildin esnek kalmasını sağlayacak yağlarla kaplanırdı. Kurumuş organlar vücuda geri konar ve içi talaş, yaprak ve bez gibi kuru materyallerle doldurulurdu. Son olarak vücuda yeniden güzel kokan yağlar sürülürdü.
Geçmişte iç organlar vücuttan çıkarıldığında kavanozlara konurdu. Ancak yıllar içerisinde mumyalama şekilleri değişti ve organlar kuruduktan sonra vücuda geri konmaya başladı.
Ancak odun veya taştan oyulmuş kavanozlar organları koruması amacıyla yine de mumyayla birlikte gömülüyordu.
Sarma işlemi esnasında bir rahip yüksek sesle büyüler okurdu. Bu dualar kötü ruhların kovulması ve ölünün sağlıklı bir şekilde öteki hayata geçmesi için gerekliydi.Daha sonra kollar ve bacaklar da bir araya sarılırdı
Üzerinde Ölüler Kitabı'ndan alınmış dualar ve sihirlerin olduğu bir papirüs rulosu konurdu. Daha fazla bez kullanılarak beden sarılır, her seferinde bandajların arasına birbirlerine yapışmalarını sağlayacak reçine konurdu.
Vücudun etrafında bir kıyafet giydirilir ve üzerine tanrı Osiris'in ismi çizilirdi. Ardından mumya tabutların içine yerleştirilirdi.
Eski Mısırlılar biri öldüğünde öbür dünyaya gitmeden önce ölünün yer altı dünyasını geçmesi gerektiğine inanıyordu.
Yer altı dünyası korkunç canavarlar ve tehlikeli hayvanlarla doluydu. Ölünün bu tehditleri atlatabilmesi için sihirlere ihtiyacı vardı. Eski Mısırlılar bu yolculukta onlara eşlik edecek büyüleri seçebiliyordu.