Cem Kıvırcık yazdı: Çiğ köfte ve teknoloji
Cem Kıvırcık'la Dijital Gündem köşesinde bu hafta çiğ köfte ve teknoloji arasındaki ilişkiyi araştırıyoruz.
Başlığı görüp de ne alakası var diye düşünebilirsiniz. Veya acaba çiğ köfte imalatındaki robot teknolojilerden mi bahsedecek acaba diyebilirsiniz…
Biraz sabır, anlatacağım…
Aslında her şey uzun bir süredir gitmek, görmek istediğim Adıyaman yolculuğu ile başladı. Gaziantep, Urfa ve Mardin gibi kadim kentlerimizi gezme fırsatım olmuştu ama yarım asrı geçen ömrümde Adıyaman ve tabii ki Nemrut Dağı içimde bir ukde olarak kalmıştı…
Ta ki, Adıyaman Belediye Başkanı Sayın Fehmi Hüsrev Kutlu’dan Çiğ Köfte Festivali’ne katılma daveti alana kadar…
Bu vesileyle başta Kutlu olmak üzere, bu güzel etkinlikte emeği geçenlere, bizleri Anadolu insanına özgü misafirperverlikle muhteşem şekilde ağırlayan Adıyamanlılara bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.
Cem Kıvırcık yazdı: Çiğ köfte ve teknoloji
Çiğ köfte güzel… Adıyamanlıların deyişiyle belki de “en tatlı acı” … Peki, teknoloji bunun neresinde?..
Geçtiğimiz haftaki yazımda Yuval Noah Harari’nin “Homo Sapiens” adlı kitabından söz etmiştim. Kendisi avcı toplayıcı toplumdan, tarım toplumuna geçişi önemli bir gelişme olduğunu iddia ediyor ancak bu gelişmenin pek de insanlık hayrına olmadığını düşünüyordu.
Şimdi o günlere dönelim… Anadolu’nun bereketli topraklarında tarımın yapıldığı, buğday başaklarının altın sarısı rengiyle tarlaların pırıl pırıl parladığı o günlere…
Zalim Kral Nemrut, kendini ilahlaştırmış, kendi putlarına tapılmasını istemiştir. Bu putları kıran ve “Benim rabbim Allah’tır…” diyen Hz. İbrahim’i büyük bir ateşte yakmak için tüm halkın odun toplamalarını emreder… Ancak, dağa ava gitmiş, bu emirden haberdar olmayan bir avcı vurduğu ceylanla eve gelir ve karısından yemek yapmasını ister… Tüm odunlar Hz. İbrahim’in yakılacağı ateş için toplandığı için kadın ocağı yakamaz, çaresizdir… Ceylanın sağ arka budunu ayırır, ince ince taşla döverek iyice ezer… Çiğ olan bu ete, bulgur, biber ve tuz katarak yoğurur… Et; tuz, bulgur, biber ve yoğrulmanın da etkisiyle nerdeyse pişer… İşte dünyada ilk çiğ köfte böyle yapılmış olur…
Her ne kadar bu bir mit, bir rivayet de olsa ister kabul edin ister etmeyin ben çiğ köftenin bu yapılış biçiminin tarım devriminden sonraki en önemli teknolojik gelişmelerden biri olduğunu düşünüyorum.
Günümüzde hijyenik koşullar nedeniyle çiğ köfte yapımında köklü bir değişiklik daha yapmış Adıyamanlılar… Çiğ köftenin içindeki et, bakterilerin oluşmasına neden olduğu için artık kullanılmıyor. Nitekim, bu sayede ülkemizde binlerce insana istihdam sağlayan bir sektör oluşmuş. Bugün hemen hemen her yerde çiğ köfte satan bayiler var. Bu pazarın neredeyse yüzde 90’dan fazlası da Adıyaman kökenli… Ve etsiz çiğ köfte de menşei Adıyaman olarak tescillenmiş bir mamul…
Bu yazıyı okuduktan sonra bol acılı etsiz bir çiğ köfte iyi gider değil mi?.. Hadi afiyet olsun!..
Sevgiyle kalın…
Cem Kıvırcık – Twitter/Facebook/Instagram: @cemkivircik