Dünyamızın değiştirecek çevreci icat ya da fikirler
Mohammed Bah Abba, 2 dolara mal ettiği bu buluş sayesinde 100 bin dolarlık bir Rolex kazandı.. Dünyamızın değiştirecek çevreci icat ya da fikirler
Mohammed Bah Abba, 2 dolara mal ettiği bu buluş sayesinde 100 bin dolarlık bir Rolex kazandı.
Geniş bir kabın içine kısmen ufak bir kap yerleştiriliyor, daha sonra aradaki boşluğa ıslak kum konuyor. Kapların üstü de ıslak kumaş parçasıyla örtülüyor. Buharlaşan su ısıyı da beraberinde götürüyor ve böylece yüzey ısısı düşmüş oluyor.
Ve iki tane çömleğin iç içe geçmesi ile icat ettiği elektriğe ihtiyacı olmayan çömlek buzdolabı yiyeceklerin uzun süre saklanabilmeyi sağlıyor. Böyle bir kabın içinde domates ve biber 3 hafta, diğer sebzeler 4 haftaya kadar saklanabiliyor
Tekerlek bidon..
Özellikle afrika taşıma suyu ile hayatta kalmaya çalışanlar için yaratıcı bir icat..
Afrika'da su şebekesinin olmadığı bu bölgelerde 5 kişinin getirebileceği suyu daha sağlıklı bir şekilde taşımaya yönelik..
ÇAMAŞIR SUYUNDAN AYDINLATMA Filipinler'de içine sadece su ve çamaşır suyu konulan plastik şişelerle evlerin aydınlatılması sağlanıyor. Önce plastik şişeler tavanlara yerleştiriliyor, ardından içlerine su ve çamaşır suyu karışımı dolduruluyor.Bir girişimci tarafından insanlığın yararına sunulan buluşta güneş ışığı açılan delikten dikey olarak içeriye giriyor ve 360 derece yansıyarak bulunduğu ortamı aydınlatıyor.
SU ÜRETEN BİLLBOARD Peru Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi öğrencileri havadaki nemi çekerek temiz içme suyu oluşturan billboardlar üretti. Sistem havadaki nemi emen bir hazne ile başlıyor. Daha sonra içeriye giren hava klimalar sayesinde suya dönüştürülüyor. Dönüştürülen su da karbon filtrelerden geçerek depoya aktarılıyor. Projenin, ülkenin özellikle çöl olan kısmında su bulmakta zorlanan insanlara yönelik yapıldığını belirten yetkililer billboarddaki haznenin yaklaşık olarak 20 litre su alabildiğini ifade ettiler.
YERÇEKİMİ LAMBASI Bu lambanın yanması için gaz, pil ya da elektrik gerekmiyor. Işık vermek için yerçekimi gücünü kullanıyor. İpinin ucuna asılan ağırlık torbası yerçekimiyle aşağı doğru inerken ürettiği enerjiyle çalışıyor. Ağırlığın 3 saniyelik bir inişiyle 30 dakika ışık veriyor.
DERECESİ AYARLANABİLİR GÖZLÜK Gözlük içinde kristal sıvı bulunan camı sayesinde, göze gelen ışığın nasıl kırılmasını ayarlayan ve otomatik odak ayarlama kabiliyetine sahip
KOMPOST TUVALET Sifonlu tuvaletten on kat ucuza mal olan kompost tuvalette su kullanılmıyor. Bir çukur dolunca diğerine geçiliyor ve dışkı zararsız gübreye ayrışıyor.
Lifestraw taşınabilen su arıtma cihazı
Muazzam mimari yapılarıyla bilinen Çin, çölleşmeyi engellemek için tıpkı Moğol akınlarını durdurmak için inşa edilmiş Çin Seddi gibi bir set yapılmakta.
1978 yılında Çin hükümeti yeşil alanların çölleşmesini engellemek amacıyla kuzeydeki çöl bölgesini çevreleyen Rüzgar Perdesi Projesi'ni başlattı.
