Dünyayı tümden değiştirecek yeni teknolojiler!
Teknoloji akıl almaz bir ivmeyle yukarı çıkarken pek çok acayip şey aynı anda oluyor. Çocuklarımızın günlük hayatlarında "sıradan" diye kullanacağı teknolojiler, bizimkilerden hakikaten de inanılmaz farklı olacak. Gelecek basbayağı geldi.
Yani tamamıyla hayal ürünü olan bambaşka bir dünyaya atılan adım; ve burada deneyimlenen bambaşka bir 3 boyutlu gerçeklik algısı. Oculus Rift (Facebook), Gear (Samsung) ve Cardboard (Google) ile şu an mümkün.
Yalnızca oyunların, film ve dizi sektörünün değil, iş yaşamının da geleceğini şekillendirme potansiyelini tahmin etmek çok zor değil.
Akıllı park eden araçları zaten biliyoruz. Bunun kademe atlamış hali ise "robot arabalar". Epeyce kafa yorulup yol katedilen bu teknolojiyle ilgili her ne kadar şu an Google başı çekse de, otomobil markaları ve hatta Apple bile, bu teknolojiyi test etmekte. 2020 yılında trafikte 10 milyon robot araç olacağı tahmin ediliyor.
Öyle bir zamandayız ki tüm teknoloji firmaları, bizleri bilgisayar ve akıllı telefonlar üzerinden çekip çevirecek bot asistanlar geliştirmekle uğraşıyor. Siri, Cortana ve Google Now kuşkusuz çok kısa bir zaman sonra şimdikinden çok daha fazla bilgili, yetkin ve güvenilir olacak. Her hareketimizi izleyebilen bu botlar, bizim yerimize takvimlerimizi ayarlayacak, rezervasyonlarımızı yapacak, uçak biletlerimizi alacak; çakışan toplantılarımızı yeniden takvimleyecek.
Microsoft şimdiden konuşmalarımızı eş zamanlı olarak 7 dile çevirebilen, hatta mesajlarımızı da 50 dilde tercüme edebilen bir Skype versiyonuna sahip. Google Translate ise başladığı noktayı düşünürsek gün be gün ileriye gitmekte. Şu an çift yönlü olarak 40 dili birbirine çevirebiliyor. Elbette henüz mükemmel değil; ancak bu tarz teknolojiler gerçekten de epeyce yol katediyor. Düşünün ki; yakın gelecekte birbirinin konuştuğu dili hiç bilmeyen 2 insanın gayet düzgünce iletişim kurabilmesi böylelikle mümkün olacak.
Bir süredir (biz çok farkında olmasak da), akıllı ev ve iş yerlerine doğru gitmekteyiz. Esasen, Facebook, Microsoft, Google, Amazon gibi dev firmalar, 2 madde yukarıda yazılandan çok daha gelişkin asistanlara çoktan konsantre olmuş durumda. Tek bir sesli komutla tebrik çiçeği göndermek, ışıkları açıp kapamak, kapıları kilitlemek, kombiyi ayarlamak; hava durumu tahmini; artık aklınıza ne gelirse, sesli komutla ulaşabilmek hiç uzak değil.
Google ve Facebook bunun üzerinde uğraşmakta. Örneğin Facebook'un Aquila projesi, lazer donanımlı ve güneş enerjisinden güç alan, bu sayede aylarca dünyanın ücra noktalarında dolanabilen ve bu noktalarda internet erişimini mümkün kılan bir proje. Google'ın Loon isimli balonları da aynı görevi görüyor; hatta dünyanın bir çok "her şeye uzak" diyeceğimiz noktasında hali hazırda test edilmekte.
Facebook'un Internet.org'u, internet hizmetlerine erişim şansı bulamayan yoksul ülkeler de dahil olmak üzere tüm dünyada internetin ücretsiz olabilmesini amaçlayan bir proje. Bu projenin parçası olarak Facebook, Telecom Infra ile dünyadaki telefon operatörlerinin bugün kullandığı teknolojiyi çok ucuzlatacak bilgisayar ve ekipmanlar tasarlıyor. Hatta bir kısım fonksiyonları tamamen ücretsiz olarak sunacağını da söylemişti. Bu şekilde, telefon operatörlerinin teknik giderlerini oldukça aşağılara çekmek; dolayısı ile dünyanın her yerinde iletişimin ucuzlamasını sağlamak mümkün olabilir.
