Apple Vision Pro’nun “Görsel Arama” özelliği bilimkurgu filmlerinden çıkmış gibi
Amerikalı teknoloji devi Apple’ın ilk karma gerçeklik gözlüğü Vision Pro, her gün farklı bir yönüyle gündeme gelmeye devam ediyor.
Ahmet Şen
Apple Vision Pro, kullanıcıların sabırsızlıkla beklediği bir cihaz olup 2024 yılında piyasaya sürülmesi planlanıyor. Kullanıcıların heyecanını artıran duyumlar arada sırada karşımıza çıkıyor. Daha önce WWDC 2023'te gösterilmek istenmiş ancak tam anlamıyla hazır olmadığı için sergilenememiş özelliklerden bahsetmiştik. Şimdi ise, Apple gözlüğünün işletim sistemi visionOS'un "Görsel Arama" özelliğine odaklanıyoruz.
Apple Vision Pro, her geçen gün daha da ilginç hale geliyor. Duyumlara göre, cihazın "Görsel Arama" adında bir özelliği bulunuyor. Bu özellik, visionOS'un gücünü kullanarak kullanıcıların çevreleriyle yenilikçi yollarla etkileşimde bulunmasını sağlıyor. Görsel Arama ile kullanıcılar, bir nesneyi veya bir metin parçasını tarayarak ilgili bilgilere ulaşabiliyorlar. Örneğin, bir sokakta yürürken tanımadığınız bir bitkiyle karşılaştığınızı düşünün, gözlüğünüzle tarayarak hemen daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Bu, Görsel Arama'nın nasıl kullanılabileceği konusunda sadece bir örnek.
Apple Vision Pro’nun “Görsel Arama” özelliği bilimkurgu filmlerinden çıkmış gibi
Görsel Arama, gerçek dünyadaki metinle etkileşim için de kullanılabilir. Bu özellik, kullanıcıların basılı metni seçmelerini, kopyalamalarını ve yapıştırmalarını sağlar, tam da dijital bir belgedeki metinle yapacakları gibi. Başka bir etkileyici özellik ise, Görsel Arama'nın 17 farklı dilde gerçek zamanlı metin çevirisi yapabilmesi. Bu özellik, kendi dilini bilmeseniz bile farklı dilleri konuşan insanlarla iletişim kurmayı kolaylaştırıyor. 'Görsel Arama', ölçü birimlerini dönüştürmek için de kullanılabilir.
Bir tarif gram cinsinden malzemeler istiyor fakat siz ons birimini daha iyi biliyorsanız, Görsel Arama yöntemini kullanarak birimleri dönüştürebilirsiniz. 'Görsel Arama' hala geliştirme aşamasında olmasına rağmen, çevremizle etkileşim şeklimizi köklü bir şekilde değiştirebilecek potansiyele sahip. Bu yeni özellik, dijital dünyayı fiziksel gerçekliğimizle birleştirerek, yaşamımızı daha kolay, daha pratik ve daha keyifli kılabilir.