BTK Başkanı sansür hakkında konuştu, amacımız o değil!
İnternete gelen sansürleme için konuştu!
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı (BTK) Tayfun Acerer, NTV'de Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı. İnternet sınırlamasıyla ilgili detaylı bilgi veren Acarer, bunun bir yasaklama olmadığını söyledi.
Acerer röportajından öne çıkanlar;
İnternette yeni yasak tartışmaları devam ediyor. Bu tasarıya bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu ve ne hedefliyor bu düzenleme?
Anlayamadığım konu yasak bunun neresinde? Yapılan düzenlemenin devletle ilgili hiçbir tarafı yok. Sadece bir nokta var onun dışındaki düzenleme tamamen kişilerle ilgili kişilerin mağduriyeti ile ilgili düzenleme. Bugün kendisi ile ilgili hakaret içeren bir yazı internette yayınlanan bir kişi, hiç tasvip etmediği bir resmi veya bir videosu yayınlanan kişi nereye başvuracak, ne yapacak? 10 kişiye sorsak 9 tanesi doğru prosedürü söyleyemez. Bununla ilgili prosedür oldukça uzun ve sonuçsuz bir süreç. En sonunda gittiğiniz mahkeme ki doğrudan mahkemeye de gidemiyorsunuz. Mahkemeye gittiniz mahkeme dedi ki siz haklısınız videonun çıkartılması dedi. Ama sonuç sıfır. Bu kararı uygulayacak yer sağlayıcıların yüzde 90’ı yurtdışında. Onlar da bu mahkeme kararıyla bir yükümlülükleri olmadığı için kararlar yerine gelmiyor.
Belki erişim engellenmesi durumuyla karşı karşıya kalmamak için servis veya hizmet sağlayıcılarının daha titiz davranacağı bir süreç mi olacak?
Aslında dediğiniz olsa sorun kalmaz. Yer sağlayıcı ile içerik sağlayıcı çok farklı. Yer sağlayıcılar büyük arama motorları büyük siteler. Erişim sağlayıcıları onlara giden yolu temin etmeye çalışan işletmeler. İçerikle ilgili sorun kaldırılsa zaten şu andaki sorun olmaz. Burada mahkemenin almış olduğu karar rahatsızlık veren o yazıya, resme, videoya neyse URL bazında yani tüm siteye yönelik değil de sadece o resme veya yazıya yönelik adresi engelle diyor. Artık sitelerin kapanmaması yolunda da çok ciddi bir adımdır bu.
Örneğin bir A sitesinde yayınlanan bir dosyayı videoyu A sitesini kapatmadan o dosyaya erişim şeklini kapatmak.
Aynen öyle. Zaten yer sağlayıcı Türkiye'deyse zaten mahkemesinin kararını yerine getiriyor içeriği de çıkarıyor. Ama daha fazlası yurtdışında olduğu için öncelikle yolu keselim sonra içeriği çıkaralım. Özel hayatın gizliğindeyse durum daha acil. Bununla ilgili istenmeyen bir resim bir video bu gerçekte olabilir veya kurguda olabilir, montajda olabilir. Bu videodan mağdur olan kişi kısa sürede bunun yayılmasını engellemek için doğrudan TİB aracılığıyla birliğe ulaşıyor 'ben buyum şu URL adresli videoyu engelleyin' Burada daha mahkeme kararı yok, fakat kişi kendini ispatladı. Çok kısa sürede en geç bir saat içinde bu sorun çözülecektir. Ama kanuni tarafı eksik kaldı. Bunu yapan kişi 24 saat içinde mahkemeye başvurup 48 saat içinde de mahkemeden karar doğrudan TİB aracılığıyla aldırabiliyor.
Peki bu yayın engelleme kararının kalıcı olacağı haller var mı?
Mahkeme sizi haklı bulmuşsa o URL’ye erişim siteye değil IP adresine değil sadece o resme veya yazıya erişim kalıcı olacaktır mahkeme kararı olması şartıyla.
TİB başkanının reysen yasaklama yetkisi sözünü ettiğiniz kapsamda mı yoksa başka noktalarda var mı?
O yetki dikkat edin o kanun maddesinde özel hayatın gizliliği ile ilgili bir konuda olacak. Bununla ilgili vatandaş kendisi işlem yapamayacak durumda olacak. Zaten vatandaş bundan rahatsızsa kendisi işlem yapar. Demek ki mağdur olan kişi belki hastandır, belki ameliyatlıdır, belki uzak bir seyahattedir, Türkiye'de değildir veya ölmüştür. Yani kendisi bir nedenden kendi hakkını koruyamıyorsa bu durumda TİB başkanı özel hayatın gizliliği ilgili konuda devreye girip erişimi engellemesi mümkün. Ancak bundan rahatsız olan başkaları varsa mahkemeye gidip bu erişimi kaldırabilir.
İnternet trafiği bilgilerinin belirli süre saklanması bir diğer tartışmalı konu. Buna neden ihtiyaç duyulduğu yönünde tartışmalar var. Sadece trafik bilgisi mi saklanacak yoksa içerikle ilgili bir saklanma olacak mı yönünde kaygılar da var.
İçerik nedir trafik nedir onu ayırmak lazım bir kere. Eskiden çok mektup kullanıyorduk. İnsanlar iki sayfa üç sayfa mektup yazar, üzerine de gideceği adresi yazar, göndereni yazar, onun adresini yazar bir de tarih sayı vurulurdu. Zarf trafiktir. Kimin kime gönderdiği adresi daha sonra da tarihi saati. İçindeki kağıtlar içeriktir. Buradaki olay tamamen trafik bilgisi... 6 aydan 2 yıla kadar saklanacak, içeriği ne yazıştığı ne görüştüğü o bilgiler olmayacak. Zaten seste bu var, telefonla konuşmada var. Hangi SİM kart hangi SİM kartı aradı ne zaman aradı, ne kadar görüştü, bu var. Bu iki şeyden gerekli. Birincisi parasal durumlardan. Faturanıza itiraz ediyorsunuz 'Benim faturam bu kadar olmaması lazım' diyorsunuz. Bir liste gönderiyorlar size oradan yaptığınız görüşmelerin tarihlerini saatlerini bedellerini yazıyorlar. İkincisi geçmişe yönelik bir olay araştırılacaksa trafikten bu araştırılıyor. Şimdi aynı olay internet için de geçerli. Ama metinler değil, görüşmeler değil sadece IP’lerin ve hangi gün hangi saatte aranma. İçeriği saklamak hukuken mantıklı değil, çünkü içeriği sakladığınız zaman oradaki bir zafiyette o işletmecinin lisansının iptaline kadar olay gider. İkincisi içeriği saklayacak server'ları, bilgisayarları satın almak sizi batırır. O aldığınız bilgisayarları koyacağınız yerin kirası, onların kliması sizi sıfıra götürür.
Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet ve bölge ayrımına dayanarak aşağılama suçu da artık site kapatma nedenleri arasında. Bu ifade muğlak olarak eleştirilip bir çok site buna dayanarak kapatılabilir deniyor. Acaba bunda başka bir noktaya bakılacak mı?
Hayır, tamamen kişilerin mağduriyeti orada dikkate alınıyor. Dikkat ederseniz 9 ve 9a maddeleri birisi kişilik hakları ihlali vatandaşın, ikincisi özel hayatın gizliliği; o da vatandaşın.