IBM ve Google'ın hali hazırda üzerinde çalıştığı bu bilgisayarlar, bugünün en akıllı süper-bilgisayarlarının yapabildiklerinin çok ötesinde karmaşık problemleri çözümleyebilecek. Yani şimdiki bilgisayarlardan oldukça farklı "düşünüyor" olacaklar. Çok daha kompleks modellemelerin ve çözümlemelerin yapılabileceği bu kuantum bilgisayarlar ile pek çok hastalığa yeni tedavi ve ilaçların da geliştirilebileceği düşünülüyor. Henüz kimse böyle bir bilgisayarın aslında nelere kadir olabileceğini de tam olarak söyleyemiyor ama öğrenmemiz epey yakındır. Örneğin IBM geçen hafta ilk kuantum bilgisayar bulut hizmetini kullanıma açtı.
Bir süredir pek çok milyarder, yatırımlarını "neden yaşlandığımızı ve bunu nasıl durdurabileceğimizi" araştıran biomedikal teknolojilere yapıyor. Bir teknolojiyi milyonlarca dolar fonlamak için insanlar birbiriyle yarışıyorsa onun işe yaraması bekleniyordur.. Belki gerçekten de, yakın gelecekte ölüm bir zorunluluk olmaktan çıkıp bir "seçim" olacak. 200 yaşına kadar diri bir bedenle yaşam sürebilmek mümkün olacak.
Gören, duyan, konuşan, muhakeme eden, öğrenen yazılımlar çoktan geldi. IBM Watson'ı, Google ve Microsoft kendi akıllı bilgisayarlarını bulut hizmeti biçiminde kullanıma açtı. Google ve Microsoft'un "öğrenebilen" bilgisayarları henüz biraz iptidai de olsa, yine de resimleri, ya da örneğin resimlerdeki insanların yüz ifadelerinden duygularını tanımlayabiliyor. IBM'in Watson'ı ise şimdilik bu konuda açık ara önde; medikal teşhis uygulamalarına kadar pek çok şeye imkan veriyor. Yani aslında bilgisayarlar insanlaşıyor. Birkaç sene öncesine kadar yalnızca hayal edebildiğimiz tüm bu maddeler yakın gelecekte sıradanlaşacak. Gerçekten de bildiğimiz dünyayı bir adım öteye taşımaya çalışan tüm bu çaba ve beyinlere hayran olmamak elde değil.
Amazon CEO'su Jeff Bezos'un uzay uçuşları üzerine çalışan firması Blue Origin, bu konuda oldukça başarılı geçen deneme uçuşları yaptı. Her şey yolunda giderse, Bezos 2018'de uzay uçaklarının insanlı uçuşlara başlayacağı konusunda hayli emin ve heyecanlı beyanlarda bulunuyor. Aynı şekilde Richard Branson, yine insanlı uçuşlara 2018'de başlayacak olan Virgin Galactic'in 6 yolcu kapasiteli Space Ship Two uzay uçağının biletlerini 250.000 dolardan sattı bile.
Kabaca tanımlarsak, dijital dünyanın gerçek dünyayla harmanlanması. Yani aslında orada olmayan bir görüntünün, önünüze 3 boyutlu hologram olarak gerçekmiş gibi yansıması. Microsoft üretimi Hololens şu an bunu yapabiliyor. Dahası, bu 3 boyutlu hologramla sanki gerçekten oradaymış gibi etkileşime girmek ve üzerinde oynamak mümkün. Muhtemelen bir kez deneyen herkesi muazzamlığıyla müptelası edecek. NASA, Saab ve Japan Airlines bir süredir bunu kullanarak çeşitli uygulamalar geliştirip test etmeye başladı