Komarebi (Japonca)Ağaçların arasından sızan güneş ışığıTsundoku (Japonca)Sürekli kitap alıp okunmamış bir kitap yığını oluşturmakMamihlapinata (Yagon)İki kişinin deli gibi isteyip de bir türlü harekete geçemediği o bakışma anıFernweh (Almanca)Hiç gitmediğiniz bir yeri özleme hissiHanyauku (Namibia Dili )Sımsıcak kumda ayak parmak ucunda yürümekCulaccino (İtalyanca)Yoğuşmanın en şiirsel hali. Soğuk bir bardağı masanın üzerine koyduğunuzda geride bıraktığı izGigil (Filipinler)Tatlı bir şeyi sıkma, mıncıklama hissiUtepils (Norveççe)Dışarda güneşli bir havada bira içmekUbuntu (Güney Afrika)Bizi diğer insanlara karşı gösterdiğimiz şefkat tanımlar anlayışıLaotong (Mandarin-Çince)İki kız arkadaş arasında sonsuza kadar süren dostluk bağıTidsoptimist (İsveççe)Daha çok zamanı olduğu düşüncesiyle sürekli geç kalan insanSobremesa (İspanyolca)Yemekten sonra size eşlik eden kişiyle sohbet keyfiGoya (Urdu dili)Güzel bir hikayenin iyice içine girip kurgu değil de gerçekmiş hissini yaşamak.Prozvonit ( Çekçe)Çaldırıp kapatmakİnsanlar neyi yaşarsa onu konuşur. Eskimolarda buzu anlatan 50 farklı sözcüğün, Türklerde akrabalık ilişkisini anlatan tonlarca sözcüğün olması gibi.Bu sözcükler Türkçeye çevrilirken kısaca ifade edilemiyor.Norveçlinin ya da Filipinlinin bir çırpıda ifade ettiği ama bizim bir ton sözcükle anlatabildiğimiz "çevrilemez" sişte o sözcükler...Mudita (Sanskritçe)Diğer insanların mutluluğundan mutla olabilme