Yeşil Çin Seddi olarak da bilinen proje kapsamında 4 bin 500 kilometre uzunluğundaki çöl çevresine 100 milyar ağacın ekilmesi planlanmıştı.
Bugün itibariyle çiftçileri belirtilen bölgelere ağaç dikmeye yönlendiren eden para teşvikleri ve havadan tohumlama aracılığıyla 66 milyardan fazla ağaç dikilmiş durumda.
Ancak proje için pek çok olumsuz yorum da söz konusu. Hawaii Üniversitesi-Maona'dan Hong Jiang, Çin'in ağaç dikmekteki aceleciği yüzünden planın başarılı olamayacağını belirterek "doğayı kontrol etmek değil onu takip etmek" gerektiğini söylüyor.
1934 yılında Amerikan Başkanı Franklin D. Roosevelt tarafın başlatılan Büyük Ovalar Rüzgar Perdesi projesi, Yeşil Çin Seddi projesine benzer olarak planlanmış, 1942 yılı itibariyle Kanada'yla Brazos Nehri arasındaki 29000 kilometrelik alana 220 milyon ağaç dikilmişti.
Bilim insanları, birçok şehrin çok siyah bir görünüme sahip olduğunu belirtiyor. Çatılar siyah, asfalt kaplı yollar kapkara. Ve tüm bu karanlık yüzeyler güneşin enerjisini absorbe ediyor. Buna, "kentsel ısı adası" etkisi adı veriliyor. Bu etki, şehirlerdeki hava sıcaklığını 5 dereceye kadar yükseltebiliyor. Ancak, eğer kaldırımlar yansıtıcı maddelerle kaplı olsaydı, çatılar farklı renklerle boyansaydı ve şehirlerde daha fazla gölgelik alan bulunsaydı, ısı fazlasıyla yansıtılır ve enerji tasarrufu sağlanırdı. New York'ta bir okulun çatısını boyayan gönüllüler, bu fikri herkesten önce benimsemiş görünüyor.
Su ayırma Güneş panelleri, doğal olarak güneş battıktan sonra elektrik üretemiyor. Ancak bu ay yayımlanacak "Cool It" adlı belgeselde MIT'den (Massachusetts Institute of Technology) akademisyen Daniel Nocera, ekibiyle iki yıl önce yaptıkları bir buluşu anlatacak.
Nocera, suyu bileşenlerine ayırarak oksijen ve hidrojen elde edilmesini sağlayan ucuz bir yöntem geliştirdi. Bir yakıt hücresinde enerji üretebilmek için oksijen ve hidrojenin kullanılabildiğini belirten Nocera, buluşunun çığır açıcı olduğunu düşünüyor. Eğer başarılı olursa, gelecekte güneş battıktan sonra bodrum katındaki su ayrıştırıcı sistemler hidrojen ve oksijen ayrıştırmasıyla enerji üretecek.
Yosun Yakıtı! Tüm bitkiler gibi, yosunlar da güneş ışınlarını ve karbondioksiti emer. Aynı zamanda, dizel ve jet yakıtı olarak rafine edilebilen petrol üretir. Bilim insanları, genetiği değiştirilen yosunlar üreterek gelecekte petrol sıkıntısını aşabilecekleri görüşünde.
Yosun ayrıca, mısır gibi biyo yakıt sağlayan ürünlere göre de daha avantajlı. Kuru toprakta ve tuzlu suda yetişebilen yosunlar, şimdiden yosun çiftliklerinden petrol elde etmeyi amaçlayan 100'den fazla şirketin ilgisini çekmiş durumda.
Nükleer atıktan enerji Bugün faaliyette olan nükleer reaktörler 1950'lerde geliştirilen standart teknolojiyi kullanıyor. Terra Power adındaki enerji şirketi, yeni bir nükleer enerji teknolojisini piyasaya sunmayı amaçlıyor. Eski nükleer reaktörler, düzenli olarak zenginleştirilmiş uranyum ikmaline ihtiyaç duyuyor, ardından uranyumu nükleer atık olarak atıyor. Terra Power şirketinin ürettiği teknoloji burada devreye giriyor. Geliştirdikleri "dalga reaktörü" zenginleştirilmiş uranyumu atık halinde bile kullanarak yıllarca değerlendirebiliyor.
