Japonya'nın hiç kullanamadığı gizli silahları
1930'lardan itibaren Nazi Almanyası'nın müttefiki olan imparatorluk, Pasifik'te saldırgan bir tutum göstermeye başladı. Bu durum, daha ilerleyen zamanlarda Birleşik Devletler ile anlaşmazlığa düşmesine sebep olarak, imparatorluğun çökmesine kadar gidecekti.
1930'lardan itibaren Nazi Almanyası'nın müttefiki olan imparatorluk, Pasifik'te saldırgan bir tutum göstermeye başladı. Bu durum, daha ilerleyen zamanlarda Birleşik Devletler ile anlaşmazlığa düşmesine sebep olarak, imparatorluğun çökmesine kadar gidecekti.
Hem endüstriyel olarak, hem de teknolojik olarak daha üstün bir düşman ile karşı karşıya olduğunun farkında olan Showa Japonya'sı, hızını arttırmaya karar verdi. Bu amaç için de Japon İmparatorluk Ordusu, özellikle intihar saldırılarına yönelik, gelişmiş geleneksel silahlar ile donatıldı. Öyle ki, bu silahların arasında biyolojik ve kimyasal savaş silahları da bulunmaktaydı. Japon askeri planlamacılarının Cenevre Protokolü'nü önemsemedikleri ve hatta yasaklanan silahları özellikle etkili buldukları da söylenmekte.
Japonya, İkinci Dünya Savaşı sırasında belki de yüzlerce kavramsal silah geliştirdi ve bunların bir kısmı, gerçekten savaş meydanlarında kullanıldı. Burada, bu silahlardan 11 tanesine göz atacağız...
Japonya, WWII, İkinci Dünya Savaşı, gizli, silah, savaş Naziler V2 roketlerini İngiliz Kanalı üzerinden ateşlerken, Japonlar da kendi "intikam silahlarını" üretmekteydiler. Askeri tasarımcılar, kıtalar arası füze geliştiremediklerinden dolayı, balon bombaları fikrini kullanmayı tercih ettiler.
Bu fikrin çalışabilmesi için, Birleşik Devletler'e doğru jet rüzgarları üzerinden yaklaşık olarak 8.000 km boyunca ilerleyecek, yangın bombaları ile donatılmış balonlar üretildi. Bu silahların amacı, Kuzeybatı Pasifik bölgelerinin üzerinde patlayarak, büyük çaplı orman yangınları çıkartmak ve böylelikle Birleşmiş Devletler'in sahip olduğu insan gücünü bölmek idi.
Japonya, bu devasa savaş araçlarından savaş sırasında üç tane üretti ve bu araçlar, geleneksel şekilde enerji üreten en büyük denizaltı rekorunu ellerinde tutmaktalar.
Denizaltılar, üç adet Aichi M6A1 uçağı veya 800 kg'a kadar bomba taşıyabiliyordu. Uçaklar, ön kulede yer alan mancınıklarla havalanmaktaydı ve yüzeye çıktıktan sonra 45 dakika içinde harekede geçebiliyorlardı.
Bu denizaltılarda Almanlar'dan ilham alınarak üretilen ve radar ile sonar sinyallerini emen kalın, lastik benzeri bir kaplama da bulunmaktaydı. Savaş, bu denizaltılar kullanılamadan sona erdi ve 1946'da I-400 A.B.D.'ye teslim edilerek Hawaii açıklarında batırıldı.
1937'den savaşın sonuna kadar, Japonlar pek çok biyolojik silah üzerinde araştırma yaptılar. Bu silahların arasında basil bombası ve veba yaymak için kullanılan pire bombaları da bulunmaktaydı. Japon İmparatorluk Ordusu'nun Unit 731 adlı bölümü, gizli bir şekilde biyolojik ve kimyasal savaş araştırma ve geliştirme bölümü olarak görev almaktaydı ve pek çok hastalığı, insan denekler üzerinde test etmekteydi. Japon askerleri, bu bombaları kullanarak özellikle Çin'de pek çok bölgeye saldırdılar.
California State Üniversitesi'nde görev alan tarihçi Sheldon H. Harris'in söylediğine göre, deneyler sırasında 200.000'den fazla Çinli hayatını kaybetti. Ayrıca Harris'in çalışmasına göre, savaşın sonlarına doğru hastalıklı hayvanlar serbest bırakılarak, Harbin bölgesinde 1946 ile 1948 yılları arasında en az 30.000 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bazı Japon araştırmacılar bu sayılara karşı çıkmaktalar ancak kesin bir sonuca ulaşmak pek kolay değil.
Ayrıca, Unit 731'in komutanlarının, A.B.D. ordusu ile biyolojik savaş sırlarını paylaşma karşılığında dokunulmazlık hakkına kavuştuklarını da belirtmekte fayda var.
İkinci Dünya Savaşı'nın yenilikçi ve kavramsal silahları denilince akla genel olarak batılı ülkeler gelir. Ancak deneysel askeri teknolojiler söz konusu olduğunda, Japonya'nın da batılı güçlerden pek eksiği bulunmuyordu.
Rusya'nın Japonya'ya 1905 yılında ağır bir şekilde kaybettiği savaşın ardından, Dünya devletleri tarafından Japonya büyük bir güç olarak görünmeye başlandı. Birinci Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri tarafında yer alan Japonya, Versay'da yok sayılmasının ardından bulunduğu tarafı değiştirdi.