İlk kez duyacağınız 20 bilimsel gerçek
Saf metalin özelliklerinden biri, ısıca yalıtılmış ortamda eriyerek kendiyle birleşebilmesi. 'Soğuk kaynaklama' adı verilen bu olay, iki özdeş metal parçasının basınç uygulanarak bir araya getirilmesi ile meydana geliyor. Dış etkilerden yalıtılmış ortamda, atomlar hangi parçaya ait olduklarını bilmiyor ve bu ikilemi çözmek için tek bir parça oluşturuyorlar. Bu durum aslında Dünya üzerinde bir problem teşkil etmiyor, çünkü atmosferimiz parçalar arasındaki irtibatı önleyen ince bir oksidasyon tabakası yaratıyor; ancak uzayda kullanılan araç-gereçler bu olayı önlemek için plastikle kaplanıyor.
Saf metalin özelliklerinden biri, ısıca yalıtılmış ortamda eriyerek kendiyle birleşebilmesi. 'Soğuk kaynaklama' adı verilen bu olay, iki özdeş metal parçasının basınç uygulanarak bir araya getirilmesi ile meydana geliyor. Dış etkilerden yalıtılmış ortamda, atomlar hangi parçaya ait olduklarını bilmiyor ve bu ikilemi çözmek için tek bir parça oluşturuyorlar. Bu durum aslında Dünya üzerinde bir problem teşkil etmiyor, çünkü atmosferimiz parçalar arasındaki irtibatı önleyen ince bir oksidasyon tabakası yaratıyor; ancak uzayda kullanılan araç-gereçler bu olayı önlemek için plastikle kaplanıyor.
Ekvator Çizgisi'nin yanında kıpırdamadan durduğunuzda, aslında 1609 km/h hızla hareket ediyorsunuz.
Evrenin rengine 'Kozmik Latte' adı veriliyor. Gök bilimciler, 200.000 galaksinin yaydığı ışığın ortalamasını alarak, eğer gökyüzü tek bir renkten oluşacak olsaydı bunun açık bir bej rengi olacağını açıkladı.
Ketçap çalkalandığında seyrelir. Non-Newtonian bir akışkan olarak tanımlanan ketçabın bu özelliğinin sebebi, bilim insanları tarafından henüz açıklığa kavuşturulmuş değil.
Jüpiter'in uydusu Io'da okyanus yok... ama gelgit olayı görülüyor. Nasıl mı? Jüpiter'in ve diğer uyduların kütle çekimi, Io'nun yüzeyinin 100 metreye kadar kabarıp alçalmasına sebep oluyor. Bu da, uydunun volkanik açıdan oldukça aktif olduğu anlamına geliyor.
Bir menekşeyi her koklayışınızda, aslında onu ilk kez kokluyorsunuz. Menekşeye kokusunu veren şey, geçici olarak koku reseptörlerinizi etkisiz hale getirerek kokuyu hemen unutmanıza neden olan iyonon adı verilen bileşikler. Koku reseptörleri daha sonra yeniden devreye giriyor ve böylece menekşeyi tekrardan 'ilk kez' koklamış oluyorsunuz.
Bir nötron yıldızının yüzey kütle çekimi, Dünya'nın yüzey kütle çekiminden 1 trilyon kat büyük. Bu yüzden bir nötron yıldızının üzerine düşen herhangi bir şey, muazzam kinetik enerji oluşumuna sebep oluyor. Örneğin; bir nötron yıldızına fırlatılan bir şekerleme, 3 megatonluk bir nükleer başlık kadar etki yaratırdı.
Dünya ve Ay arasında yaşanan Gelgit olayları sebebiyle Dünya'nın dönüşü yavaşladığından, her yüzyılla birlikte günler 1.4 milisaniye uzuyor. Bu da, dinozorların dünya üzerinde olduğu zamanlarda günlerin yalnızca 23 saat olduğu anlamına geliyor!
Eğer Dünya'nın merkezine doğru bir delik açacak ve kendinizi içine bırakacak olsaydınız, diğer tarafa ulaşmanız 42 dakika sürerdi.
Camdan yapılmış bir top, lastik bir toptan daha yükseğe zıplar.
Çoğu küçük canlı, zamanı bize göre daha hızlı deneyimliyor. Bu da onlara yaklaşan büyük bir canlıyı ağır çekimde hareket ediyor gibi gördükleri anlamına geliyor.
Güneş, Merkür'de oldukça değişken. Merkür'ün yörüngesinin dış merkezliği ve gezegenin yavaş dönmesi, Güneş'in bazen ters yöne gidebileceği anlamına geliyor. Gezegenin yüzeyinde durduğunuz takdirde, güneşin doğduğuna, sonra yine aynı noktadan battığına ve tekrar doğduğuna şahit olabilirsiniz.
Pulsar adı verilen nötron yıldızları, muazzam uzaklıklara yüksek enerji partikülleri fışkırtıyor. Kayıtlara geçen rekor uzaklık ise 37 ışık yılı (217 trilyon mil)
Satürn gezegeni, suda batmayacak kadar düşük bir yoğunluğa sahip.
Önceden güçlü teleskoplarımız ve aletlerimiz olduğu takdirde, evrenin tamamını görebileceğimizi düşünüyorduk... Ancak, evrenin %68'i karanlık enerjiden, %27'si ise karanlık maddeden oluşuyor... ve ikisi de görünmez. Bu da bizim görebildiğimizin evrenin yalnızca %5'i olduğu anlamına geliyor.
23 kişilik bir grupta, iki kişinin aynı günde doğmuş olma ihtimali %50'dir. Bu size anlamsız geldiyse, şöyle düşünün: Yalnızca siz doğum gününüzü 22 kişiyle kıyaslamıyorsunuz, grupta sizin doğum gününüzün dahil olmadığı 231 kıyaslama yapılıyor. Bu olaya 'Doğum Günü Paradoksu' adı veriliyor.
İnsan kadavraları böceklere maruz kalmadıklarında, yağ dokusu hücrelerinin asitlere dönüştüğü bir süreçten geçerek bir dereceye kadar bozulmadan kalabiliyor. Bu olaya 'saponifikasyon' adı veriliyor... Yani, sabuna dönüşüyorsunuz.
Belirli koşullar altında, sıcak su soğuk sudan daha hızlı donabilir. Aristoteles, Francis Bacon ve René Descartes tarafından da betimlenmiş olan bu mantığa aykırı fenomen, 1960'larda Tanzanyalı bir lise öğrencisi tarafından yeniden keşfedildiğinde 'Mpemba Etkisi' adını aldı.
Farklı sıcaklıklara sahip okyanus suları bir araya geldiğinde, soğuk su sıcak suya göre daha ağır olduğundan aşağı çöküyor ve böylelikle su altı şelaleleri oluşuyor. Grönland ile İzlanda arasında yer alan, 3 kilometre yüksekliğindeki Danimarka Boğazı Şelalesi, dünyadaki en büyük şelale. Su altı şelaleleri görülemiyor; ancak hafifçe renklendirilebilse muhtemelen bu fotoğraftaki gibi görünecekti.
Biyologlara göre, ıstakozlar hiçbir zaman yaşlılıktan ölmüyorlar; bu da bir dış etken onları öldürmediği sürece ölümsüz oldukları anlamına geliyor.