Dalga enerjisi Dalga enerjisinden yararlanmak yeni bir fikir değil. Bu teknolojinin savunucuları, bundan 30 yıl önce pervanelerden elektrik üretilmesi yöntemini geliştiren Edinburgh Üniversitesi akademisyeni Stephen Salter'ın yönteminin halen fayda sağlayacağını belirtiyor.
Salter'ın "Ördek" adındaki icadı, dalgalar geçerken ileri ve geri dönerek, mekanizmayı harekete geçiren bir döngü oluşturuyor.
Bugün ABD'li ve İngiliz bilim insanları Salter'ın mekanizmasını geliştirmek için çalışıyor. Amaçları 2010'da 800 eve yetecek 2MW elektrik üretmek. 2050'de bu hedefi 500 MW'a çıkarmayı istiyorlar.
Stratosfere duman enjekte etmek Bazı bilim insanları iklim değişikliğinin neden olduğu küresel ısınmayı ortadan kaldırmak için dünyayı soğutacak bir yöntemi geliştirmeyi hedefliyor. Stanford Üniversitesi iklim uzmanı Steven Schneider'in ortaya koyduğu yöntem, yanardağların atmosferin ısınmasına neden olan etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Schneider ve meslektaşları, bu fikri 1991 yılında patlayan ve atmosferin soğumasına neden olan Filipinlerdeki Pinatubo Yanardağı'nı gözlemleyerek edinmiş. Teorilerine göre, atmosferin stratosfer tabakasında uçurulacak dev balonlar sülfür oksit püskürtmek için kullanılacak. Böylece ortaya çıkan gaz bulutu güneş ışınlarını yansıtacak ve atmosferde geçici soğuma sağlayacak.
Bulut Parlatma Yukarıda modeli görünen gemi, daha parlak bulutların daha fazla güneş ışığı yansıttığı ve daha az güneş ışığı absorbe eden okyanusların daha serin bir dünya anlamına geldiği bilgisinden hareketle tasarlandı. Gemiyi "Ördek" dalga-enerjisi makinesini tasarlayan bilim adamı Salter tasarladı. Bu araçların hem hareket etmek hem de deniz suyunun yararlı partiküllerini gökyüzüne püskürtmek için rüzgar enerjisinden faydalanması öngörülüyor. Eğer süreç düzgün çalışırsa, daha koyu renk bulutlar daha küçük damlaları absorbe ederek, daha parlak bir hal alacak. Salters Cool It'te, iklim değişikliğinin yaşandığı bir dönemde bunun "zaman kazanmak için bir yol" olduğunu söylüyor.
Hayvan Dışkısını Yakıta Dönüştürme Eğer dünyada bir tek şeyin kıtlığı yaşanmıyorsa, o da insan ve hayvan dışkısıdır. İğrenç olduğu doğru, ancak kanalizasyonlar pislikle birlikte iyi bir haber de taşıyor. Kanalizasyon atıkları büyük tanklar içinde "sindirildiği" zaman bakteriler harekete geçiyor. Böylece elektrik üretiminde kullanılabilecek metan gazı ortaya çıkıyor. Pennsylvania'da bir çiftçi, çiftliğinin tamamının elektriğini bu yolla karşılıyor. Dışkıdan enerji üretmenin başka yolları da var ancak birçok şehir kanalizasyonu gübre olarak kullanılması için tarım alanlarına göndermeyi tercih ediyor. Yanda, Hindistan'dan bir kadın kuruttuğu tezek parçalarını düzenlerken görülüyor.
Vücut Isısının Toplanması Matrix filminde makinelerin insanları köle haline getirip hayatta kalmak için insanların enerjisini kullandığı alternatif bir geleceğin hikayesi anlatılıyordu. Gerçek hayatta bilim insanları işleri bu kadar ileri götürmedi, ancak birçok bilim insanı, insan vücudunun enerjisinin bir kısmını toplamak için fikirler geliştirdi.
