İlk kez duyacağınız bilimsel gerçekler
Biyologlara göre istakozlar ölümsüz. Dış etkenler olmadıkça ölmüyorlar. İlk kez duyacağınız bilimsel gerçekler
Biyologlara göre istakozlar ölümsüz. Dış etkenler olmadıkça ölmüyorlar
Menekçe bitkisi çinde bulunan bir madde yüzünden geçici ve anlık olarak koku alma duyunuzu etkisiz hale getiriyor. Yani menekşeleri her seferinde ilk kez kokluyor gibi oluyorsunuz.
Satürn gezegeni suda batmayacak bir yoğunluğa sahiptir.
Ketçap çalkalandığında sıvılaşan bir maddedir ve bilim bunun nedenini hala açıklayamamıştır.
23 kişilik bir grupta, iki kişinin aynı günde doğmuş olma ihtimali %50'dir. Bu size anlamsız geldiyse, şöyle düşünün: Yalnızca siz doğum gününüzü 22 kişiyle kıyaslamıyorsunuz, grupta sizin doğum gününüzün dahil olmadığı 231 kıyaslama yapılıyor. Bu olaya "Doğum Günü Paradoksu" adı veriliyor.
Çoğu küçük canlı, zamanı bize göre daha hızlı deneyimliyor. Bu da onlara yaklaşan büyük bir canlıyı ağır çekimde hareket ediyor gibi gördükleri anlamına geliyor.
Bir nötron yıldızının yüzey çekimi, Dünyanın yüzey kütle çekiminin yaklaşık 1 tirilyon katıdır. Yani küçük bir şekeri fırlatsanız nükleer başlık görevi görebilir.
Güneş, Merkür'de oldukça değişken. Merkür'ün yörüngesinin dış merkezliği ve gezegenin yavaş dönmesi, Güneş'in bazen ters yöne gidebileceği anlamına geliyor. Gezegenin yüzeyinde durduğunuz takdirde, güneşin doğduğuna, sonra yine aynı noktadan battığına ve tekrar doğduğuna şahit olabilirsiniz.
Pulsar adı verilen nötron yıldızı 217 trilyon mil öteye enerji partikülleri fırlatabiliyor.
Farklı sıcaklıklara sahip okyanus suları bir araya geldiğinde, soğuk su sıcak suya göre daha ağır olduğundan aşağı çöküyor ve böylelikle su altı şelaleleri oluşuyor. Grönland ile İzlanda arasında yer alan, 3 kilometre yüksekliğindeki Danimarka Boğazı Şelalesi, dünyadaki en büyük şelale. Su altı şelaleleri görülemiyor; ancak hafifçe renklendirilebilse muhtemelen bu fotoğraftaki gibi görünecekti.
Dünya ve Ay arasında yaşanan Gelgit olayları sebebiyle Dünya'nın dönüşü yavaşladığından, her yüzyılla birlikte günler 1.4 milisaniye uzuyor. Bu da, dinozorların dünya üzerinde olduğu zamanlarda günlerin yalnızca 23 saat olduğu anlamına geliyor!
Önceden güçlü teleskoplarımız ve aletlerimiz olduğu takdirde, evrenin tamamını görebileceğimizi düşünüyorduk... Ancak, evrenin %68'i karanlık enerjiden, %27'si ise karanlık maddeden oluşuyor... ve ikisi de görünmez. Bu da bizim görebildiğimizin evrenin yalnızca %5'i olduğu anlamına geliyor.
Saf metalin özelliklerinden biri, ısıca yalıtılmış ortamda eriyerek kendiyle birleşebilmesi. "Soğuk kaynaklama" adı verilen bu olay, iki özdeş metal parçasının basınç uygulanarak bir araya getirilmesi ile meydana geliyor. Dış etkilerden yalıtılmış ortamda, atomlar hangi parçaya ait olduklarını bilmiyor ve bu ikilemi çözmek için tek bir parça oluşturuyorlar. Bu durum aslında Dünya üzerinde bir problem teşkil etmiyor, çünkü atmosferimiz parçalar arasındaki irtibatı önleyen ince bir oksidasyon tabakası yaratıyor; ancak uzayda kullanılan araç-gereçler bu olayı önlemek için plastikle kaplanıyor.
Evrenin rengine "Kozmik Latte" adı veriliyor. Gök bilimciler, 200.000 galaksinin yaydığı ışığın ortalamasını alarak, eğer gökyüzü tek bir renkten oluşacak olsaydı bunun açık bir bej rengi olacağını açıkladı.
Ekvator Çizgisi'nin yanında kıpırdamadan durduğunuzda, aslında 1609 km/h hızla hareket ediyorsunuz.
İnsan kadavraları böceklere maruz kalmadıklarında, yağ dokusu hücrelerinin asitlere dönüştüğü bir süreçten geçerek bir dereceye kadar bozulmadan kalabiliyor. Bu olaya "saponifikasyon" adı veriliyor... Yani, sabuna dönüşüyorsunuz.
Belirli koşullar altında, sıcak su soğuk sudan daha hızlı donabilir. Aristoteles, Francis Bacon ve René Descartes tarafından da betimlenmiş olan bu mantığa aykırı fenomen, 1960'larda Tanzanyalı bir lise öğrencisi tarafından yeniden keşfedildiğinde "Mpemba Etkisi" adını aldı.
Eğer Dünya'nın merkezine doğru bir delik açacak ve kendinizi içine bırakacak olsaydınız, diğer tarafa ulaşmanız 42 dakika sürerdi.
Jüpiter'in uydusu Io'da okyanus yok... ama gelgit olayı görülüyor. Nasıl mı? Jüpiter'in ve diğer uyduların kütle çekimi, Io'nun yüzeyinin 100 metreye kadar kabarıp alçalmasına sebep oluyor. Bu da, uydunun volkanik açıdan oldukça aktif olduğu anlamına geliyor.
Malzemesi cam olan bir top plastikten daha yukarı zıplayabilir.