Dünyanın en akıllı insanlarının 24 saati nasıl geçerdi?
Pyotr Ilyich Tchaikovsky7 Mayıs 1840 ~ 6 Kasım 1893 / Rusya. Dünyanın en akıllı insanlarının 24 saati nasıl geçerdi?
Pyotr Ilyich Tchaikovsky 7 Mayıs 1840 ~ 6 Kasım 1893 / Rusya
Sigmund Freud 6 Mayıs 1856 ~ 23 Eylül 1939 / Çek Cumhuriyeti
Marcel Proust 10 Temmuz 1871 ~ 18 Kasım 1922 / Fransa Proust, 1908 yılından ölümüne dek geçen sürede bütün hayatını, sonunda yedi cilt halinde basılan, neredeyse bir buçuk milyon kelimeye tekabül eden, muazzam romanı "Kayıp Zamanın İzinde"yi yazmaya adıyor. Proust tüm dikkatini işine verebilmek için toplumdan elini eteğini çekerek, zamanının çoğunu duvarları mantar kaplı yatak odasında geçiriyor. Gün boyunca uyuyor, geceleri çalışıyor ve sadece romanı için malzeme toplamak amacıyla dışarı çıkıyor. Uyanık kaldığı sürece aldığı tek besin hep aynı fırından alınan tek bir çörek ve iki fincan sütlü kahve. Daima aynı tabakta servis edilen çörek sayısı nadiren iki oluyor. Zayıf beslenme düzeni ve hareketsizliği yüzünden sürekli üşüyen Proust çalışırken ürpertisini geçirmek için yardımcısı tarafından peşpeşe getirilen sıcak su torbalarına ve birbiri üstüne omzuna attığı yumuşak yün kazaklarına güveniyor.
Thomas Man 6 Haziran 1875 ~ 12 Ağustos 1955 / Almanya
Franz Kafka 3 Temmuz 1883 ~ 3 Haziran 1924 / Çek Cumhuriyeti Kafka, 1908 yılında Prag'da İşçi Kaza Sigortası Enstitüsü'nde sabah sekizden öğlen ikiye kadar çalışmasını gerektiren bir iş buluyor. Ikiden üçbuçuğa kadar öğle yemeğine çıkıyor, ardından eve gidip akşam yedibuçuğa kadar uyuyor. Kalkınca on dakikalık bir egzersizin ardından bir saat yürüyüşe çıkıyor ve daha sonra kızkardeşleri ile akşam yemeği yiyor. Akşam onbuçukta yazmaya başlıyor ve gece üçe kadar çalışıyor. Gece üçte hafif bir egzersizin ardından banyo yapıyor ve yatağa giriyor. Kafka genelde kalbinde bir ağrı ve mide kaslarında seğirmelerle yatağa girdiğini ifade ediyor. Dört saatlik bir uykudan sonra sabah yedide kalkıp işine gidiyor.
Le Corbusier 6 Ekim 1887 ~ 27 Ağusts 1965 / İsviçre
Ernest Hemingway 21 Temmuz 1899 ~ 2 Temmuz 1961 / A.B.D. Hemingway her zaman günün ilk ışıkları ile uyanıyor. Bir kitap ya da öykü üzerinde çalışırken, sabahın ilk ışıkları ile birlikte yazmaya koyuluyor. Her yazma seansına iki numaralı yirmi tane kalemin ucunu açarak başlıyor. Üstünde bir daktilo ve onun üstünde bir okuma levhası olan göğüs hizasındaki bir kitap rafına dönük ve ayakta yazıyor. İlk müsveddeleri, levhanın üstünde eğik duran pelür daktilo kağıtlarına kalemle yazıyor, çalışma iyi gittiğinde panoyu kaldırıyor ve yerine daktilosunu koyuyor.
W. H. Auden 21 Şubat 1907 ~ 29 Eylül 1973 / İngiltere
Maya Angelou 4 Nisan 1928 / A.B.D.
John Milton 9 Aralık 1608 ~ 8 Kasım 1674 / İngiltere
Benjamin Franklin 17 Ocak 1706 ~ 17 Nisan 1790 / A.B.D.
Immanuel Kant 22 Nisan 1724 ~ 12 Şubat 1804 / Almanya
Wolfgang Amadeus Mozart 27 Ocak 1756 ~ 5 Aralık 1791 / Avusturya
Ludwig van Beethoven Aralık 1770 ~ 26 Mart 1827 / Almanya
Honorè de Balzac 20 Mayıs 1799 ~ 18 Ağustos 1850 / Fransa
Victor Hugo 26 Şubat 1802 ~ 22 Mayıs 1855 / Fransa
Charles Darwin 12 Şubat 1809 ~ 19 Nisan 1882 / İngiltere
Charles Dickens 7 Şubat 1812 ~ 9 Haziran 1870 / İngiltere
Gustave Flaubert 12 Aralık 1821 ~ 8 Mayıs 1880 / Fransa Flaubert beş yılda bitirdiği eseri Madame Bovary'i, 1851'de annesinin Fransa'daki evine döndükten kısa bir süre sonra yazmaya başlıyor. Her sabah onda uyanıyor ve zili çalarak ona gazetesini, mektuplarını, bir bardak soğuk suyunu ve piposunu getiren hizmetçisini çağırıyor. Mektuplarını açıyor, suyunu içiyor ve piposundan birkaç nefes çekiyor Flaubert. Sonra başının üstündeki duvara vurarak, kendisi kalkmaya karar verene dek sohbet etsinler diye annesini yanına çağırıyor. Çok sıcak bir banyonun ardından, hafif bir öğünden oluşan geç kahvaltısı için yemek odasında ailesine katılıyor. Sonra ailece dışarı gezmeye çıkıyorlar ve evin arkasındaki düzlüğe tırmanıp kestane ağacının altında sohbet ediyorlar. Öğleden sonra evde onlarla kalan beş yaşındaki yeğenine tarih ve coğrafya dersi veriyor, dersten sonra akşam yediye kadar okuyor. Yemekten sonra dokuz-on gibi annesi yatağa gidene kadar onunla sohbet ediyor ve ardından çalışmaya başlıyor. Bu düzen kesintisiz devam ediyor.
Renkler çalışma, uyuma, egzersiz gibi ana aktivite kategorilerini belirtir. Köşede yer alan tarihler ise, bu örneklemenin ait olduğu yılı gösterir.
Ne fena, bir günde sadece 24 saat var! Fakat tarihteki en efsane kişiliklerin de 24 saati vardı. Bakın onlar günlerini nasıl kullanıyordu? "Zaman kısa, direncim sınırlı, ofis kabus gibi, evim gürültülü; ve şayet keyifli, basit bir hayat mümkün değilse ustaca manevralarla kendime yer açmaya çalışmak zorunda kalıyorum." diyordu Franz Kafka, 1912 yılında arkadaşı Felice Bauer'e yazdığı mektupta.