Bu fikirler içinde en dikkat çekeni insan vücuduyla hava arasındaki sıcaklık farkından faydalanmayı amaçlayan termoçift denen bir cihaz. Bilim insanları eğer sıcakla soğuk arasına iletken bir madde konursa elektrik üretilebileceğine inanıyor. Vücut enerjisini toplamak için bilim insanları termoçifti kullanarak bir cep telefonu pilini şarj edebilecek kadar küçük miktarlarda elektrik üretecek küçük bir araç geliştirmeyi planlıyor. ABD Savunma Bakanlığı da insan vücuduna yerleştirilen ya da takılan ve örneğin cephede bir askerin yerinin tespit edilmesi için kullanılabilecek fütüristik cihazlarda vücut sıcaklığının kullanılıp kullanılamayacağını araştırıyor.
Hortum Enerjisi Elbette rüzgar tribünleri enerji üretiyor. Ancak bir de bir hortumun yarattığı rüzgarı yakalayan bir rüzgar tribününün ne kadar hızlı döneceğini düşünün.
Girdap motoru gibi alternatif enerji santrallerinin ardında yatan fikir de bu. Bu motorlar sayesinde bir bacanın içinde yükselen ısı kullanılarak yapay bir hortum oluşturulacak. Bu hortumun rüzgarı bacanın duvarlarının içine yerleştirilen ve bir mile bağlanan tribünleri döndürecek.
Aletin Kanadalı mucidi Louis Michaud, internet sitesinde, "Girdap temel istasyondan kopamaz" diyor.
Ayak Gücü İki MIT öğrencisi, 2007 yılında üzerine ayakla basıldığında daralıp genişleyen ve genişlediğinde enerji üreten piezoelektrik zemini geliştirdi. Örneğin, bir tren istasyonu gibi kalabalık bir ortamda atılan adımlar, bu süreci değerli hale getirecek kadar enerji üretebilir. Şimdiye kadar Avrupa'da bulunan dans kulüpleri ve Japonya'daki tren şirketleri elektrik üretmek için zeminlerden faydalanmaya başladı.
Yukarıdaki resimde Tokyo'da bu teknolojinin kullanıldığı mekanlardan biri görülüyor. POWERLeap isimli bir şirket de piezoelektrik panelleri Ann Arbor, Michigan'da denedi.
Dünyaya Su Enjekte Etmek Eğer insanlar dünyanın derinliklerindeki enerjiyi toplayabilirse, sınırsız bir yenilenebilir enerji kaynağına sahip olabilir. Jeotermal enerji sistemleri tasarlayan Seattle'daki AltaRock Energy gibi şirketler de bu vaatle yola çıkıyor.
AltaRock yerin derinliklerine su pompalamayı, burada ısınan suyu yüzeye çekerek enerji üretmeyi ve soğuyan suyu yeniden yerin derinliklerine göndererek çevrimi tamamlamayı planlıyor. Ancak bu uygulamayla ilgili önemli bir soru işareti var: 2006'da İsveç'te olduğu gibi küçük de olsa depremlere neden olur mu? AltaRock California'daki deneme tesislerini geçen yılın sonlarında kapatmış olsa da jeotermal enerji fikri geçerliliğini kaybetmedi. Hatta ABD Enerji Bakanlığı araştırma projeleri için fon sağlıyor.Kaynak: Dünyanın kaderini değiştirecek buluşlar
Elektriğe sahip olmayan bir çok fakir yerleşim alanlarında yiyecekleri muhafaza etmek büyük bir sorun. Zaten kısıtlı olan yiyeceklerin buzdolabının olmaması sebebiyle kısa sürede bozulması yiyecek sıkıntısını daha da artırmaktadır. Nijeryalı Muhammed Bah Abba adlı kişi geliştirdiği çömlek buzdolabı bu sorunu büyük ölçüde çözmeyi başadı.
Böyle giderse milyar yaşındaki gezegeni, birkaç yüz yılda yiyip bitireceğimizin geç de olsa farkına vardık. İşte dünyamızın kaderini değiştirmesi umulan çevreci icat ya da fikirler.