Dahmer'i unutun! Netflix çok daha sağlam bir psikopat buldu!
Netflix'in iki harika başrolü olan son gerilim filmi The Good Nurse yayına girdi. Film, sonunda 29 hastayı öldürdüğünü itiraf eden bir hemşire olan seri katil Charles Cullen'ın gerçek hayat hikayesini anlatıyor.
Yeni Netflix filmi, yaşananların senaryolaştırılmış bir dramatizasyonu olsa da, gördüğümüz birçok şey doğru. Örneğin, Charles'ın başka bir hastanede hastalara digoksin dozunu verdiğini ve Amy ile birlikte Parkfield'de insülin kullandığını öğreniyoruz. Bu, Charles'ın kasıtlı olarak hastaları aşırı doz almasıyla gerçek hayatta olanlarla tutarlı.
Charles Cullen hastaları öldürmek için hangi ilaçları kullandı?
WebMD'ye göre digoksin, kalp yetmezliği olan insanları tedavi etmek için kullanılan sarı, yuvarlak bir tablettir. Kardiyak glikozit ilaç sınıfının bir parçasıdır. İnsülin ise vücudunuzun kanınızdaki glikozu düzenlemek için ürettiği bir hormondur. Diyabet hastaları yeterli insüline sahip değildir, bu nedenle, sahip oldukları türe bağlı olarak, enjeksiyon yoluyla almak için bir ilaç olarak reçete edilebilirler.
Kendi başlarına ve doğru şekilde reçete edildiğinde, digoksin ve insülinin tehlikeli olması gerekmez. Ama Charles'ın yaptığı bu hastalar için ölümcüldü.
Gerçek hayatta Charles, hastalarına bu ilaçları gizlice enjekte eder, ancak Netflix filminde biraz farklı bir strateji kullanır. The Good Nurse'da Amy onu Parkfield'de serum torbalarına insülin enjekte ederken yakalar, bu da hastaların çantalarını değiştiren herhangi bir hemşirenin farkında olmadan onları öldürebileceği anlamına gelir. Her iki şekilde de gerçekten ürpertici.
Artık The Good Nurse'u Netflix'te izleyebilir ve davayla ilgili her şeyi anlatan, 11 Kasım'da yayınlanacak olan Capturing the Killer Nurse belgeseline göz atabilirsiniz.